Zonguldak'taki programı kapsamında partisinin il başkanlığını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, 100. Yıl Şehirlerarası Otobüs Terminali'nin çevre düzenlemesi ve belediyenin satın aldığı araçların hizmete alınması töreninin ardından Kozlu beldesi sahil yolundaki Atıksu Arıtma Tesisi'nin açılışına katıldı.Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Mehmet Haberal'ın 4 yıldır hapishanede olduğunu, kendisine milletvekili adayıyken cumhuriyet savcılığından "temiz kağıdı" verildiğini söyledi.
Yüksek Seçim Kurulunun da Haberal'ın milletvekili olmasında engel görmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sizler teveccüh ettiniz, Haberal milletvekili oldu. Biz isterdik ki parlamentoya gelip görev yapsın ama 4 yıldır hapiste. Demokrasi istiyorsak önce milli iradeye, halkın iradesine saygı duymasını bileceğiz. Bir ülkede iktidar partisi, milli iradeye saygı göstermiyorsa halkın oylarıyla seçilen milletvekilini hapishanelerde tutuyorsa o ülkede demokrasi sağlıklı işlemiyor demektir. O nedenle bizdeki demokrasiye batılılar 'hibrit demokrasi' diyorlar. Sağlıklı çalışan bir demokrasi değil. Biz demiyoruz ki onlara dokunulmazlık verin, onlar yargılanmasınlar, böyle arayışımız yok. Dokunulmazlıklara önce biz karşıyız, millet seçti, meclise gelirler, işini yaparlar. İşini yapmayacaksın, mahkum da olmayacaksın ama hapishanede seni tutacağız, bunu kabul etmiyoruz. Sadece milletvekilleri değil, eğer bir ülkede gazeteciler, yazarlar, askerler, avukatlar, üniversite öğrencileri hapishanelere dolduruluyorsa o ülkede demokrasi ve özgürlük sorunu var demektir."
Kılıçdaroğlu, bir siyasal iktidar, milletin değerlerine, milli değerlere önem vermiyorsa halkın onu yargılama hakkının bulunduğunu savunarak, "Vicdanında yargılama hakkı vardır. Bir ülkenin başbakanı kalkıp da bütün milletin önünde 'ben bütün milliyetçilik anlayışını ayaklarımın altına alıyorum' derse, 74 milyon insan olarak 'Bir dakika Sayın Başbakan, orada bekle, sen hiçbir milliyetçiliği ayaklar altına alıp çiğneyemezsin' diyeceğiz" ifadesini kullandı.
Türk siyasetinin en temel sorununun, liderlerin halka doğruları söylememesi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, kendisinin her zaman doğruları söyleyeceğini belirtti.
Başkanlık tartışmaları
Kılıçdaroğlu, Anayasa Uzlaşmanı Komisyonu'na çağdaş, özgürlükçü bir anayasa yapmak için oturdukları sırada görüşmelerin ortasında başkanlık sistemin getirildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"AKP'nin son seçim beyannamesinde 'Hazırlanacak anayasa kısa, öz ve açık olmalı, güçler arasındaki ilişkiler parlamenter sistem eses alınarak, açık ve
net ele alınarak belirlenmelidir' deniyor. 'Parlamenter sistem, güçlendirilmelidir' diyor. Tam görüşmelerin ortasında ise 'başkanlık sistemini getireceğim' diyor. Sen halka 'başkanlık sistemini getireceğim' diye söz verdin mi? Hayır, 'parlamenter sistemi güçlendireceğim' diye söz verdin. Şimdi tam tersini yapıyorsun. Ne söyledim, 'yalan söyleyenden başbakan olmaz', yalan söyleyen kişi Türkiye Cumhuriyetine başbakanlık yapmaz."
"Cumhuriyetten alıp veremediğin nedir?"
Milli değerlere sahip çıkmanın herkesin görevi olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Hangi ülkeye giderseniz gidin o ülkenin milli değerlerini o ülkenin bütün yurttaşları korurlar. Biz önce milliyetçiliği ayaklar altına aldık sonra Türkiye Cumhuriyetini tabelalardan sildik. Allah aşkına söyler misiniz bana, bu iktidar neyin ve kimin iktidarı? O cumhuriyet seni başbakan, milletvekili yaptı, senin o cumhuriyetten alıp veremediğin nedir?"
Kılıçdaroğlu, "Bunların kültürü, takiye kültürüdür, yani yalan üzerine inşa edilmiş bir kültürdür" diyerek, "Amaçlarına ulaşmak için kullanamayacakları hiçbir şey yoktur. En kutsal değerleri istismar etmekte kimse bunların eline su dökemez. 'Cumhuriyet, cumhuriyet' dediler, geldiler önce Türkiye Cumhuriyetini silmeye kalktılar. Düşünün rahmetli Erbakan vardı, arkadan ilk hançerleyenler yine bunlar oldu" ifadesini kullandı.
Çözüm süreci
Kılıçdaroğlu, halkın huzur ve barış isteğini dile getirerek, kimsenin hiçbir zaman "bu ülkede çatışma olsun" demediğini kaydetti.
Önemli olan "Barışı nasıl sağlayacağız?" sorusunun cevabını bulmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Recep Tayyip Erdoğan konuşmuyor, 'barış' diyor, aksini söyleyen mi var, 'huzur' diyor, aksini söyleyen mi var, 'analar ağlamasın' diyor, aksini söyleyen mi var? Sorum şu sana Recep Tayyip Erdoğan, neyin karşılığında barış, neyin karşılığında huzur, neyin karşılığında analar ağlamasın, çık millete söyle. Bana söylemiyorsan millete söyle.”
Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar ardında Türkiye'nin çıkarlarını kimsenin pazarlamasına izin vermeyeceklerini ifade ederek, "Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum senin milletvekillerin, sen, bakanların konuşmuyor, neyin karşılığında bu pazarlıkları yapıyorsunuz siz. 'Pazarlık yapmıyoruz' diyor yalan söylüyorsun sen, Recep Tayyip Erdoğan, millete yalan söylüyorsun” dedi.
Akil İnsanlar Heyeti
Konuşmasında Akil İnsanlar Heyetine de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Siz hiç siyasi otoritenin emrinde, onun söylediğini Türkiye'de seslendirmek için görevlendirilen kişilere 'akil adam' dendiğini duydunuz mu, başka bir ülkede böyle bir saçmalık olabilir mi? Akil adam, 'aklını kiraya vermeyen, siyasi otoritenin emrine girmeyen, vatandaşın dertlerini özgürce dile getiren adam' demektir. Akil adam papağanın yaptığını yapmaz, birisinin söylediğini aynı tekrar etmek için Türkiye'yi gezmez. Akil adammış, sevsinler sizin akil adamlığınızı.'
Kılıçdaroğlu, son günlerde sistemli olarak CHP'ye karşı bir kampanya açıldığını savunarak, “Çünkü, biliyorlar ki cumhuriyetin önünde, demokrasinin önünde, özgürlüklerin önünde, hukukun üstünlüğüne inanan bir anlayışın önünde, en kararlı duruşu sergileyen CHP'dir. Bunu her yurttaşımın bilmesini isterim. Bir başbakan çıkıp halkına yalan söylüyorsa onu başbakanlık koltuğundan indirmek halkın görevidir” diye konuştu.
"Hangi mahkeme, hangi adalet"
"Mahkemelere bakın, hangi mahkeme, hangi adalet" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlar da akil adamların bir başka versiyonu. Recep Tayyip Erdoğan söylüyor, ertesi gün fezleke düzenleniyor, söylüyor ertesi gün hapis cezaları veriliyor, böyle yargı mı olur? Türkiye iyi yönetilmiyor, ne olduğu belli değil. Suriye'ye, İran'a, Irak'a bakın. Hiçbir komşumuzla kavga etmek, savaşmak istemiyoruz, biz Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'Yurtta da dünyada da barış' istiyoruz. Bunu hayata geçirmek için, bu idealin arkasında duruyoruz."