Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği’nin (GİSDER), hazırlattığı “Türkiye’de Rakının Ekonomik ve Sosyal Rolü” konulu rapor ilginç veriler ortaya koydu. Rapor, AB müzakere sürecinde İskoç Viskisi lobisinin baskısı sonucu rakının viski gibi vergilendirilmesi durumunda, Türkiye’nin milli içkisi olan rakıyı kaybedebileceğini gösterdi.
Raporu değerlendiren GİSDER Başkanı Galip Yorgancıoğlu, Türkiye’nin, AB’yle olan ilişkilerinde hassas bir süreçten geçildiğini belirterek, uyum müzakerelerinin karmaşık bir süreç olduğunu kaydetti. Yorgancıoğlu, GİSDER olarak, Türkiye’nin diğer üyelerle eşit statüde AB üyeliğini kazanması tüm desteğin sağlanacağını kaydederek, “Bu çerçevede “Türkiye’de Rakının Ekonomik ve Sosyal Rolü” başlıklı raporu da, hükümetimizin AB ile olan müzakerelerinde, kendilerine bir dayanak noktası teşkil edebilmesi, ülkemizin haklarını savunmada kullanabilecekleri bir veri oluşturması amacıyla hazırlattık” diye konuştu.
“RUS İÇİN VOTKA, FRANSIZ İÇİN ŞARAP NEYSE, TÜRK İÇİN RAKI AYNI”
Önceki dönemde İskoç Viski lobisinin, rakıya uygulanmakta olan vergi oranının arttırılarak İskoç Viskisi ile aynı düzeye getirilmesi için AB nezdinde girişimi olduğunu hatırlatan Yorgancıoğlu, bu girişimin devam ettiğini söyledi. Yorgancıoğlu, benzer bir konunun, Yunanistan’ın üyelik müzakerelerinde de gündeme geldiğini anımsatarak, Yunanistan’a, uzonun milli içkileri olduğunu noktasından hareketle vergilendirmesinin ülke içi normlara göre yapılması hakkının sağlandığını ifade etti. Raporun, rakının Türkiye’nin, ekonomik ve sosyal hayatındaki önemine ilişkin çarpıcı veriler ortaya koyduğuna işaret eden Yorgancıoğlu, “Araştırma sonuçlarımızın da göstermekte olduğu gibi, rakıyı Türkiye’de üretilen herhangi bir ürün olmanın ötesinde kültürümüz ve yaşayış biçimimizin temel bileşenlerinden biri olarak görmek gerekiyor. Raporumuzda belirtildiği üzere rakı, geleneksel milli içkimiz olarak Türk kimliğinde ve sosyal etkileşiminde önemli bir rol oynamaktadır” dedi. Yorgancıoğlu, Ruslar için votka, Fransızlar için şarap neyi ifade ediyorsa, Türkler için de rakının aynı anlamı taşıdığını vurgulayarak, Türkiye’nin kanunlarının AB ile uyumlu hale getirilmesinin, kültürlerin de homojenleştirilmesi anlamı taşımadığını dile getirdi. Geçen dönemde, Yunanistan’ın yanı sıra Fransa ve Portekiz’in de özel alkollü içkileri için AB’den özel uygulama hakkı kazandığını kaydeden Yorgancıoğlu, Türkiye’nin de, aynı uygulamanın geçerliliğini isteme hakkı olduğunu bildirdi.
“RAKI ÜRETİMİNDEN ELDE EDİLEN YILLIK GELİR 1.2 MİLYAR YTL”
Yorgancıoğlu, rakının, Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sağlayan bir üretim maddesi olduğunun altını çizerek, “Rakı kültürümüz ayrıca, Türkiye’nin eğlence kültürün asli unsurlarından biri olarak ülkemizin uluslararası bir turizm merkezi olarak çekiciliğine ve turizm gelirlerinin artmasına katkıda bulunmaktadır” dedi.
Hemen her mahallede bulunan büfelerde ve bakkallarda rakının, diğer ürünlere göre daha yüksek kar marjları ile satıldığını anlatan Yorgancıoğlu, bu yolla büfe ve bakkalların desteklendiğini belirtti. Yorgancıoğlu, rakıya uygulanan verginin, İskoç Viskisi seviyesine yükseltilmesi durumunda büfelerin gelirlerinden mahrum kalacağına dikkat çekti. Vergi konusunun, ulusal egemenliğe ilişkin kritik konulardan biri olduğunu dile getiren Yorgancıoğlu, “Avrupa Konseyi Maliye Bakanları Kurulu’nun bu konuya ilişkin kararları oybirliğiyle alma zorunluluğunda olmaları konunun önemini ortaya koymaktadır. Herhangi bir üye ülke Avrupa vergi yasasını veto etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla vergi konusu tüm üyelik müzakerelerinin en can alıcı konularından biridir” diye konuştu.
“RAKI ÜRETİMİ, YILDA 20 MİLYON DOLAR SERMAYE YATIRIMI YARATIYOR”
Araştırma sonuçlarını sunan David Tonge de rakının üzerine aşırı vergi yükü bindirilmesinin, rakıdan elde ettikleri kar marjıyla ayakta kalabilen büfelerin yok olmasına neden olacağını bildirerek, bunun ise, mahallelerin sosyal yapısındaki önemli bir öğenin eksilmesine yol açacağını söyledi. Tonge, raporla beraber, kültürel örgü içerisinde rakının dokumakta olduğu çok sayıda “gizli” ipliğin ortaya konulduğunu anlatarak, rakının ihracatıyla yılda 30 milyon dolardan fazla gelir sağlandığını ve 2007’de sadece Duty-Free’lerden elde edilen gelirin 20 milyon dolar civarında olduğunu bildirdi. Rakının, ödemeler dengesine katkı yapan ve Türk Lirası’nın değerini etkileyen bir ürün olduğunu söyleyen Tonge, “Rakı, yalnızca turistlerin ‘Türkiye deneyiminin’ önemli bir parçası değil, havaalanlarındaki Duty Free mağazalarının dışında, artan bir ihracat geliri kalemidir. Rakı üretimi yılda 20 milyon dolarlık sermaye yatırımı yaratmaktadır” diye konuştu. Tonge, İthal ürünlerle, yerli üretim ürünlere uygulanan vergilerin aynılaşmasının, Türkiye’deki istihdam, toplam vergi gelirleri, yabancı sermaye yatırımları ve hatta kırsal, kentsel demografi üzerinde toptan bir etki yaratacağını dile getirdi.
“2002-2007 ARASINDA RAKI SATIŞLARI YÜZDE 34 AZALDI”
Türkiye’de 278 bin kişinin rakı üretim, dağıtım ve satışı alanında çalıştığını bildiren Tonge, bu kişilerin ailelerinin de hesaba katılmasıyla, yaklaşık 1.3 milyon kişinin gelirini rakıdan sağladığını, bu tutarın ise Türkiye nüfusunun yüzde 1.8’ine karşılık geldiğini ifade etti. Rakı üreticilerinin, yılda yaklaşık 30 milyon YTL’yi ürün kalitesinin geliştirilmesi için harcadığını söyleyen Tonge, rakıdan sağlanan gelirlerin, 1.2 milyar YTL’ye ulaştığını bildirdi. Tonge, bunun, Türkiye’nin toplam vergi gelirlerinin yüzde 1’ini oluşturduğunu kaydederek, “Tüm bunlara rağmen, rakı üzerindeki vergi Avrupa standartlarının üzerinde bulunmakta ve rakıdan elde edilen vergilerin bütçeye katkısı Avrupa ülkelerinin üstünde yer almaktadır” dedi. Son yıllarda rakıya uygulanan vergilerdeki artışın, satışlar üzerinde ciddi şekilde olumsuz bir etki yarattığına işaret eden Tonge, satışların, 2002’den 2007 yılına kadar yüzde 34 oranında azaldığını belirtti. Tonge, yılda 60 milyon litreden 40 milyon litreye gerilediğini dile getirerek, rakı üzerindeki vergilerde yeni artışlara gidilmesinin satışlarda yeni düşüşlere yol açacağını aktardı. Tonge, “Buna göre, vergi oranındaki artışları, satışlardaki düşüş nedeniyle rakıdan elde edilen vergi gelirlerinin artması yerine azalmayla sonuçlanacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Tonge, İskoç Viskisi’nin vergi oranının düşürülmesinin, kamu gelirleri üzerinde iki olumsuz etki yapacağına dikkat çekerek, “Bunlardan ilki, bu ithal üründen sağlanan vergi gelirlerinin azalması, diğeri de rakı satışlarında ortaya çıkacak azalma nedeniyle rakıdan sağlanan vergilerin düşmesi şeklinde yaşanacaktır. Ayrıca, bu gelişmenin olumsuz etkisi Türkiye’nin ödemeler dengesi üzerinde de ağırlaşmış bir şekilde ortaya çıkacaktır” diye konuştu.