Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Yeni Yüzyıl Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mansur Topçuoğlu, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), “kötü yönetim nedeniyle çeşitli risk faktörleri taşıdığı” gerekçesiyle Haliç Üniversitesi’nin geçici tedbir olarak faaliyet izninin durdurulmasına ve yönetimin “garantör üniversite” konumundaki İstanbul Üniversitesi’ne geçici olarak devredilmesine tepki gösterdi. Kararın "hukuksuz" olduğunu savunan Topçuoğlu, "Karar YÖK içindeki bir çete tarafından alındı" dedi. Kendisinin bir avukat olduğunu belirten Topçuoğlu, "yapılanların adaletsiz ve hukuksuz olduğunu" savundu. “Madem bizimle ilgili iddialar var, neden savcılığa ya da bir mahkemeye başvurulmuyor. Bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğiz” diyen Topçuoğlu, “Allah’ın izniyle bunları aşacağız. Yapılan zulme boyun eğmeyeceğiz. Müsterih olun. Eğitim öğretim faaliyeti hiçbir zaman sekteye uğramayacak. Gaspçı rektör ve yandaşlarını en geç pazartesiye kadar mahkeme kararıyla göndereceğim. YÖK denen kurumun artık yıkılma ve kaldırılma zamanı gelmiştir ve bunu bizim yapmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Yeni Yüzyıl'da İsmet Tarık Demirci imzasıyla yayımlanan haber şöyle:
Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mansur Topçuoğlu, üniversitenin hukuksuz olarak polis eşliğinde gasp edildiğini vurgulayarak “Allah’ın izniyle bunları aşacağız. Yapılan zulme boyun eğmeyeceğiz” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), “kötü yönetim nedeniyle çeşitli risk faktörleri taşıdığı”nı öne sürdüğü İstanbul’daki Haliç Üniversitesi’nin yönetimine hukuksuz bir kararla el koydu. Üniversitenin yönetimi, garantör konumundaki İstanbul Üniversitesi’ne devredildi. Yeni bir rektör atanıncaya kadar bu görevi İstanbul Üniversitesi yönetim kurulunun bir üyesi vekâleten sürdürecek. İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, sabah 09.00 sularında 20’ye yakın sivil polis eşliğinde Sütlüce Yerleşkesi A Blok 5. katta bulunan Haliç Üniversitesi Rektörlük katına geldi. Bu sırada üniversite bahçesinde öğretim üyeleri ve öğrencilerle basın açıklaması yapan Mansur Topçuoğlu, yapılanların adaletsiz ve hukuksuz olduğunu vurgulayarak mahkeme kararı olmadan üniversitenin gasp edilmeye çalışıldığını söyledi.
Üniversiteye zorla el konuyor
İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak’ın herhangi bir hukuki belge ya da karar olmadan zorla Haliç Üniversitesi’ne el koymaya çalıştığını belirten Mansur Topçuoğlu, şunları söyledi: “Bugün hep beraber çok önemli bir güne tanık olacağız. Bugünü lütfen not edin, sabah üniversiteye geldiğimiz zaman 5’inci katta İstanbul Üniversitesi Rektörü’nü yanında 10-15 polisle beraber yukarıda beklerken bulduk. Biz de içeri girdik ve onlara ne aradıklarını sorduk. Ben avukatım. Hangi yetkiyle ne yaptıklarını sordum. Ancak hiçbir belge bize sunamadılar. Yetkisiz olduklarını onlar da biliyor. YÖK’ten güya biz kötü yönetim sergiliyormuşuz diye, bugün itibariyle İstanbul Üniversitesi Rektörü üniversitemize el koydu. Tabi bu onların iddiası.”
Atama YÖK’teki çetenin işi
YÖK içinde çöreklenmiş bir çetenin bu tür kararlar aldığını belirten Topçuoğlu, çete üyelerinin isimlerini de vermekten çekinmediğini kaydetti: “Bir kere YÖK denen artık ahlaki dayanaktan yoksun çetelerin olduğu bir kurum maalesef 4 yıldır Haliç Üniversitesi’nin nereden geldiğini görmeden...
Bugün başımıza gelenler hukuki olmayan, tamamen keyfi uygulamalar. YÖK’teki birkaç tane çetenin isimlerini burada açıklıyorum. Yekta Saraç, çetenin başıdır. Çetenin ikinci lideri YÖK Başkanvekili Yavuz Atar’dır. Kendisi kripto paraleldir. Çetenin bir başka unsuru, Yekta Saraç’ın kardeşi Fatih Saraç’tır. Nam-ı diğer Alo Fatih’dir. Çetenin başka bir üyesi eski Türk Hava Yolları Başkanı Hamdi Topçu’dur. Çetenin bir başka üyesi şu an görevde olan müsteşardır. Ve bir tane eski YÖK üyesi şu an bakandır.”
Mahkeme kararı yok
Mahkeme kararı olmadan keyfi atama yapılamayacağımı belirten Topçuoğlu şu değerlendirmeleri yaptı: “Dolayısıyla Haliç Üniversitesi’ne denetim geldi, siz belge vermediniz. Bakın bir faks göndermişler bugün. Diyor ki, Haliç üniversitesi YÖK gözetim ve denetim görevini yerine getirmesini ve üniversitesi hakkında ileri sürülen bazı iddiaların incelenmesini kasten engelledikleri, bu tutumun halen yürütülmekte olan incelemeler bakımından devam etmekte olduğu bu nedenle Vakıf Yüksek Öğretim Kurulları Yönetmeliği’nin 25. maddesi 2. fıkrasına göre Haliç Üniversitesi’nin faaliyeti 1 yıl durdurulmuştur. Bugün onurlu bir mücadele başlamıştır. Benim mücadelem madem bizimle ilgili iddialar var, mahkemeler nerede, neden bir savcılığa başvurulmuyor. Neden bir mahkemeye başvurulmuyor.
'Onlarla mücadele etmeye bugün itibarıyla başladım'
Mansur Topçuoğlu, daha önce yapılan denetimlerde hiçbir eksiklik ya da ihmal bulunmadığını belirterek şunları söyledi:
“YÖK buraya geldi denetim yaptı ve denetim raporunu hazırladı. Hiçbir şey bulamadı. Fatih Saraç üniversitelerden para topladıkları için Meslek Yüksekokullarını trilyonlar karşılığında üniversiteye çevirdikleri için ben bunlara açık söylüyorum. Bunların suçuna ortak olmadığım için paraları öğrencilere harcadığım için bu hallere geldim.
Ben 4 yıldır buranın başkanıyım. Ve ben bir gencim bunu unutmayın. Asıl neden büyüklerimizin 40 yaşında olan birini üniversite başkanı olmasını içine sindirememesidir. Ben hayatımda asla vazgeçmedim. Her zaman fedakârlık yaptım. Zulmün karşısında durdum ve durmaya devam edeceğim. 4 yıldır bu kadar hizmet etmemize karşın bir belge vermemişiz. Binlerce mezun vermiş bir üniversitenin bir belge verilmedi diye böyle bir şeyle kalma hukuksuzluğunu asla kabul etmeyeceğiz.”
Hukuksuzluklara meydan okuyorum
YÖK’ün başında olduğu çetenin kurduğu bir sistem var. Bu ücretli yaz okullarından tutun da bilmem nelere kadar. Bütün YÖK üyeleri bazılarını tenzih ediyorum, üniversitelerden nemalanarak o üniversitelerde bölüm açmalarına izin veriyorlar. Bugün itibariyle hukuki olarak mücadelemizi başlattık. Eğer Türkiye’de hala hukuk kaldıysa ki ben buna inanmıyorum. Biz buradayız hiçbir yere gitmiyoruz. Bunun da arkasında olan siyasetçi en tepesindeki kimse adı her ne olursa olsun, ben ondan da korkmuyorum.
Onun bakanlarından da korkmuyorum ve onlarla mücadele etmeye bugün itibariyle başladım. Burada eğitim öğretim hayatınız devam edecektir. Burada Mahmut Ak denilen İstanbul Üniversitesi Rektörü yanına 2 tane polisi alarak 5. katta durmaya devam edecektir. Biz polislere hangi yetkiyle burada olduklarını sormaya kesinlikle devam edeceğiz. Bu hukuksuzluğun karşısında duracağız. Bugün Cuma birazdan namaza gideceğiz. Eşim bana ağlayarak ‘Sakın namaza gitmeyi ihmal etme, sen Allah’la berabersin. Bunlar ise yanlış yolda’ dedi. Bugün namaza gideceğim. Adaletsiz, hukuksuz ve Haliç Üniversitesi başta olmak üzere şu ana kadar yapılan bütün hukuksuzluklara karşı meydan okuyacağım.
Rektör yanlış beyan veriyor
İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, açıklama yapmış ‘Vakıf kurucuları böyle istedi’ diye. Şu an üniversitenin sahibi olan vakfın başkanı da benim. Yönetim kurulu da bizim arkadaşlardan oluşuyor. Bizim tarafımızdan böyle bir talep olmadığına göre, bu gaspçı rektörün kalmasına izin vermeyeceğiz. Haliç Üniversitesi’nin geriye baktığımız zaman bir şeye vesile olduğunu göreceksiniz. Şunu da açık söyleyeyim ben Doğulu olduğum için bunlar başımıza geliyor. Haliç Üniversitesi’ne yapılan bu muameleyle ülkenin çivisinin çıktığını artık tescillemiş olduk. Rektör Mahmut Ak birilerinin tetikçisi olarak buraya gelerek, iş yapmasına biz kesinlikle izin vermeyeceğiz.
Onları Pazartesi’ye kadar defedeceğim
Öğrencilerin bu zulüm ve baskı karşısında sinmemesini isteyen Topçuoğlu şu çağrıda bulundu: “Müsterih olun. Eğitim öğretim faaliyeti hiçbir zaman sekteye uğramayacak. Gaspçı rektör ve yandaşlarını en geç Pazartesi’ye kadar mahkeme kararıyla göndereceğim. YÖK denen kurumun artık yıkılma ve kaldırılma zamanı gelmiştir ve bunu bizim yapmamız lazım. Bu bir mesaj. Hepiniz çok şanslısınız. Öğrenciler olarak kaderinize el koymanız lazım. Haliç Üniversitesi öğrencileri olarak önümüzde 2 tane seçeneğimiz var. Ya babalarımızın bize küçüklüğümüzden beri, ‘Sakın yapma, etme’ diyerek bize öğrenilmiş çaresizliği öğrettikleri gibi teslim olacağız, ya da gençliğimizin farkına varıp hiçbir şeyden korkmayarak hukuk içerisinde mücadele başlatacağız.
Artık yaşananlara bir ‘dur’ denmeli
İki tane iktidar oyunu çerçevesinde hukuksuz bir şekilde belge vermediniz gibi saçma sapan nedenlerle... Belge vermiyorsak mahkeme de orada. Ama mahkemeye gidemiyorlar çünkü yaptıklarının hukuksuz olduğunu biliyorlar. Bizim bir gazetemiz, iki radyomuz var. Her şeyden önce Allah’ımız var. 4 yıldır bize yapılanları belgeleriyle anlatma zamanı gelmiştir. Benim bu üniversitede kurmaya çalıştığım katılımcı ve demokratik bir mekanizmayı hazmedemediler. Ben bir Müslümanım. Bugün Müslüman olduğunu iddia eden iktidar döneminde bu kadar adaletsizliğe ve hukuksuzluğa artık dur diyorum. Allah’tan başka kimseden korkmuyorum.”