Mary küçük ve narin bir kız. Üzerinde dar bir blucin ve siyah bir bluz bulunuyor. 17 yaşında olmasına rağmen daha küçük görünüyor. Mary onun gerçek adı değil, gerçek ismini paylaşmak istemiyor. Mary kendisi gibi 5 Nijeryalı genç kız ile birlikte Nijerya’nın güneyindeki Benin kentinde bir kadın evine sığınmış.

Bütün bu kızların hepsinin buraya gelmeden önce ortak bir hayali varmış. Bu hayali Mary şöyle açıklıyor: “Biz Avrupa’ya gitmek istiyoruz, çünkü burda ızdırap çekiyoruz. Avrupa’da insan, parası olmasa bile aç kalmıyormuş. Bazı kurumlara gidip bedava yiyecek bulunabiliyormuş.”

Avrupa hayalleri

Ancak Mary’nin amacı dilencilik yapmak değil, o Avrupa’da çalışma hayali kuruyor. Hizmetçilik ya da kuaförlük yapmak istiyor. O nedenle kendisine Fransa’da çalışma olanağı sunan genç adama hemen “Evet” demiş. Mary, “Yolculuk için önceden ödeme yapmak zorunda değildik. Seyahat parasını Fransa’da iş bulduktan sonra ödeyecektik. Ama bize tabii orada fuhuş yaparak para kazanmak zorunda olduğumuzdan kimse bahsetmedi” diye konuşuyor.

Mary Fransa’ya kadar ulaşamamış. Nijerya polisi insan tüccarlarını ve 6 genç kadını sınırı terk etmek üzereyken ele geçirmiş. Genç kadınlar, sığınma evine gönderilmiş. Nijerya’da insan tüccarlarına karşı mücadele veren kurumlar, 8 yıl önce kurulmuş ve hâlihazırda da ülkenin hemen her köşesine yayılmış. O nedenle geçtiğimiz yıllarda önemli başarılar elde edilmiş ancak yine de insan tüccarlarının ne kadar genç kadını Avrupa’ya kaçırmayı başarıp fuhuşa zorladığını kimse bilemiyor. Zira kadınlar ele geçirilse bile konuşmamayı tercih ediyor.

Kara büyü taktiği

Bunun en önemli nedeni de insan tüccarlarının adi bir yönteme başvurması: Kadınlar seyahattan önce bir Yuyu büyücüsüne götürülüyor. "Yuyu" kelimesi Nijerya’nın güneyinde çok yaygın olan bir kara büyü inanışını ifade ediyor. Mary de bu büyücüye gitmek zorunda bırakılmış. Yapılan büyü, Mary ve onun gibi birçok genç kadının, başlarına gelenler hakkında konuşmalarını engelliyor. Zira aksi halde başlarına daha kötü bir şeyin geleceğine inanıyorlar.

Avrupa’dan geri dönen Afrikalılarla ilgilenen Idia Renaissance adlı yardım örgütünde çalışan Rolan Nwoha, bu taktiğin genelde işe yaradığını söylüyor.
Nwoha, “Normalde genç kızlar, bu kara büyü ile kontrol altında tutuluyor. Doğu Avrupa ya da Asya’daki insan tüccarları, kontrol etmek istediklerin kızların peşine birini takıyor. Ama buna, burada ihtiyaç kalmıyor” diye konuşuyor.

Tacirlere karşı taktik

Çünkü büyüden muazzam bir biçimde korkuluyor. Kimse mahkemede gönüllü olarak konuşmuyor. Sorumlular, azmettiriciler hapse atılsa bile, bu kızların ağzını bıçak açmıyor. O nedenle soruşturmayı yürütenler de bir karşı taktik geliştirmiş. Bu kızları, tekrar Yuyu büyücüsüne götürüyor ve büyüyü bozduruyorlar. Mary de kısa bir süre önce bu işlemi yaptırmış ve kendini şimdi nasıl hissettiğini şöyle açıklıyor: “Bana büyüye yol açan sözlerin bozulduğunu söylediler. Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum. Ve büyü artık gelecekte de beni etkileyemeyecek.”

Yine de Mary bundan sonra hayatına nerede, nasıl devam edeceğini bilemiyor. Zira Nijarye’da Avrupa’dan geri dönenlere ya da oraya gitmeyi başaramayanlara iyi gözle bakılmıyor. Çünkü Avrupa’ya gidip orada kuaför ya da tezgâhtar olarak bir iş bulmak, sadece genç kızların hayali değil, onların ailelerinin de en büyük isteği. Kızlarının bu şansı yakalaması için malını mülkünü satan aileler bile var. Kızları daha sonra elleri bomboş geri dönünce ailede büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor.

Deutsche Welle Türkçe