Kanser hastası olan Natallie Evans, 2001 yılında kanser tedavisi görmeye başlarken, embriyolarını dondurmuştu. Kanser tedavisi, Evans'ın doğal yollardan çocuk sahibi olma ihtimalini ortadan kaldırdı. Ancak Evans ve sevgilisi Howard Johnston aradan geçen sürede ayrıldılar ve Johnston kendi spermleri ile döllenen embriyoların kullanılması için rıza göstermeyi reddetti. Embriyoların kullanılabilmesi için her iki tarafın da rızası gerekiyor. 30'lu yaşlarını süren Evans önce İngiltere'de tüm hukuk yollarını denedi, ancak embriyoları kullanma izni alamadı.
Bunun üzerine Evans, Johnston'ın çocuk sahibi olmasını engelleyerek insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme'nin yedi yargıcı ise Evans'ın durumunu anlayışla karşıladıklarını belirtmekle beraber, "bir tarafın rıza göstermemesi" halinin "bir aile yaşamı kurma hakkı"ndan üstün olduğuna hükmetti.Mahkeme ayrıca, embriyoların da tek başlarına yaşam hakkı bulunmadığını bildirdi. Bununla beraber mahkeme daha önce İngiliz mahkemelerince alınan embriyoların derhal yokedilmesi yolundaki bir kararın yürürlüğünün durdurulması halinin devamını talep etti. Böylece Evans AİHM içinde temyiz yolu kullanırken, embriyoların yokedilmemiş olması hedefleniyor. Howard Johnston mahkemenin kararını "sağduyunun üstün gelmesi" olarak ifade etti ve kendisinin de "ne zaman çocuk sahibi olup olmayacağına karar verme hakkı" bulunduğunu söyledi.
İngiliz yasaları bu gibi uygulamaların her aşamasında her iki tarafın da rıza göstermesini gerektiriyor. Evans ise başta bu uygulamaya katılan Johnston'ın sonradan vazgeçmesinin adil olmadığını savunuyordu. Embriyolar 2006 Ekim ayına dek donmuş halde tutulmaya devam edilecek. Ancak bu tarihte, İngiliz yasalarının öngördüğü azami beş yıl muhafaza süresi dolmuş olacak.