Bunun için kullanıcıların AT&T'nin 3 megabit ya da daha yüksek hızlı DSL servislerinden birine abone olması gerekiyor. Bunu yapan kulanıcılar, havaalanı, cafe, Mc Donald's salonları ve Barnes&Noble kitabevlerinden ücretsiz bağlanabiliyor.
 
AT&T'nin giriş seviyesindeki DSL müşterileri ise 1.99 dolar karşılığında sınırsız Wi-Fi servisi alabiliyor. Bu tarife, kamuya açık Wi-Fi bağlantı noktalarından bir günlük kablosuz bağlantı için 7.99 dolar ödemek zorunda olan AT&T abonesi olmayanlar için de cazibe merkezi oluyor.

Wi-Fi'ı bu şekilde toplam genişbant paketinin parçası haline getiren AT&T, bunun ses şebekesinin yerine geçerek zarara yol açmak yerine seyahat edenlere hızlı internet servisi sağlayarakmüşterilerinin sadakatini artırmasını öngörüyor.

TÜRK TELEKOM İÇİN ÖNEMLİ ÖRNEK

ABD'nin yüzde 90'dan fazlasını kapsayan sabit hat operatörünün durumu Türk Telekom (TT) ile kıyas kabul ediyor.

Temel servislerden elde edilen gelirleri koruma güdüsü, Türkiye'de geçmişte Türk Telekom'un sadece kendisinin değil diğer şirketlerin yenilikçi servislerinin önünde de önemli bir engel oluşturuyordu. Uzunca bir süre ses tekelinin kırılmaması için mücadele eden TT, piyasanın serbestleşmesine paralel olarak bu tür katma değerli hizmetlere daha istekli bir hal alacak.

Üst yönetiminin ağzından ADSL kullanıcı adı ve şifresi ile halka açık noktalardan Wi-Fi servisini alma hazırlıkları yaptığı bilgisini aldığımız TT'nin, bu çalışmaları hala hazırlık statüsünde bulunuyor.

Hala etkisini koruyan ses gelirlerinin internet üzerinden ücretsiz sesli ve görüntülü görüşme yazılımlarından olumsuz etkilenmesi endişesinin yersiz olduğunu söylemek zor ancak bu şekilde servisi sokağa taşımanın hem gelir hem de müşteri sadakati tarafında önemli bir adım olacağı da aşikar.

TT'nin AT&T deneyimini yakından izlemesinde yarar olduğu görülüyor. Özellikle ADSL hızını artırma konusunda ihtirasını bildiğimiz TT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany, yeterince yüksek bir hedefe isabet kaydetmek için bunu bir fırsat olarak değerlendirebilir. Böylece ADSL konusu da sadece fiyat boyutu ile tartışılan bir konu olmaktan çıkar.

3G İLE BİRLİKTE COĞRAFYA DEĞİŞECEK

Bu adımlar aslında TT'nin 3G ile birlikte mobil operatörlerin data konusunda elde edeceği koza karşı durması açısından da önem taşıyor.
Seçimler nedeniyle savsaklanan 3G adımlarının ağustostan itibaren hız kazanmasını ve 7 Eylül'de işin tamam olmasını bekleyen mobil operatörler, sahneye 14.4 Mbit/s şebeke ve 7.2 Mbit/s cihaz hızları ile çıkmayı planlıyor.

2008'in başlarından itibaren 3G servisleri ve bu düzeyde olmasa bile şu andaki en gelişmiş mobil data bağlantısı EDGE'i unutturacak hızlar görülmeye başlayacak.

Sadece el cihazları değil SIM'li data kartları vasıtasıyla taşınabilir bilgisayarlara da hitap edecek 3G, mobil bir teknoloji olduğu için hareket halindeyken de kullanılabiliyor olacak. Wi-Fi'da ise bir bağlantı noktasının (hotspot) dışına çıkıldığında yenidan bağlanma gerekmesi en azından MESH yapısına geçilene kadar 3G için avantaj unsuru olacak.

Şu anda dünyada yaşanan gelişme ve Türkiye'de görünen tablo bu şekilde. Bundan sonrasının ne göstereceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz.

KAYNAK/TEKNOLATTE Analiz: Kerem Özdemir