"Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi'nin" açılış konferansında konuşan Envan Marteil, konuşmasında Temsilci Marc Pierini'nin başka bir işi nedeniyle toplantıya katılamadığını söyleyerek, onun yerine böyle bir toplantıda konuşma yapmaktan memnun olduğunu dile getirdi.
Marteil, Türkiye'nin AB katılım sürecinin çok geniş yansımaları olan önemli ve zor bir süreç olduğunu söyleyerek, bu süreç çerçevesinde yargı kurumlarının da yeniden düzenlenmesi ve reforma gidilmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'deki reform sürecinin, bu sürecin nihai hedefi kadar önemli olduğunu belirten Marteil, güçlü bir siyasi irade ile yargının bağımsızlığının güçlendirilmesi ve yargı kurumlarının köklü bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik ülkelerde bağımsız, tarafsız ve etkin bir yargının önemli olduğunu söyleyen Marteil, aynı zamanda adaletin hukuk ilkeleri ve hakkaniyete dayanmasının önemine işaret etti. Marteil, AB'nin kurucu ilkeleri arasında bulunan bu ilkelerin bütün üye ülkeler tarafından paylaşıldığını belirterek, bu ilkelerin öneminin AB kurumlarının işleyişini düzenleyen ve kısa zaman önce onaylanmış olan Lizbon anlaşmasında da teyit edildiğini anımsattı. Adil yargılanma hakkının da AB hukukunun bir parçası olduğunu hatırlatan Marteil, herkesin cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde, hakkaniyete dayalı bir şekilde görülmesini isteme hakkına sahip olduğunu kaydetti. Marteil, "Yargı, saygınlığını korumak için siyasi ve ekonomik iradeden bağımsız kalmalıdır" diye konuştu.
Marteil, proje çerçevesinde Türkiye'deki yargı sisteminin zayıf yönlerinin tespit edilerek bu alanlarda reformlara gidilmesinin öngörüldüğünü söyleyerek, yargının etkinliğinin artırılması konusundaki kaçınılmaz ihtiyacı gören Türkiye'nin hukuk sistemini AB değerleri ve standartları ile daha uyumlu hale getirme noktasında gerçek bir irade ortaya koyduğunu ve bu yönde çeşitli reformlar yapıldığını kaydetti. Yargı reformu stratejisinin şeffaf ve tüm tarafları kapsayıcı bir şekilde ortaya konmasının, katılım sürecinde önemli ilerleme kaydedilmesini beraberinde getireceğini belirten Marteil, yüksek mahkemelerin adaletin doğru biçimde tecelli etmesinde ve hukukun üstünlüğünün geliştirilmesinde hayati rolü bulunduğunu da söyleyerek, bu nedenle yüksek yargı kurumlarının güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu bildirdi.
AB Komisyonu Maslahatgüzarı Marteil, "Burada çok net olarak şunu söylemek istiyorum. AB'nin Türkiye'ye dayattığı bir yargı modeli yoktur. Sadece çeşitli alanlarda Türkiye ile paylaşabileceği engin deneyimleri bulunmaktadır" diye konuştu.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü İşbirliği Direktörü Marja Ruotanen de, konuşmasının başında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu yeni görevi dolayısıyla kutladı.
Ruotanen, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın iki hafta önce Türkiye'ye yaptığı ziyareti sırasında, Türkiye'nin temel insan hakları konusunda ilerleme sağlamaya devam ettiğini ve Avrupa Konseyi'nin gereken desteği sağlayacağını beyan ettiğini, ayrıca "Türkiye'nin insan hakları ve demokrasiye saygıya dayalı daha güçlü bir çeşitlilik anlayışının geliştirilmesindeki önemi vurguladığını" belirtti.
Marja Ruotanen, Türkiye'nin son yıllardaki reform sürecinde, uluslararası insan hakları araçlarının kabul edilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanması konusunda ilerleme sağladığını belirtti.
Hukuk reformunun tek amacının gerekli değişiklikleri uygulamak olmadığını ifade eden Ruotanen, yeni usul ve süreçlerin yürürlüğe konulması ya da uygulanmasından sorumlu kurumların güçlendirilmesinin daha büyük önem taşıdığını söyledi.
"Avrupa Konseyi'nin, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesini, demokrasinin oluşturulması ve sürekliliği, insan hakları ve hukukun üstünlüğü için elzem olarak değerlendirdiğini" belirten Ruotanen, açılışı yapılan projenin metodolojisinin Türk yargı sisteminin kendine özgü tüm özellikleri dikkate alınarak, sistemin bağımsızlık ve tarafsızlığına saygı gösterilerek geliştirildiğini kaydetti.
-PROJENİN AMACI VE KAPSAMI
Konferansta ayrıca, Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi'nin kapsamı ve amaçları hakkında bilgi verildi.
Proje, Türkiye'deki Yüksek Yargı organlarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı hükümleri ile teminat alınan hak ve özgürlükler ile AB Müktesebatı ve diğer Avrupa standartları doğrultusunda yenilemeler yapılması hususundaki rollerinin güçlendirilmesini amaçlıyor.
Proje kapsamında düzenlenecek toplantılar, konferanslar, yurt dışı çalışma ziyaretleri ve Avrupa kurumlarında görevlendirme yerleştirmelerine katılacak olan yararlanıcı kurum mensuplarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartının ulusal düzeyde uygulanması konusunda deneyimlerini paylaşmaları hedefleniyor.
Proje yetkilileri, gerçekleşecek faaliyetlerin, "Türk yargı sisteminin mevcut işleyişi dikkate alınarak ve yargı bağımsızlığı ilkesi sürekli hatırda tutularak tasarlandığını" vurguladı.
30 ay sürecek ve Temmuz 2012'de sona erecek projenin toplam maliyetinin 3.300.000 avro olduğu ve bu miktarın yüzde 96'sının Avrupa Birliği tarafından, kalan kısmının ise Türkiye ve Avrupa Konseyi tarafından karşılanacağı belirtildi.
Projenin yararlanıcı kurumları olan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu arasındaki koordinasyon Yargıtay Genel Sekreterliği tarafından sağlanacak.