SEMİH İDİZ'İN KÖŞE YAZISI
Washington, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasına sıcak bakmıyor
İçeride ve dışarıda başı yeterince dertte olan Bush yönetiminin üst kademesinin Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine şu aşamada çok fazla kafa yorduğunu sanmıyorum.
ABD ile yakından ilgili olan AKP'li Egemen Bağış ve Cüneyd Zapsu gibi isimlere bu konuda ne tür telkinlerin geldiğini de bilmiyorum.
Kaldı ki, burada akla ilk gelen, "Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Amerika'ya ne?" oluyor. Doğal şartlarda bu elbette ki geçerli bir soru. Ancak, Türkiye'nin iç siyasetinde olup bitenler artık sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor.
Şimdiden kafa yoruyorlar
Stratejik ve ekonomik açıdan bakıldığında, Türkiye'de olup bitenler, bölge ülkeleri için olduğu kadar, işbirliği içinde olduğumuz ülkeler için de önemli. Amerika da zaten, bu konuların kendisi açısından ortaya çıkarabileceği acı sonuçları "tezkere olayı"nda yaşamış olan bir ülke.
Bu nedenle, cumhurbaşkanlığı seçimleri konusuna Washington'da şimdiden kafa yoranların olduğunu düşünmek de ters olmaz. Nitekim, Türkiye'ye siyasi ve ekonomik "sondajlar" için son dönemde gelen ve benimle de görüşen bazı Amerikalıların yaptıkları araştırmalar da bunu doğruluyor.
Tanınmış isimler var
Bu kişiler arasında hem Cumhuriyetçilere hem de Demokratlara yakın olan emekli diplomatlar, çeşitli düşünce kuruluşlarına bağlı tanınmış isimler ve "Wall Street", yani New York Borsası uzmanlarının da olduğunu söyleyebilirim.
Bu kişilerin önemi, Washington'daki "karar vericiler" üzerinde etkili olmalarından kaynaklanıyor. Bu kişilerle yaptığım sohbetlerden çıkardığım sonuç ise şu:
Washington'da konuyu düşünmek için zaman ayırmış olanlar arasında çok az kişi Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı için adaylığını koymasını "olumlu bir gelişme" olarak görüyor.
Erdoğan ve belirsizlik vurgusu
Nedeni ise kendilerinden sık sık duyduğum "belirsizlik" (uncertainty) ve "istikrar" (stability) kelimelerinde yatıyor. Bu çerçevede telaffuz edilen şudur:
"Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı Türkiye için siyasi ve ekonomik belirsizlik, buna bağlı olarak da ciddi istikrarsızlık getirme potansiyeline sahip. Bu, daha şimdiden yaşanan sert tartışmalardan anlaşılıyor. Bu nedenle, Erdoğan için en doğru karar, şayet gönlü gerçekten oradaysa, bu işten vazgeçmesi ve toplumda 'ayrılık' değil 'uzlaşma' yaratacak bir isim üzerinde çalışmasıdır."
Peki, Başbakan Erdoğan bu konuda ısrar edecek olursa, bundan ne tür bir anlam çıkarmalıyız? Bu konuda söylediklerini de şu şekilde özetlemek mümkün:
Ciddi kuşkular sır değil
"Erdoğan hakkında Washington'da belirmiş olan ciddi kuşkular sır değil. Bazıları, Erdoğan'ın gizli bir gündemi bulunduğuna ve bunun da dini irticaya zemin hazırlamakla ilgili olduğuna inanmış durumdalar. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı konusunda ısrar edecek olursa, herkes tarafından paylaşılmayan bu kanaat yayılacaktır. Zira mantık, bu konuda ısrarcı olmaması gerektiğini söylüyor."
Söz konusu Amerikalılar Ankara'da elbette ki başkalarını da yokladılar. Yoklanan bu kişilerin ne tür izlenimler edindiklerini bilemem. Ama benim edindiğim izlenimler bu şekildedir. Özetle, Washington Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına çok sıcak bakmıyor.
[email protected]
Tempo