ABD'nin Kudüs kararını tanımadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump için "Kendin çalar kendin oynarsın" dedi. Erdoğan üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını da değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Dünya İnsan Hakları Günü Programı'na katıldı.
Burada bir konuşma yapan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bu sabah erken saatlerde kaybettiğimiz Sayın Çağlar'a Allah'tan rahmet yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Ülkemizin 2017 üçüncü çeyrek oranının yüzde 11.1 olarak açıklanması sevindirici. Bu oranla Türkiye üçüncü çeyrekte dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. Bu yıl birinci çeyrekte revize edilmiş hakliyle yüzde 5.3, ikinci çeyrekte yüzde 5.4 büyüyen Türkiye böylece üçüncü çeyrekte ikinci yarının tamamına denk büyüme oranına ulaştı. İnşallah yılın tamamında da yüzde 7 civarında büyüme oranı hedefliyoruz. Bu büyüme rakamları ile Türkiye'yi zayıf göstermek için çalışan iç ve dış fesat odaklarına en güzel cevap verildi. Türkiye kendisine güvenen, inanan, yatırım yapan hiç kimseyi sukutuhayale uğratmamıştır, uğratmayacaktır. Bizimle birlikte olanlar kazanacak, karşımıza yer alanlar ise kaybedecektir.
İnsan hakları gününü dünyanın pek çok yerinde özellikle Kudüs'te insan haklarının ayaklar altına alındığı bir dönemde yaşıyoruz. Kudüs'te sergilenen vandallığın, hoyratlığın ilelebet devam etmesi mümkün değildir. Bugün kendilerini Kudüs'ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler.
ABD Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararıyla dökülen kana ortak olmuştur. Kudüs'ü Müslümanlara ve diğer dinlerin mensuplarına zindan edenler, ellerine bulaşan kanı asla temizleyemeyeceklerdir. Biz bu kararı asla tanımıyoruz. Başkan Trump'ın açıklaması bizi bağlamaz. Kudüs'ü de İslam dünyasını da bağlamaz. Sen çalarsın sen oynarsın. Bugünkü sorunların temelinde ABD ve Avrupa'nın İsrail'in önünü açan politikaları vardır. Bu ülkeler BM kararlarına sahip çıksaydı bölgede 10 yıllardır süren katliamların önüne geçilebilirdi. Filistin ve Kudüs konusundaki beyanları yakından takip ederek herkese notunu vereceğiz.
Batı ülkeleri yaptığımız reformları sessiz devrim diye nitelendirdi. İnşallah bu çalışmaları önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz.
Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta yaşanan insani dramlar karşısındaki duruşu başlaı başına insan hakları efsanesidir. Suriye'den sınırlarımıza gelen herkese kucak açtık. Yaklaşık 3.5 sığınmacıyı misafir ediyoruz. Dünyada başka örneğimiz yok. Türkiye sınırları içerisinde en çok mülteci barındıran ülkedir. Başı dara düşen herkes inancına kökenine bakmadan bu topraklarda kendine yer bulmuştur. Bu ülkeye karşı ihanet içine girmemiş olması şartıyla herkese kapımız açıktır. Açık olmaya devam edecektir.
Asıl üzülmemiz gereken, yüreğimizi parçalamamız gerekenler buraya gelenler değil , yolculuk sırasında hayatlarını kaybedenler olmalıdır. Aylan bebeğin kıyılarımıza vuran minik bedenini asla unutmayacağız. Aile fertlerini kaybedip ele ele tutuşarak askerlerimize sığınanları unutmayacağız. Eğer dünyada mültecilere sahip çıkma konusunda bir ödül verilecekse, bunu en fazla hak eden ülke Türkiye'dir. Böyle bir hediye verilmeyeceğini de gayet iyi biliyoruz.
Bunlar bir terör örgütünü, başka terör örgütüyle yok etme gafletine düşecek kadar barıştan uzak tiplerdir. İstediği kadar nükleer silahları olsun, güçlü olan haklı olandır. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz. Bunun için dünya 5'ten büyüktür diyerek itirazımızı dile getiriyoruz. Yaşanan her hadise itirazımızın haklılığını gösteriyor."