Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bugün açıkladığı istatistiklere göre, son bir yıl içinde kayıt işçiler arasında petro-kimya, basın-yayın ve sağlık-sosyal hizmetler iş kollarında işçi sayısı azaldı.
Buna göre, petrol, kimya, lastik ve ilaç iş kolunda geçen yıl kayıtlı işçi sayısı geçen yıl 466 bin 31 iken bu yıl 421 bin 649 oldu. Böylece bu iş kolunda 44 bin 381 kişi azaldı.
Basın, yayın ve gazetecilik iş kolunda geçtiğimiz yıl kayıtlı işçi sayısı 104 bin 141 iken, bu yıl 95 bin 826 oldu. Bu durumda 8 bin 325 basın işçisi ya işsiz kaldı ya da emekli edildi.
Sağlık ve sosyal hizmetler alanında ise geçen yıl 281 bin 196 olan işçi sayısı 278 bin 609'a düştü. Bu durumda, sağlık iş kolunda 2 bin 587 işçi, ya işten atıldı ya da emekli edildi.
Gazetecilerin çalışma koşulları ve baskılar özellikle AKP iktidarı döneminde hiç görülmemiş boyutlara ulaştı.
AF ÖRGÜTÜ: TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK YÜKSEK RİSKLİ BİR MESLEK
ANF'de yer alan habere göre, Uluslararası Af Örgütü, insan hakları ve haber dergisi olan La Chronique'in Şubat sayısını Türkiye'ye ayırdı. Af Örgütü Türkiye'de gazeteciliği "Yüksek riskli bir meslek" olarak tanımlarken, gazeteciler açısından Türkiye'nin dünyanın en büyük cezaevi olduğunu kaydediyor. Af Örgütü, halen 60 gazetecinin Türkiye cezaevlerinde olduğunu ifade ederken, "Her ne kadar 1990'lı yıllardaki gibi katledilme riskleri yoksa da, bunan bölge adalet tarafından bezdiriliyorlar ve çoğu otosansür uyguluyor" diyor.
Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC), geçtiğimiz 10 Ocak'ta Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayınladığı 2013 yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre cezaevindeki gazeteci, yazar ve dağıtımcı sayısı 86 iken, geçen yıl 73 gazeteci işten çıkarıldı, 87 gazeteci gözaltına alındı ve gazetecilere yönelik 150 işkence ve kötü muamele vakası yaşandı.