Komisyon, türban konusunun, "temel özgürlüklere saygı gösterilmesi koşuluyla Türkiye halkı tarafından tartışılıp karara bağlanmasını" istedi.
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in sözcüsü Kristina Nagy, günlük olağan basın toplantısında Anayasa Mahkemesinin dünkü kararıyla ilgili bir soru üzerine, türban konusunda AB müktesebatı bulunmadığını ve üye devletlerin farklı uygulamaları olduğunu hatırlatarak, tartışmaya katılamayacaklarını söyledi.
Nagy, tartışmanın temel özgürlüklere ve hukukun üstünlüğüne uyularak Türk halkı ve Türkiye'deki kurumlar tarafından çözülmesini istedi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten de, türban düzenlemesinin iptali üzerine yaptığı açıklamada, "Temel özgürlükleri yargı sisteminin merkezine alacak bütünüyle yeni anayasa gerekli." dedi.
"Bu karar bir kez daha kanıtlamıştır ki, Türkiye'nin modernleşmeye ihtiyacı vardır" ifadesini kullanan Oomen-Ruijten, yeni anayasanın "demokrasi, hukukun üstünlüğü, sosyal uyum ve din-devlet ayrımını güvence altına almasını" istedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise "Anayasa Mahkemesinin kararıyla yeniden başa döndük. Bu durum hükümete vakit geçirmeden temel özgürlüklerin sadece belirli bir grubu değil, tüm Türk halkını kapsadığı, baştan sona yeni bir anayasa (taslağı) sunma fırsatı yaratıyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararının Türkiye'nin iç meselesi olduğunu ve türban takma veya takmamanın kadınların şahsi bir seçimi olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere AKP Merkez Yürütme Kurulu bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında TSİ 15.15'te olağanüstü toplandı.
Yazılı açıklama
Anayasa Mahkemesi CHP ve DSP'nin başvuruları ile açılan davada kararını yazılı bir açıklamayla duyurdu. Açıklamada, şöyle denildi:
''9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun'un 1. ve 2. maddeleri, Anayasa'nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur.''
Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği değişiklikle Anayasa'nın, ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. maddesinin son fıkrasına, ''... ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında'' ibaresi eklenmişti.
Bu değişiklikle madde, ''Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.'' haline gelmişti.
Anayasa'nın, ''Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. maddesine ise ''Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.'' şeklinde yeni bir fıkra eklenmişti.
Anayasa Mahkemesi'nin, davanın sonucuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, iptal kararının Anayasa'nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek verildiği kaydedildi.
Anayasa'nın 2. maddesi, ''Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir'' hükmünü içeriyor.
Anayasa'nın ''Değiştirilemeyecek hükümler'' başlıklı 4. maddesi ise ''Anayasa'nın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez'' hükmünü öngörüyor.
148. madde ise Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerini düzenliyor.
BBC