Resmi SANA ajansının haberine göre, Ortadoğu'da barışın tesisine ilişkin sürece ve sürecin devam etmesini sağlayacak şartlara yönelik değerlendirme yapan Esad, "barış sürecinde şartların sağlanmasının değil, hakların korunmasının esas olduğunu" söyledi.
Esad, "Bizler haklardan söz ediyoruz. Haklar konusunda pazarlık yapılmaz, ödün verilmez, tartışmak bile söz konusu değildir. Bu haklar, barış sürecinde temel hareket noktamızı oluşturuyor" diye konuştu.
Arap Birliği Zirvesi'nde Suriye'nin tavrına ilişkin bir soruya karşılık, "Suriye'nin Kahire'deki tutumunun açık olduğunu ve Arap Barış Girişimi Komitesi'nde yer almak istemediklerini" belirten Esad, "Barış sürecinde harekete geçmek isteyen taraf varsa, kendi kararıyla başarı ve başarısızlığın sorumluluğunu üstlenerek hareket etmeli" dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Filistin-İsrail arasında yapılması öngörülen dolaylı görüşmelerin tamamen Filistinlilerin davası olduğunu ve bunun sorumluluğunun sadece Filistin Yönetimi'ne ait olduğu yönündeki görüşlerini Arap Barış Girişimi Komitesi'ne tekrarladıklarını" bildirdi.
Zirveye ve kapalı oturumlara ilişkin basın mensuplarına bilgi veren Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşlerden ve Medyadan Sorumlu Müsteşar Buseyna Şaban ise kapalı oturumlarda Arap-İsrail çatışmasıyla barış sürecinin detaylı bir şekilde tartışıldığını ifade etti.
Şaban, kapalı oturumda Esad'ın, "İsrail ile ilişkilerin asgari düzeyde kesilebileceğini, azami düzeyde ise direnişin desteklenebileceğini" önerdiğini kaydetti.
Esad'ın önerisinin Arap liderler arasında kabul gördüğünü belirten Şaban, "Arap liderlerin Filistin, Lübnan ve Suriye'deki direnişin desteklenmesi, İsrail ile her türlü normalleşme siyasetinin durdurulması konusunda anlaşma sağladıklarını" söyledi.
Şaban, "Eğer karşı taraf barışı istiyorsa biz de istiyoruz. Ancak bakıyoruz ki diğer taraf Mescid-i Aksa'yı ve Filistin halkının evlerini yıkmaya, topraklarını ele geçirmeye çalışıyor. Düşmanımızın bize bıraktığı tek seçenek direniştir" dedi.
"Direnişin desteklenmesinin sadece silahlı destek anlamına gelmediğini" ifade eden Şaban, Filistin halkının kültürel, maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanmasının direniş olduğunu bildirdi.
Zirveden ne çıktı?
Libya'nın Sirte kentinde düzenlenen 32. Arap Birliği Zirvesi'ne katılan Arap liderler, İsrail'in işgal ettiği toprakları ve Kudüs'ü sömürgeleştirmekten tamamiyle vazgeçmediği sürece, İsrail ile Filistinliler arasında yeniden diyalog kurulamayacağını bildirdi.
Arap liderler, bugün zirvenin kapanış oturumunda yayımladıkları nihai ortak açıklamada, İsrail ile Filistinlilerin arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasının, İsrail'in isgal ettiği Filistin topraklarını ve Doğu Kudüs'ü sömürgeleştirmekten vazgeçmesine bağlı olduğunu vurguladılar.
Liderler, ayrıca görüşmelerin yeniden başlaması durumunda, bir takvimin belirlenmesi gerektiğinin altını çizdiler. Arap liderler, ABD Başkanı Barack Obama'yı ve ABD, Avrupa Birliği (AB), Rusya, BM'lerden oluşan Ortadoğu Dörtlüsü'nü, işgal ettiği toprakları ve Kudüs'ü sömürgeleştirme politikasından tamamiyle vazgeçmesi için İsrail üzerindeki baskıyı sürdürmeye çağırdı.
Liderler, yayımladıkları açıklamada, İsrail'in sömürgeleştirme politikasının, küresel ve adil bir barışın önünde tehlikeli bir engel teşkil ettiğini belirtti. Arap Birliği'nin Başkanı Amr Musa, zirvede ayrıca Kudüs'te yaşayan Filistinliler için 500 milyon dolar değerinde yardım yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
Hamas'ın sözcüsü, Gazze'de yaptığı açıklamada, 32. Arap Birliği Zirvesi'nde yayımlanan ortak açıklamayı eleştirdi ve bildiri yayımlayarak İsrail'in niyetini sınamanın bir vakit kaybı olacağını söyledi. Sözcü, "Zirve, siyonist işgalciyi uluslararası planda tecrit etmek için bütün imkanları kullansaydı daha iyi olurdu" diye konuştu.