Hastalığı nedeniyle köşesine ara veren Bekir Coşkun bugün kaleme aldığı yazısında, okurlarına, gazetesine ve doktorlarına teşekkürlerini iletti.
Bekir Coşkun’un bugünkü yazısı şöyle:
“Sabahın 7'si…
Uykusuz gecenin sabahında bir telefon 5-6 kez ısrarla aramıştı… “Yakınlarımdan birisine bir şey mi oldu?” diye korka korka aradım…
Kadın sesi “Ben emekliliğe yaklaşmış bir öğretmenim” dedi…
“Sabahın bu saatlerinde SÖZCÜ yazarlarını okurum, bugün niye yoksunuz… Radyoda Nazlı Öksüz, Neşet Ertaş'ın ‘Hasret Düştü Gönlüme' türküsünü okuyordu, elim gitti, durmadan sizi aradım…”
Ondan sonra hiç konuşamadık…
*
Teşekkür ederim…
*
Doktorum Prof. Nil Molinas Mandel ve arkadaşlarına teşekkür ederim… Prof. Dr. Şükrü Dilege ve arkadaşlarına teşekkür ederim… Prof. Dr. Uğur Selek ve arkadaşlarına teşekkür ederim…
Amerikan Hastanesi'nin tüm personeline teşekkür ederim…
Dört bir yanda oluk gibi kan akıtıp, canlar alınırken… Bir insanı yaşatmak için çırpınan tüm “Türk” doktorlarına teşekkür ederim…
*
SÖZCÜ'ye ve yürekli çalışanlarına teşekkür ederim…
Beni bir an olsun yalnız bırakmayan, köşelerinden moral vermeye çalışan arkadaşlarıma, meslektaşlarıma teşekkür ederim, yazılarını kesip serum şişelerinin yanına astım…
Arayıp soran dostlarıma teşekkür ederim…
Aileme teşekkür ederim…
Gözümü her açtığımda, ıslak ama gülümseyen gözlerini gördüğüm Andree'me teşekkür ederim…
*
Ve okurlarıma teşekkür ederim…
Uzun gecelerde onlardan gelen mesajları açıp okudum…
Her biri bir ilaçtı…
Bu çıkarsız sevgi, bu tutku, bu karşılıksız sahiplenme… Ülkemizin üzerine çöken şu kara bulutları er geç dağıtacak gücün geldiği yerdi…
Sevgili Soner Yalçın telefonda “Bir yazar bu kadar sevgiyi nasıl edindi, merak ediyorum” demişti…
Çünkü; ben de onları sevdim…
“Hasret düştü gönlüme…””