- Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındınız, savcılık sorgusunun ardından da serbest bırakıldınız. İddiada yer almamasına rağmen, silah kaçakçılığı yaptığınız için gözaltına alındığınız yazıldı...
Ben bunu espri olarak söyledim. Sağlık kontrolünden geçirilmek için hastaneye sevkedildik. Gazeteciler neden gözaltına alındığımızı biliyorlar sonuçta... Sorduklarında da sırf espri olsun diye "Silah kaçakçılığı yüzünden" dedim. Bunu ciddiye aldıklarına inanamıyorum! Biz hiçbir zaman hiçbir şeyden kaçmıyoruz. Elbette çok yaralayıcı bir şey bu, böyle bir soruşturma kapsamında terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındık. Ama suçlu olmadığımız kanıtlandı. Belirli bir prosedür var, onlar bu prosedüre uyuyorlar. Biz de vatandaş olarak buna uymak zorundayız. Yasa değişikliği şart! Yaşanan şeyi espriye vurup dayanıklı çıktık. Elbette psikolojik olarak bunlara katlanmak çok zor bir süreç.
- "Cumhuriyet Kadınları" projenizle ilgili olarak mı gözaltına alındınız?
Bir neden ya da suçlamada bulunmadılar. Birçok soru sordular. 100 tane sorudan bir-iki tanesi de "Cumhuriyet Kadınları"na aitti. Bütün sorulan sorulara da cevap verdik. Hiçbir suçlama olmadı, çok da iyi davrandılar bize.
- Projeye devam edecek misiniz?
Şu an telefonumu kapattım. Başımı dinlemek için tatil yapmak istiyorum. "Cumhuriyet Kadınları" projesi de tüm Türkiye'de turne halinde devam edecek, çok da büyük bir patlama var. Gözaltından sonra bu konuda çok daha fazla ilgi gördüm. Proje büyüyerek yayılmaya başlayacak. Daha çok sanata, daha çok üretmeye ihtiyacımız var Türkiye için. Bunlar Cumhuriyet'in ilk öncü kadınları... Hem onların anısına bir saygı duruşunda bulunmak hem de şapka çıkarmak adına çok önemli bir proje bu. Herkesi bu kadınlarımızla ilgili bilgilendirmek gerekiyor. Türk gençlerine Atatürk'ün nutkunu okumalarını tavsiye ediyorum. Tekrar tekrar okusunlar.
- Gözaltında tutulduğunuz süreçte neler yaşadınız?
Gözaltı, çok ağır bir süreç. Kendinizi çok kötü hissediyorsunuz. Sonuçta bir hücreye kapatılıyorsunuz.
- Yalnız mıydınız?
Evet, herkes hücresinde yalnızdı. Üzerinize demir parmaklıklar kilitleniyor, narkotik suçlular ve siyasi suçlular ile aynı nezarethanede kalıyorsunuz. Zor bir süreç... Dünyayla ilişiğiniz kesiliyor. Gazete yok, kitap yok, görüşme yok... Kızınızla bile görüşemiyorsunuz. Ne verilirse onu yemek zorundasınız. Şehir suyunu kullanabiliyorsunuz. Çamaşır değiştirmeniz, yıkanmanız bile söz konusu değil. Bir sedirin üzerinde sadece battaniye ile yatabiliyorsunuz.
- Gözaltındayken en çok neyi düşündünüz?
Kamuoyunun ve medyanın tepkisini merak ediyorsunuz. Bir de dünyada neler oluyor, onu merak ediyorsunuz. Ailenizi, kızınızı, evladınızı düşünüyorsunuz tabii ki...
- Sorgunun ardından serbest bırakıldınız. Peki sonuç ne oldu?
Tekrar ifademize başvurulabilir. Takipsizlik kararı henüz verilmedi. Bundan sonraki süreç ne olacak, hep birlikte göreceğiz.
- Türkiye'de sanatçıya verilen değeri nasıl görüyorsunuz?
Sanatçı olarak değil insan hakları olarak düşünüyorum, bu şekilde gözaltına alınmalar olmamalı... Ne yazara, ne çizere ne de sanatçılara yapılmalı bunlar. Hatta hiçbir insana yapılmaması lazım.
- Hülya Avşar'ın kardeşi Helin Avşar, internet sitesinde size destek verdiğini yazmış...
Kendisine çok teşekkür ediyorum. Çok duyarlı biri ve benim iyi bir arkadaşım. EVet biraz daha sanatçılara toleranslı olmak lazım.