Hakan Demir’in gözlerinde, yüzünde ve vücudunda çok sayıda darp izi vardı. Eşi Şebnem’in dişleri kırıktı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakıma alınan çift hayati tehlikeyi henüz atlatamadı. Uyku ilacı içirdikleri sanılan ve şok halinde bulunan oğulları Utku (7) aynı hastanenin Psikiyatri Servisi’nde. Önce intihar olarak duyurulan olayda şimdi darp izleri nedeniyle saldırı ihtimali araştırılıyor. Yakınları, müteahhitlik yapan çiftin borçlarının 300 milyar lirayı bulduğunu, tehdit aldıkları için Ankara’dan kaçtıklarını söylüyor.

Ankara doğumlu Hakan ve İzmirli Şebnem Demir, İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Harita Mühendisliği Bölümü’nden mezun. Üniversitede birbirlerine aşık oldular, evlendiler. Hayalleri ve erişmek istedikleri hedefleri büyüktü. Çok para kazanacak, çok iyi hayatları olacaktı.

Ankara’ya yerleştiler. Birlikte DEGA Müteahhitlik şirketini kurdular, devlet ihalelerine girdiler. Geçen yıl, Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü’nün açtığı ihalede en fazla fiyat kırıp Antalya-Korkuteli yolundaki heyelan çalışmasını üstlendiler.

Üç ay önce, CHP Niğde Eski Milletvekili Burhan Ecemiş’ten Ankara-Gölbaşı yakınlarındaki Kulüp Yörünge Spor Tesisleri’ni aldılar. Ecemiş’e, 153 milyar lira borçlandılar. Karşılığında 15 Mart 2005 tarihli bir çek verdiler.

Ecemiş, Hakan ve Şebnem Demir’le olaydan bir gün önce bir araya geldiklerini anlatıyor. 6 Mart Pazar günü spor tesislerinde karşılıklı yemek yiyip yüzdükten sonra pazartesi günü aynı yerde buluşmak üzere ayrıldıklarını, ancak Demir çiftinin gelmediğini söylüyor.

Hakan Demir’in hastaneye gelen arkadaşları, olan bitenden Antalya Karayolları Bölge Müdürlüğü’nü sorumlu tutuyor: ‘Oradan alacağına güvenip piyasaya borçlandı. Karayolları çeşitli gerekçelerle parasını vermedi. Senetlerinin tarihi gelip geçtikçe bunaldı.’ Adını açıklamayan bir akrabası da 100 milyar alacağı olan Antalyalı petrolcüden şüphelendiğini söylüyor.

KAPADOKYA’DA ÖLÜMLE RANDEVU

Anlatılanlara bakılırsa, Hakan ve Şebnem Demir çifti ani bir kararla oğulları Utku’yu da yanlarına alıp, Ankara plakalı BMW otomobilleriyle şehirden ayrıldı. Günübirlik geziye gider gibi küçük bir valiz almışlardı yanlarına. Ancak bagaja şirket bilgisayarını, laptop ve disketleri, çek ve senetleri de koymuşlardı.

7 Mart Pazartesi öğleden sonra Uçhisar’daki beş yıldızlı Lodge Otel’e yerleştiler, erkenden odalarına kapandılar. Ertesi sabah kahvaltıya inmediler. Öğle saatlerinde kat görevlisi çarşaf değiştirmek için odalarının kapısını çaldı. Cevap alamayınca içeri girdi. Çift hareketsiz yatıyordu. Utku ise yatağında oturmuş uykulu gözlerle kendisine bakıyordu. Boş içki şişeleri ve ilaç kutuları odaya rastgele atılmıştı. Hemen otel yönetimine haber verdi. Onlar da Nevşehir Devlet Hastanesi’ne, ardından Nevşehir Merkez Jandarma Karakolu’na.

Komadaki çift, devlet hastanesinden Kayseri Gevher Nesibe Araştırma Hastanesi’ne acilen nakledildi. Otel yönetimi, jandarmaya Demir Ailesi’nde kuşkulu en ufak bir şeye rastlamadıklarını bildirdi. Resepsiyon görevlileri yüzlerinde herhangi bir darp izi görmemişti, odalarından gürültü geldiğine ilişkin bir şikayet de almamışlardı.

DARP İZLERİ KAYITLARA GEÇTİ

Şebnem Demir’in İzmir’den gelen annesi Aysel Bocutoğlu, beş aydır onlardan hiçbir haber alamayışını, kendisini üzmek istemediklerine bağlıyor:‘Bu kadar borcu nasıl yaptılar. Nasıl öderiz.’

Darp izleri onu da dehşete düşürmüş. Doktor, ilaçların etkisiyle çırpınırken olabileceğini söylemiş. Hakan Demir’in dayısı Mehmet Bey, iş meselelerini ailesiyle paylaşmadığını, gerçeği sadece Hakan’ın bildiğini söylüyor: ‘Biz de hiçbir şey bilmiyoruz. Piyasaya borçlandıklarını duyardık sadece.’

İKİ KUTU ANTİBİYOTİKBİR KUTU UYKU İLACI

Eski polis memuru baba Hasan Demir ‘Hele bir iyileşsinler. Muhasebenin başına geçeceğim. Beni darp etsinler bakalım’ diyor.

Anestezi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Aliye Esmaoğlu, Demir çiftinin hayati tehlikesinin devam ettiğini söylüyor. ‘İki kutu antibiyotik ve bir kutu uyku hapı içmişler. Komada, şuur kaybıyla geldiler. Çocuğa da uyku ilacı verdiklerini tahmin ediyoruz. Darp bulgularımızı da kayda geçirdik. Bundan sonrası savcılığı ilgilendiriyor.’

Esmaoğlu, darp izlerinden bazılarının ilacın etkisiyle düşmekten kaynaklanmadığını düşünüyor. Özellikle de Hakan’ın gözlerinin yumruk yemiş gibi şişip morarmasının bu şekilde açıklanamayacağı kanısında.

Şebnem’in annesi, Hakan’ın babası çocuklarının birbirine en ufak bir şiddet uygulamayacağından emin. Aysel Hanım, ‘Torunuma sordum. Kabus gördüğünü söylüyor. Fazla soru sormak psikolojisi açısından doğru değil. İzmir’e götüreceğim. Sevgi ve huzur içinde, ruhu iyileşecek’ diyor.

HEYELAN İŞİNDE HERKESE BORÇLANMIŞTI

Merkez Jandarma Karakolu da bu izlerin nasıl oluştuğunu öğrenmek için karı-kocanın iyileşip ifade vermesini bekliyor. Baba Hasan Kaya, 10 Mart Perşembe günü jandarmaya verdiği ifadede çiftin borçlarına dikkat çekiyor: ‘Tek bildiğim yüklüce müşterek borçları vardı. Karayolları’ndan alacağını bekliyordu. Heyelan işi sırasında makineci ve petrolcüye de borçlanmıştı...’

KARAYOLLARI 13. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

Paralarını ödedik

İhaleye açtığımız Antalya-Korkuteli arasındaki 300 metrelik heyelan ıslah çalışmasını 2004 Eylülü’nde Hakan Demir ve eşinin DEGA şirketi, yüzde 63 gibi büyük oranda fiyat kırarak aldı. Keşif bedeli 189 milyar, KDV ve diğer vergilerle birlikte 220 milyar alacaktı. Çalışma boyunca sadece iki kez geldi. Ankara’daki işlerini gerekçe göstererek işin başında durmadı. Makine parkı olmadığı için makine kiraladı. Taşeronlara, petrolcüye borçlandığını duyduk. Sıkıntıları vardı. Telefon numarasını sık değiştirdiği için arasak da bulamıyorduk. Zarar edeceğini biliyorduk. İşin yürümesi ve kimsenin zarar görmemesi için elimizden gelen yardımı yaptık. 2005 başında 177 milyar lira ödedik. 24 milyar lirayı hacizcileri aldı. Hakan Demir’in kalan 12 milyar lirası kasamızda. Almasını bekliyorduk.

CHP NİĞDE ESKİ MİLLETVEKİLİ BURHAN ECEMİŞ

138 milyarlık senedi 15 Mart’ta ödemesi gerekiyordu

Sahibi olduğum Ankara İncekler’deki Kulüp Yörünge Spor Tesisi, çok iyi iş yapıyordu. Milletvekilleri de üyeydi. Olimpik havuzu ve fitness salonu var. Kalp ameliyatı geçirdikten sonra ilgilenemeyeceğimi düşündüm. Yüzde 10 hissemi bırakıp yüzde 60’ı Hakan’a, yüzde 30’u da Şebnem Hanım’a devrettim. Hakan’a hissemi satma yetkisi bile verdim. Devrettim ama bir lira bile almadım. Hatta parası yoktu, 15 milyar lira verdim. 138 milyarlık senet imzalamıştı. 15 Mart’ta ödemesi gerekiyordu. Geçen pazar birlikteydik. Gayet neşeli vakit geçirdik. Pazartesi günü buluşacaktık ama bu hadise oldu. Benimle en ufak sorunları yoktu. Allah sağlık versin.