Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,4216
EURO
43,7749
IMKB
9.491,000
ALTIN
4.138,320
 
Hava Durumu ANKARA
4 / 12 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"TÜRKAN'I ASLA ALDATMADIM"
 TÜRKAN I ASLA ALDATMADIM
 
Ünlü oyuncu Cihan Ünal özel hayatını tüm samimiyetiyle anlattı: "Türkan (Şoray) benimle ilgili hiçbir ihanet yaşamamıştır, yaşayamaz. Öyle bir şey olsaydı şimdi görüşüyor olamazdık. Türkan benim en yakın dostumdur".
 
13.6.2005 - 00:23
İlk röportajımı yıllar önce bir tiyatro salonunda yapmıştım Cihan Ünal ile... İtiraf ediyorum onu soğuk ve mesafeli bulmuştum. (Belki de tiyatroda, sahnenin hemen önünde oturduğumuz için öyle gelmişti.) Bu yıl televizyonda bir sit-com'da onu izlerken 'Acaba dedim Cihan Ünal değişti mi, yoksa ben mi onu başka türlü görmüştüm?' Bebek Oteli'nde buluştuk... Çok keyifliydi sohbet... (Demek ki ön yargılı olmamalı insan.) Her şeyi konuştuk... Tiyatroyu, şöhreti, Türkan Şoray ile evliliğini, çapkınlık dedikodularını, kızları Yağmur ve Irmak Ünal'ı... Ve yıllardır hep duyduğum bir dedikoduyu sordum. Cihan Ünal da çekinmeden yanıtladı...

* Dışarıdan bakıldığında çok sert algılanıyorsunuz. Hülya Avşar ile birlikte oynadığınız dizide ise o sert imajı yıktınız. Siz mi kendinizi geç gösterdiniz, yoksa biz mi sizi geç keşfettik?
Ben hep şimdi gördüğünüz gibi varım aslında... Ama dediğiniz doğru. Belki fizik, görüntü, insanlarla arama bir mesafe koyuyor olabilir. Bir de tiyatrodaki rollerim, 4. Murat, Fatih, Osman Bey oyunları galiba beni çok ciddi gösterdi. Aslında ciddi bir insanım ama soğuk değilim. Öğrencilerim de önce çekinirler benden. Sonra çok iyi arkadaş oluruz. Tiyatro, televizyon gibi iletişimi çok parlak bir alan değil. Tiyatroda komedi de oynadım ama televizyonun etkisi çok başka bir şey. 4. Murat'ı tiyatroda oynadım ama televizyonda yayınlandıktan sonra 4. Murat, 4. Murat oldu.

DOĞRU TÜRKÇE KONUŞUYORUM
* Televizyon büyük bir savaş alanı. Oynadığınız dizi reyting alamasaydı sonuç sizin için ne olurdu?
Yıllardır televizyon yapmıyordum. Yıllar önce bir dizi çekmiştim ama 27 bölüm zor dayandım. Bir iş beni mutlu etmiyorsa hiçbir önemi yok. Geçtiğimiz yaz 5-6 dizi teklifi geldi. Bir kısmı vurdulu-kırdılımafyalı dizilerdi. Asmalı Konak benzeri dizi teklifleri de vardı. Sıcak bakmadım bu tekliflere. Sonra Birol Güven ile bir konuşmamız oldu. 'Sizi bir sitcom'da düşünüyorum. Çok iyi olacağına inanıyorum. Hatta buna karşı olanlar var' dedi.

* Yani oyuncu olarak sizi bir sit-com'a yakıştıramayanlar mı olmuş?
Sanırım öyle. Ama oyunculuk değişimdir. Türkiye'de sinemadan başlayıp diğer sanat kollarında da kalıplaşma vardır. Sinemada size bir elbise yakıştırırlar, hep o elbiseyi giymek zorundasınızdır. Benim sinema yaşamımda da öyle oldu. Oynadığım rollerde çoğunluk karakterler aynıydı. Çok iyi, çok namuslu, hiçbir kötü tarafı olmayan doktor, aynı özelliklerde milletvekili, aynı özelliklerde avukat... O zaman ne oluyor? Tek tip bir oyunculuk oluyor. Dışarıda ise değişik karakterler taşıyabileceğiniz senaryolar sunuluyor. Bizim sinemamızın en büyük eksikliği bu. Ama Devlet Tiyatrosu'nda oynarken, ister istemez oranın klasik oyunculuk tarzına giriyorsunuz. Zaten o tür roller oynadım.

* Bu ciddiyet ve klasik tavır Devlet Tiyatroları'nın bir tavrı mı? Bana şöyle geliyor; Sanki devlet tiyatrosu sanatçıları gündelik hayatta da dublaj yapar gibi konuşuyorlar...
Devlet Tiyatrosu'nun kaynağı konservatuvarlardır. Biz doğru Türkçe konuşuyoruz. Şimdi Türkçe o kadar ayaklar altındaki, biz konuşunca göze batıyoruz. Doğru olması gereken bizim konuştuğumuz Türkçe tabii.

* "Medyada popüler kültür ve göbek dansı egemen" demişsiniz. Bu bir tiyatrocu serzenişi mi? Yoksa egemen kültüre bir eleştiri mi?
Türkiye'de herkes göbek atıyor. Eğlenenler böyle eğleniyor. Daha romantik, daha sıcak, daha soft şeylerden artık zevk alınmıyor. Sadece göbek atılıyor. Zevk konusunda tartışılmaz ama bu tarz benim hoşuma gitmiyor. Medya tabii ki en çok ne ilgi görüyorsa ona yöneliyor. Biz tiyatro yapıyoruz. Medyada hiçbir tiyatro kendi içeriği ile yer almıyor. Bir nedeni var; ya oyunda biri dekolte giyiyor ya da oyuncunun biriyle ilişkisi vardır da, onunla oynuyordur. Artık oyuna, yorumculuğa eleştiri gelmiyor medyada...

* Öğrencilerinize bu zor yol için ne tür öğütlerde bulunuyorsunuz?
'İyi oyuncu olun, burayı bir basamak gibi kullanmayın. İyi oyuncu olursanız ileride ucuz, sığ, basit, bayağı şeyleri seçmekte özgür olursunuz' diyorum. Ben hep direndim, kendimi korumaya çalıştım. Çünkü yaptığım işten sonra gece rahat uyumalıyım.

* Hep Ankara'da kalsaydınız...
Ankara 60'lı, 70'li yıllarda tiyatro yönünden çok çekiciydi ve ben İstanbul'a gelmeyi hiç düşünmüyordum. 15 yıl boyunca Devlet Tiyatrosu'nda çok güzel roller oynadım. 4. Murat'tan sonra İstanbul gündeme geldi. Ama her zaman Ankara asıl mekanım, İstanbul ise iş yapmak için geldiğim bir yer oldu. Türkan ile evliliğimizden sonra İstanbul ağır bastı. Ama ben Ankaralı'yım. İstanbul'un en güzel yanı bence Ankara'ya dönüşleri.

* Nedir bu fark?
Ankara'da Oran'da, orman içinde bahçe katı bir dairede oturuyorum. Hayatım okul-ev-tiyatro arasında geçiyor. İstanbul'da ise tiyatroda provaya gidiyorum, çekim olursa sete gidiyorum. Başka bir şehirde ya da İstanbul'da olmak fark etmiyor ama Ankara'da olmak fark ediyor. Örneğin Ankara'da yemeğe çıkıyorum, beni kimse takip etmiyor, son derece rahatım. Yağmur geldiğinde yemeğe çıkıyoruz, kimse gelip de fotoğrafımızı çekmeye çalışmıyor.

* Ama parayı da İstanbul'da kazanıyorsunuz...
Çok istesem, çok fazla para kazanabilirim. Ama ben huzurlu yaşamayı tercih edenlerdenim. Bunun için Ankara'yı tercih ediyorum

GENCAY GÜRÜN...
* Gencay Gürün yıllardır çok iyi dostunuz. Siz Türkan Hanım'la evlenirken bu kararınızı kendisine söylediğinizde "Bula bula onu mu buldun?" demiş. Bu söz gerçekten söylendi mi?
Böyle bir şey olmadı. Olsa bile ben bunu herhangi birine söyleyecek bir adam mıyım? Gencay Hanım gerçekten çok değerli bir insandır.

* Nedir Gencay Gürün ile aranızdaki bağ? Tamam birlikte çok iş yaptınız ama sanki bir hayranlığınız var...
Sadece ona değil, rahmetli eşi Kamuran Bey'e de saygım ve sevgim sonsuzdur. '75 yılından itibaren arkadaşız. Fevkalade bir insandır. Bizim toplumumuz maalesef kadın-erkek arkadaşlığını her zaman başka türlü yorumlar. Çünkü akıllarına başka bir şey gelmez. O tür lafların çıkmasında bir takım kendini bilmez, hain, doyumsuz ve kifayetsiz muhterislerin payı vardır.

* Tiyatro camiası dedikodunun çok fazla olduğu bir camia mı?
Evet. Ama bu tiyatroya özgü bir şey değil. Dedikoduyu üretenler genellikle sorunlu insanlardır. Ben kimsenin etlisine sütlüsüne karışmam, kimsenin dedikodusunu yapmam.

* Çünkü siz hep en iyi rollerde oynuyorsunuz...
Evet ama hak etmeden mi oynuyorum? Hak ederek oynayan başkaları da vardır ama onların da başka ihtirasları vardır. Doyumsuzlukları vardır. Gencay Hanım'a dönersek... Sizin söylediğiniz şeyi söylemedi ama 'Evlilik için iyi düşünmek lazım' demişti. Dostça bir şeydi bu. Öteki türlüsü çok çirkin dedikodular, hiç hoş değil.

Evlenmekten hiç yılmadım



* Sakalınızı hiç kesmez misiniz? Neredeyse hiç değişmiyorsunuz...
Sakala rağmen değişmek zordur. Ama ben sakala rağmen değişik tipler oynadım. İlk rolüm Damdaki Kemancı'da bir Yahudi terzi rolüydü. Amerika'dan gelen bir koreograf beni çok beğendi ve sakal meselesi onunla başladı. Arkasından 4. Murat, Fatih geldi. Yine sakallı olmam gerekiyordu. Bu roller hep üst üste geldiği için böyle oldu. Arada oyunlar nedeniyle kestiğim dönemler oldu ama son kez Türkan'la oynadığım bir filmde kestim. Sanırım '83 yılıydı.

* İki şehirde iki ayrı yaşam... İki kız evlat... Geçmişte kalmış evlilikler... Böyle olunca insan sırtında yüklerle mi dolaşır? Yani siz yalnız yaşıyorsunuz ama yolu ve yaşamı sizinle kesişen pek çok insan var...
Yaşadıklarımdan hiçbir pişmanlık duymuyorum. Ama ben eğer yalnız yaşasaydım, daha net, daha sorunsuz olabilirdim. Ama hayat yaşadığınızla var. Ben bu yaşadıklarımdan hiçbir zaman mutsuz değilim. Bazen zor oluyor, sizi bölüyor, parçalıyor belki ama halimden memnunum.

* Parçalanmışlık duygusu hisseder misiniz?
Tabii ki hissedilir. Mesleğine çok düşkün olan insanlarda, çok istese bile aile yaşamı zordur. Ki ben aile yaşamını çok severim. Çocukluğum çok sıcak bir ortamda geçti. Annemle babam 50 yıl evli kaldılar. Ben onları gördükçe 'İnsan hemen evlenmeli' diye düşünürdüm. O yüzden mezun olur olmaz evlendim. Sonra da bildiğiniz gibi evlenmekten hiç yılmadım!

* Evliliklerinizde anne ve babanızın beraberliğinin uyumunu mu bulmaya çalıştınız?
Evet, galiba öyle oldu. O sıcaklığı, o aile hayatını hep aradım, hep istedim. Ben zaten evcil bir adamım.

* Niçin yürümedi beraberlikleriniz?
Birçok nedeni var. Birinde sevginin bitmesi olur, bir diğerinde hayal kırıklıkları olur. Bunları konuşmak istemiyorum. Bitmesi için mutlaka bir nedeni olmuştur. Hoşluğunu hala yaşadığım ve unutamadığım bir aşkım vardır. Bunu ilk kez söylüyorum. Hiç unutamam onu. Düşündüğüm zaman çok uzun süren ve her zaman sevgiyle, saygıyla anacağım müthiş bir hoşluktur o benim için. 18-19 yaşlarındaydım. Ben o zaman tanınmış bir insan değildim. Ondan aldığım karşılıksız ilgiyi, sevgiyi hemen hemen hiç kimseden görmedim. Onunla birlikte yaşadığımız sevgiyi ve sıcaklığı hiçbir zaman unutamam. Bu yanlış anlaşılmasın ama. Ben beraber olduğum her insana çok saygı duydum.

* Bütün röportajlarınızda çapkın olmadığınızı ifade etmişsiniz...
Çapkın değilim. Belki ben çapkınların (tabii ki kadınlardan söz ediyor) tuzağına düşebilirim. (Gülüyor) Ve ben bir ilişki içindeyken o bitmeden bir başka ilişkiye asla girmemişimdir. Yani bende hiçbir ayrılığın nedeni asla bir başka kadın olmamıştır.

* Türkan Hanım'la evliliğinizi bir ihanet bitirmedi mi?
Türkan benimle ilgili hiçbir ihanet yaşamamıştır, yaşayamaz. Öyle bir şey olsaydı şimdi görüşüyor olamazdık. Türkan benim en yakın dostumdur. Sık sık görüşüyoruz, paylaşıyoruz, sorunları tartışıyoruz. Hayatımda ihanet edilmeye layık olan kişiler olmuştur onlara bile yapmamışımdır.

* Türkan Hanım'la yaşadığınız neydi? Büyük bir aşk mı? Ona, hayatına farklı kapılar açtınız, onu bir eşikten geçirdiniz. Bu cesaret sanırım büyük aşk olmadan olmaz... Şimdi olsa yine yapar mısınız?
Şimdi olsa yine yaparım. Çünkü ben Türkan'a aşık oldum.

* Eminim, o dönemde bizim bilmediğiniz pekçok zorluk da yaşadınız...
Çok zorluklar yaşadık. Ama ben bir şeyi kafaya koyduğum zaman yılmam. Hiçbir şey beni geri çeviremez. Ben sevdim, aşık oldum ve aşk için her şeyi yaparım. Tabii karşımdaki buna değiyorsa...

* Türkiye'nin en büyük yıldızlarından biri ile evleniyorsunuz ve onu buradaki hayatından alıp Ankara'ya götürüyorsunuz. Küçük bir apartman dairesinde yaşamaya başlıyor. Yaşam koşulları değişiyor. Evinin işini kendi yapıyor. Ütü, çamaşır, bulaşık, vs... Aşık olduğunuz kadının kimliğini değiştiriyorsunuz...
Benim Ankara'da evim vardı. İstanbul'da ise bir evim vardı ama inşaatı sürüyordu. O ev bitene kadar Ankara'da yaşamamız gerektiğini söyledim. Çünkü bir evlilik yürütülecekse o evliliği ben yürütürüm. Başka türlü dedikodulara yol vermem yani. Ankara'da yaşarken Yağmur doğdu, sonra İstanbul'daki ev bitince İstanbul'a geldik. Onun daha önceden alıştığı bir tarz değildi belki ama kabullendi. Ankara'da da evde çalışan insanlar vardı ama yemek de yaptı, ev işi de yaptı. Ben de çok yer sildim. Çok güzel günlerdi. Sanırım Türkan'a sorsanız, o da o günleri çok güzel anlatır. Dediğiniz gibi zorluklar vardı ama değerdi, çünkü Türkan gerçekten olduğu gibi görünen, sevgisini gösterebilen, çok iyi bir insandır. Çok iyidir... Ve ben ona her zaman çok kıymet veririm.

* İki kızınız var. Irmak Ünal ve Yağmur Ünal... Otoriter bir babasınız değil mi?
Çok otoriter değilim ama prensiplerim vardır, onu da onlar bilirler. Otorite kullanıp baskı yapmam. Tercih onlarındır. Tercihlere karşı tepkim de bana ait bir şeydir. Bazıları öyle zannetse de tepkim, vurup kırmak, bağırmak çağırmak değil hiçbir zaman. Hayatımda ne çocuğuma vurmuşumdur ne de bir kadına... Böyle şeyler zaman zaman yazıldı çünkü. Ben çocuklarımı özgür bırakırım. Onlara söylemem gerekeni söylerim, onlar alırlar, yaparlarsa ne ala, yapmazlarsa benim de tepkim ona göre olur. Bu sertlik değil ama mesafede değişimler söz konusu olur.
(Şengül Balıksırtı/Sabah)


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


BABA'LARDAN RTÜK'E 'KÖPEK' ŞİKAYETİ!

KADIN PROGRAMLARINDAN ŞİKAYETLER REKOR KIRDI

ERDOĞAN'IN TAKLİDİ VALİ GÜLER'İ ÜZDÜ
»  ECE'DEN GÖĞÜS ŞOV
»  EN GÜZEL PSİKOLOG
»  AJDA PEKKAN ÇOK İYİ DİKİŞ DİKERMİŞ!!!
»  AKKAYA'NIN FİYASKO ROPÖRTAJI!!
»  "KURTLAR VADİSİ"NİN SON BÖLÜMÜ REKLAM REKORU KIRDI
»  ALİŞAN YAT ARIYOR!!!
»  BİR İSTANBUL MASALINDA SÜRPRİZ SON... SELİM ARHAN ÖLECEK
»  REİANA'DAKİ YANGIN KORKUTTU
»  REİNA YANDI!!!
»  YİNE FRİKİK VERDİ...
»  "ERKEĞİMİ KİMSEYLE PAYLAŞMAM"!
»  BEYAZ LAHANA DİYETİ İLE 5 KİLO VERDİ
»  MUTLU SON İLE BİTECEK
»  YILIN EN ÇEKİCİ KADINI ADRİANA LİMA SEÇİLDİ
»  6 BİN DOLAR'A ÇORAP
»  SEREN SERENGİL, İKİ YAŞINDAKİ ETİYOPYALI KIZ TOSHEM'İ EVLATLIK ALDI...
»  BURÇLARIN ARAPÇASINI MERAK ETTİNİZ Mİ?
»  MEHMET EYMÜR'DEN 17 YIL SONRA GELEN ÖZÜR
»  MASAL, VEDA EDİYOR
»  İBRAHİM TATLISES, 4 YIL BOYUNCA KOKAİN KULLANDIĞINI İTİRAF ETTİ..
»  BRITNEY SPEARS AŞERMEYE BAŞLADI!!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.