AFRİN’DE YOKUZ BİZ SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ İLE ÇALIŞIYORUZ
- Türkiye’nin dünkü Beyaz Saray açıklamasında Trump-Erdoğan arasında geçen görüşmenin detaylarının var olandan farklı aksettirildiğinden yola çıkarak yaptığı itirazlar için ne diyeceksiniz?
Beyaz Saray’dan yapılan açıklama çok belirgin, detaylı ve sağlam. Beyaz Saray açıklaması, hem Başkan Trump’ın hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’ın kuzeybatı Suriye’deki Afrin bölgesine dair olağanüstü kaygılarını dile getirdi. Hem Başkan Trump hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’ın bu konuda net olduğunu düşünüyorum.
Dışişleri Bakanımız Tillerson yakın zamanda Türk Dışişleri Bakanı ile hem telefonda hem yüz yüze görüşmeler yaptı ve bu görüşmelerde bölgedeki tansiyonun düşürülmesini istediğimizi açıkça dile getirdi. Suriye ölçeğinde nisbeten güvenli olmuş bir bölgeden bahsediyoruz ama şu an durum tamamen başka.
Türkiye’nin PKK konusundaki meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz ve bunu saygıyla karşılıyoruz. Ama bir noktaya açıklık getirmek isterim; bizim ABD olarak Afrin’de bir askerİ varlığımız yok. O bölgede yaşananların parçası değiliz. Biz Suriye’nin doğusunda DEAŞ’la savaşmak için Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte çalışıyoruz. Bunu yapmaya devam ediyoruz. Türkleri ve herkesi diğer gruplara değil DEAŞ ile savaşmaya odaklanmaya teşvik ediyoruz.
GÜVENLİ BÖLGE İÇİN RESMİ BİR TEKLİF YAPILMADI
- Türkler, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın kendilerine önerdiği Suriye’de 39 kilometrelik güvenli bölge önerisini kabul etmediklerini söylüyor. Tillerson ise böyle bir teklifte bulunulmadığını söylüyor. Hangisi doğru?
Sayın Bakan kendisi pek çok opsiyonun görüşüldüğünü ancak bir teklifte bulunulmadığını söyledi. Biz bu açıklamanın arkasındayız. Aynı zamanda Başkan Trump’ın Türkiye’ye Afrin bölgesinde tansiyonun tırmandırılmaması için yaptığı uyarının da arkasındayız. Bakan Tillerson’ın söylediği gibi Türklerle pek çok opsiyon tartışılıyor ancak resmi bir öneri yapılmadı. Bakanımız NATO müttefikimiz olan Türkiye’nin neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aynı Kürtlerle konuştuğunda yaptığı gibi, aynı bugün Neçirvan Barzani ile görüşmesinde yaptığı gibi. Tüm taraflarla konuşarak kimin neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışıyor.
TRUMP’IN MENBİÇ UYARISI AÇIK
- Türk tarafı ile görüşmelerde Afrin harekatının Menbiç’i kapsayacak şekilde genişletilmesinin ABD açısından kırmzı çizgi olduğu söylendi mi?
Türklere karşı bu konuda çok açık olduk. Hem Türkiye’deki hükümet yetkilileriyle açık olduk, hem Bakan Tillerson özel görüşmelerinde çok açık oldu, hem de Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde Menbiç’i kapsayacak şekilde tansiyonun yükseldiğini görmek istemediğimiz konusunda çok açık oldu.
KAYGILI OLAN TEK ÜLKE BİZ DEĞİLİZ
- Bu mesajları Türkiye tarafının dikkate aldığından emin misiniz?
Biz bu mesajları veriyoruz ve umuyoruz ki NATO müttefikimiz ve ortağımız Türkiye bunlara kulak veriyordur. Dinlemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Dinlerlerse bu iyi bir şey olur. Tansiyonun yükselmesinden kaygılı olan tek ülke biz değiliz. Suriye’deki istikrar açısından ve DEAŞ’la mücadele odağının kaymasından kaygılı olan pek çok diğer müttefik ülke var.
ANKARA’NIN MENBİÇ İÇİN GARANTİ VERDİĞİNİ SÖYLEYEMEM
- Türk tarafı size Menbiç’e girilmeyeceği konusunda garanti verdi mi?
Garanti verdiklerini söyleyemem. Durumu yakından takip ediyoruz.
Dışişleri Bakanlığı’daki kamerasız brifingin ardından Nauert bir de yabancı basın merkezinde kameralı basın toplantısı düzenledi. Trump-Erdoğan görüşmesine ilişkin Beyaz Saray açıklaması burada da Nauert’e soruldu. Beyaz Saray açıklamasını satır satır okuyan Nauert, “Biz Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray olarak açıklamanın arkasındayız. Başkan Trump Erdoğan’a karşı açık ve sert oldu” dedi
Kaynak:Hürriyet