Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,3142
EURO
36,1357
IMKB
9.390,000
ALTIN
2.831,980
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
''Ya Baş Eğecekler,Ya Baş Verecekler''
 Ya Baş  Eğecekler,Ya Baş Verecekler
 
Erdoğan Polis Teşkilatı'nın 171. yıldönümü için düzenlenen törende konuştu.
 
7.4.2016 - 15:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Bu mücadelede şehitlik mertebesine ulaşan kardeşlerimize rabbimden rahmet diliyorum. 81 vilayetimizin tamamında vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, kamu düzenini korumak için görev yapan 260 bine yakın polisimizi tebrik ediyorum.
Terörle mücadelede görev alan polislerimizi özellikle kutluyorum. Temmuz ayından bu yana 153 polisimizi şehit verdik. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Yakınlarına ve siz çalışma arkadaşlarına sabrı cemil niyaz ediyorum. 1000’in üzerinde gazimize şifalar diliyorum.
Aynı şekilde adli olaylarda hayatını kaybeden polislerimize rahmet diliyorum. Ülkemizin ve milletinin güvenliği için kendi canlarını ortaya koyan polise olan şükran borcumuzu asla ödeyemeyiz.
İster hırsız, ister katil, ister terörist olsun, başkasının canına ve malına kast eden kişinin vicdanı olamaz. Sizler bu vicdansızlarla mücadele ederek devlet olmanın temel gereği olan toplumun güvenlik ve adalet ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyorsunuz.
POLİSE YAPILAN SALDIRI BANA YAPILMIŞTIR
Polisimizin içinde de yanlış yola sapanlar çıkabiliyor. Bunlar üzerinden tüm teşkilatın suçlanması asla kabul edilemez. Haksız yere polislerimizi yıpratmaya, onların fedakarlığını küçük görmeye kalkan herkes önce beni karşısında bulur. Dolayısıyla sizin meseleniz benim meselemdir. Size yapılan saldırı, bana yapılmış saldırıdır. Sizlerden görevlerinizi, arkanızda Cumhurbaşkanı’nın, hükümetin, devletin olduğunu bilerek yürütmenizi istiyorum.
Polisimizin içine sızarak teşkilatı ve mensuplarını kendi hain emellerine alet etmek isteyenler var. Bu tür teşebbüsler geçmişte küçük çaplı da olsa yaşanıyordu. Ancak son karşılaştığımız sıkıntı, öncekilerle mukayese edilemez büyüklüktedir.
Devlet içindeki her kurum önemlidir ama emniyet ve adalet teşkilatları doğrudan insanların hayatlarını etkileyen yönleriyle diğerlerinden farklı bir konuma sahiptir. Hele hele bu iki kurumun birden aynı şer yapının kontrolüne girmesi fecaattir. Türkiye bu faciayı yaşadı. Paralel devlet yapılanması adı verilen bir şer yapılanması ülkemizi uçurumun eşiğine getirdi. Geriye dönüp baktığımızda ülkenin ve milletin başını ağrıtan pek çok musibetin arkasında bu yapının ayak izlerini görüyoruz.
"PARALEL YAPININ AÇTIĞI TAHRİBAT ÇOK AĞIR"
Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet dediğim bu yapının millete yaptığı zulmü maalesef geç fark ettik. Çok daha önce koyduğumuz rezervleri 17/25 Aralık’ın ardından tam bir temizlik harekatına dönüştürdük. Emniyette fiziksel ve zihinsel bir yeniden yapılanma sürecine girdik. Şu yapının ya da şu şahsın değil, adeta yerli ve milli bir polis teşkilatı inşa ediliyor. Paralel yapının yol açtığı tahribat gerçekten çok ağır.
Daha yapılacak çok iş olduğunu biliyorum. Emniyet teşkilatını kendi hiyerarşisi içinde hukuk devletine hizmet eden bir yapı haline getirmede yanınızda olmayı sürdüreceğim. Biz sadece Allah’a kul olmayız. Sakın kula kul olmayın.
Kula kulluk yok. Sadece Allah’a kulluk var. Bunu bilmemiz gerekir, böyle inanmamız gerekir. Medeniyetimizin, tarihimizin, kültürümüzün parçası olarak insana değer veren bir milletimiz. Ama bu demek değil ki, varlığımıza, birliğimize kast edenlere eyvallah edeceğiz. Akif ne diyor, “Yumuşak başlıysam, kim dedi uysal koyunum.” Millet olarak bizim böyle bir karakterimiz var. Güneydoğu’da bir takım ilçelerde kendi akıllarınca alan hakimiyeti kurmaya çalışan o teröristlerin anlamadıkları işte budur.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin şefkati, merhameti, hoşgörüsü, iyi niyeti başka hiçbir ülkeyle mukayese edilemez. Tabii bunun da bir sınırı vardır. Peki o sınır nedir? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet...
Bu millet anlayışımızın çerçevesi nedir... Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Abazasıyla, Boşnağıyla 79 milyon tek milletiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Geniş anlamıyla, anayasal anlamıyla Türk milleti olarak tanımlarız. Bunun içinde Kürt yoktur diyemeyiz. Gürcü, Abaza, Boşnak, Roman yoktur diyemeyiz. Hepsi bu kavramın içindedir. Biz bütün bu vatandaşlarımızı, “Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü” anlayışıyla severiz. Onun için bizde ayrımcılık yok. Ülke ve millet olarak üzerinde yükseldiğimiz bu dört temelin ikincisi bayraktır. Bizim bayrağımız hiçbir bayrağa benzemez. Çünkü orada renk şehidimizin kanıdır, hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız, evet, şehidimizin ta kendisidir. Öyle paçavralarla, şunlarla bunlarla, asla. O paçavraları gitsinler, tabutlarına sersinler. Biz bayrağımızı şehidimizin tabutunda kullanırız.
"YA BAŞ EĞECEK YA BAŞ VERECEK"
Tek vatanımız var. 780 bin km’yle tek vatan. Kimseye operasyon yaptırmayız. Yapmaya kalkanlar öderler ve ödemeye devam ederler. Dördüncüsü tek devlet, bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Yok paralel devletmiş, şu devletmiş, bu devletmiş. Bizim kitabımızda yok. Bu devlet bizim tesis ettiğimiz, inşa ettiğimiz, ihya etmeye çalıştığımız yapının ta kendisidir. Siz milletin birliğine, bayrağın değerlerine, vatanın bölünmezliğine kast ederseniz, karşınızda güvenlik güçlerimizi bulursunuz.
Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz. Hakimiyet kurmaya kalkarsanız, bu bedeli ödemeyi de göze almak zorundasınız. Ben elimde silahımla, bombamla, patlayıcılarla, büyükşehirlere saldırıp canlı bombalarla her türlü eylem yapayım. Devlet bana karışmasın. Ee, başka? Benim girdiğim binalara girilmezse bir şey olmaz. Böyle bir anlayış dünyanın neresinde görülmüş, böyle bir şey olabilir mi? Onların malum, neymiş, STK’larıymış. Raporlar yayımlamışlar. Bir defa bu raporları yayımlayanların ayrıca üzerine gidilmesi lazım. Neyin raporunu yayımlıyorsun ya?
Teröriste terörist diyemedikleri için bu zırvalara sarılanlar dökülen her damla kanın sorumluluğuna ortaktır. Batı’nın bakınız, terör tehdidine karşı aldıkları önlemlerinin onda birini biz alalım, dünyayı ayağa kaldırırlar. Batı’da yaşayan insanlar terör tehdidine yahut saldırıya maruz kalınca her önlem mubah da, biz alınca neden ölçüler değişiyor.
"BURADA OLSA BİZİ PERİŞAN EDERLER"
Geçenlerde ABD’de polis şiddetini gösteren bir video gösterisi yaptı arkadaşlar. O görüntünün tek bir tanesi ülkemizde yaşansa, sizi de, bizi de perişan ederler. Başbakanlığım döneminde bu ülkede işkenceyi ortadan kaldıran bir siyasetçi olmama rağmen şahsıma demediklerini bırakmadılar.
Karakollarımız korkulan, ürkülen yer olmaktan çıktı, istisnaları bir kenara koyalım, bir şefkat kapısı haline geldi. Polislerimiz hukuk devleti ilkesine uygun olarak en nazik şekilde görev yapmasına rağmen, kimi zaman sözde siyasetçiler polislerimize küfrederken, saldırırken onlar sadece kalkanlarını tutmak suretiyle sabrettiler. O küfredenleri dövebilirlerdi de, dövmediler. Sabrettiler. Onlar sabır abidesi oldu, öbürleri ise küfür abidesi oldular. Kimi zaman meslek kuruluşu temsilcisi kimliğiyle, başka sıfatlarla üzerinize nasıl gelindiğini görüyorum.
Terör örgütü güdümündeki partinin dokunulmazlık zırhıyla polislerimizi nasıl tahkir ve tahrik ettiklerini üzüntüyle izliyorum. Benim de içim içime sığmıyor. Sabrediyoruz, devam edeceğiz ama bir yandan da ülkemizin içindeki bu sıkıntıyı da bir an önce aşarak, o arzuladığımız günleri de evellalah inşa edeceğiz.
Ana muhalefet partisinin edep, ahlak yoksunu bir takım mensuplarının sizlere yönelik bir takım densizliklerine de şahit oluyor. Hani Hz. Mevlana, “Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar” diyor ya, bu kişilerin içi de nefret, husumet, çirkinlik dolu olmalı ki, sizin karşınızda da onları döküyor. Siz devleti temsil ediyorsunuz, onlar istedikleri kadar debelensinler. Siz vakur bir şekilde milletin sizden beklediği vazifeyi yerine getirmeye devam edin. Unutmayın, en büyük hakem millettir, büyükler büyüğü Allah’tır.
"ARKAMDAN NİYE BAŞKA TÜRLÜ KONUŞUYORSUNUZ"
Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye bölgesindeki hadiselerin hiçbirine gözlerini kapatma, bigane kalma hakkına sahip değildir. Çünkü ülkelerimiz arasındaki sınırlar başkadır. Bu insanlarla kardeşlik hukukumuzu belirleyen sınır bambaşkadır. Suriye’de her gün varil bombaları ve en ağır silahlarla katliama uğrayan kardeşlerimize sahip çıktık, devam ediyoruz.
Bu insani dram karşıda Türkiye’nin tüm insanlığın onurunu kurtardığı, uluslararası toplantılarda, ABD’de kimiyle ayak üstü sohbetlerde dedikleri ne biliyor musunuz; “Sizin bu yaptığınızı kimse yapamaz. 3 milyon insan ev sahipliği yapıyorsunuz.” İyi güzel de, arkamdan niye başka türlü konuşuyorsunuz. Ses çıkmıyor. Bunlar böyle. Biz yaptıklarımızı onlar memnun olsun diye yapmıyoruz. Güzel bir kelam-ı kibar var ya; “At denize, balık bilmezse, halik bilir.” Rabbimiz her şeye şahittir. Bu millet alan el olmaktan çıktı elhamdilülah veren el oldu. 13 yıl önce alan eldik. IMF para verirse bir şeyler yapacağız, vermezse ne yapacağız. Bu soruyu soruyorduk. Şimdi IMF’ye dahi yardım etme konumuna gelen bir ülke olduk. MB rezervlerini güçlendirdik, gücümüzü buradan almak suretiyle, acaba AB bize para verir mi, buna bakmadık. 10 milyar dolar içerideki resmi yardımı verdik Suriyeli kardeşlerimize. 3 milyon insan hamdolsun bizim bütçemizden besleniyor.
Avrupa’dan gelir mi, buna bakmadık. Şu anda verilen sözler var, verilen sözlerden falan gelen bir şey yok. Bugün dünyanın neresine gidersek gidelim, bu insani duruşumuzun büyük bir takdir topladığına şahit oluyoruz.
Washington’a yarım saat mesafede Maryland’de Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin açılışını yaptık. ABD’nin dört bir yanından gelen farklı etnik kökene sahip kardeşlerimiz bizle aynı hissiyatı paylaşarak, hele hele Suriye ve Iraklılar, gözleri yaşlı olarak teşekkürleri farklıydı. Sadece Suriye meselesinde değil, Irak’ta, Bosna’da, Kafkasya’da, diğer yerlerde kardeşlerimiz sıkıntıya düştüğünde gönlümüzü ve kapımızı her zaman açık tuttuk. Bizde misafir bereketiyle gelir. Rızkını beraberinde kendi getirir.
Milletimiz bu merhamet pusulasını daima kendine rehber edinmiştir. Aynı insani duruşun başka ülkeler tarafından gösterilmediğini de acı bir şekilde görülüyoruz. DAİŞ, PKK gibi terör örgütlerinin ellerinde katledilen insanlar, anca kendilerinden olunca dünya medyasında yer bulabiliyorlar. Yatıyorlar kalkıyorlar, "Paris, Brüksel" diyorlar, "Ankara, İstanbul" demiyorlar, bu manidar. Kriz kendi kapılarına dayanınca çözüm arayışına girdiler.
Avrupa Birliği-Türkiye zirvelerinin en önemli gündem maddesi bu konuydu, terör ve geri kabul anlaşması. 19 Mart tarihinde biliyorsunuz Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bir mutabakat imzalandı. Bunun en önemli sonucu yasa dışı göçün yasal göçle ikame edilmesidir. Ayrıca, yine en önemli sonuçları arasında müzakere sürecindeki tıkanıklıkları aşarak, vatandaşlarımızın Haziran ayında Schengen bölgesine vizesiz ziyaret edebilmesi yer alıyor.
Suriyeliler de Avrupa Birliği ülkelerine eş zamanlı olarak legal yollardan gönderiliyor. Yani bire bir, kabul edilen her illegal göçmen işte ülkemizdeki Suriyelilerin legal yollardan Avrupa'ya gönderilecektir. Bu bizdeki 3 milyon göçmenin Türkiye'den gitmesi anlamına gelmeyecektir. AB'ye gönderilecek Suriyeli göçmenleri listesini biz hazırladık. Bu sayı 72 bin sayısına ulaşınca duracaktır, bizde 3 milyon Suriyeli göçmen var. 282 bini konteyner ve çadır kentlerde. Avrupa Birliği ülkemizin yükünü hafifletmek için bize bir söz verdi. Önce 3 milyar, 2018'de verilmek üzere ikinci bir 3 milyarla 6 milyar katkı sağlayacak. Avrupa Birliği, bu şekilde insani sorumluluğunu sağlamış olacak.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


Davutoğlu: "Süreci Hızlandıracağız"

Genelkurmay'dan Kütahyalı'ya Acil Çağrı

Flaş.. 1 Binbaşı, 2 Emniyet Amiri Şehit
»  Kılıçdaroğlu'ndan Çok Sert Sözler!
»  Bakandan, Kılıçdaroğlu'na Dava
»  Meclis'in 55 Yıllık Silüeti Değişiyor
»  'PKK Ermenistan'a Militan Gönderdi'!
»  Ayşe Arman: Kılıçdaroğlu Yüzde 100 Haklı
»  SGK'da Rüşvet Skandalı!
»  Davutoğlu,Neden'Namus Meselesi' Dedi?
»  Panama Belgelerinde ABD'liler Neden Yok?
»  Oscarlı Filme Hacettepe'den Sansür!
»  Alevi Köylerinde Mülteci Kampı Endişesi
»  Akşener, Çiller'e Kızınca ANAP'a Gitmiş!
»  Alman Mizahçıya Erdoğan Soruşturması
»  Belediye Meclisi’ndeKılıçdaroğlu Kavgası
»  'Sizin İçinizde O Sapıklık Var ''
»  Flaş..Ankara'da Canlı Bomba Yakalandı
»  Erdoğan Kime 'Siyasi Sapık' Dedi?
»  AKP'den CHP'ye Siyah Çelenkli Protesto
»  Gözaltına Alınan Gazeteciler Serbest!
»  Neden "önüne yatmış" Dediğini Açıkladı!
»  ''Bu Terbiyesizlik, Seviyesizlik..."
»  Kılıçdaroğlu: Sözlerimin Arkasındayım
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.