Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında, Abdullah Gül- Ali Babacan partisinin sonbaharda geleceğini ve Erdoğan'ın AKP'deki küskünler için seferberlik başlatacağını yazdı.
AKP'de çalışma yapıldığını aktaradan Selvi, "İlk sırada “kibir” geliyor. Sonra ekipçilik. Belediye hizmetlerinden kaynaklanan sorunlar onu takip ediyor. Ama işin özü, “adam yerine konulmamak”." ifadelerini kullandı.
İstanbul seçimleri nedeniyle farklı bir bayram olacak. Ama asıl bayramı seçimi kazanan yapacak.
Binali Yıldırım kazanırsa, 1994 yılında başlayan süreç kesintisiz devam edecek. Eğer Ekrem İmamoğlu kazanırsa, yeni bir dönemin kapısı aralanmış olacak. O nedenle 23 Haziran seçimleri, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı 1994’ten bu yana yapılan en kritik seçim olacak. AK Parti ve CHP, bayram sonrası için seferberlik ilan etti.
Ekrem İmamoğlu Karadeniz turuna çıkıyor. Bayramın ikinci günü Akçaabat’ta İstiklal Savaşı gazisi olan Mevlüt Dede’sinin kabrini ziyaret ettikten sonra Trabzon, Giresun ve Ordulularla buluşacak. Karadeniz sahillerinden İstanbul’daki Karadenizli seçmene mesaj verecek.
ERDOĞAN İLE GÜL’ÜN GÖRÜŞMESİ
Bayramda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programı önemli olacak. Merak ettiğim bir görüşme var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülbayramlaşacaklar mı? Her bayramda telefonla tebrikleşiyorlardı ama geçen bayram görüşmemişlerdi. Neden merak ettiğimi ise fark etmişsinizdir. Abdullah Gül’ün arkasında olduğu Ali Babacan partisinin kuruluş çalışmaları hızlandırıldı.
31 Mart yerel seçimlerinden bir gün sonra Erdoğan ile Gül görüştüler. Birlikte yemek yiyecekler diye bir beklenti doğmuştu ama öyle bir ortam oluşmadı. Görüşme, Abdullah Gül’ün araması üzerine gerçekleşti. Gül, “Seçimde çalıştınız, gayret ettiniz, yoruldunuz. Sonuçlar vatana, millete hayırlı olsun” dedi. Tayyip Bey de teşekkür etti. Kapsamlı bir seçim değerlendirmesi yapmadıklarını öğrendim. Daha çok nezaket sınırları içinde kalan bir görüşme olmuş. Abdullah Bey, Kılıçdaroğlu ile Temel Karamollaoğlu’nu da arayıp hayırlı olsun dileklerini iletmiş. Gül her seçimden sonra bunu yapıyormuş.
BABACAN’IN MESAJLARI
Ekrem İmamoğlu’nun başarısının Ali Babacan’ı umutlandırdığı söyleniyor. Altı ay önce isteksiz bir görüntü çizen Babacan, ramazan ayında 15’er kişilik iftar programları düzenlemiş. “Ali Babacan çok heyecanlı. Atanmamış Macron gibi”yorumları yapılıyor. Abdullah Gül, önplanda gözükmek yerine Ali Babacan’ın partinin başına geçmesini istemiş. Babacan’ın hızlı bir giriş yaptığı söyleniyor. İstanbul ve Londra’da ekonomistler ve işadamlarıyla görüşmeler yapmış. Kuracağı partide AK Partili isimlerin yanı sıra sosyal demokrat ve liberallerin olmasına özen gösteriyor. Babacan’ın konuşmalarında iki mesaj ön plana çıkıyor:
1- Biz yeni bir hareketiz.
2- Sadece AK Parti tabanını hedeflemiyoruz.
Konuşmaları iki nokta üzerine odaklanıyor:
1- Özgürlükler
2- Ekonomi
Ali Babacan’ın başlarda Ahmet Davutoğlu’nu da aynı çatı altında tutmak istediği biliniyordu. Ancak yollar ayrılmış.
İstanbul seçimleri yeni parti kurma çalışmalarını yürütenler açısından da önemli olacak. Çünkü Gül-Babacan ekibinin önlerine sonbahar diye bir takvim koydukları söyleniyor. İstanbul seçimlerinin sonucuna göre ya 2019 sonbaharı ya da 2020’nin sonbaharı...
ERDOĞAN’IN HAMLESİ NE OLACAK?
Tabii Erdoğan bu arada hangi hamleleri yapacak?
İstanbul seçimleri için kırgın AK Partililerin ikna edilmesini öncelikli hedef olarak belirledi. Kırgın AK Partililer diyoruz ama bunlar niye kırılmış? AK Parti bu yönde bir çalışma yaptırdı. İlk sırada “kibir” geliyor. Sonra ekipçilik. Belediye hizmetlerinden kaynaklanan sorunlar onu takip ediyor. Ama işin özü, “adam yerine konulmamak”.
Erdoğan, İstanbul’dan sonra halkayı genişletip ülke çapında kırgın AK Partilileri kucaklamak için bir seferberlik başlatabilir. Zaten Bülent Arınç ve Cemil Çiçek’in Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nda görev alması, yıllar sonra Abdulkadir Aksu ve Faruk Çelik’in hatırlanması bu yönde bir adımdı. Ayrıca Gül-Babacan partisinin etkinliğini azaltmak için “çevreyi boşaltma” hareketiydi.
Kimi buna fabrika ayarlarına dönme diyecek, kimi evin içini düzenleme. Netice itibarıyla ihtiyaç olduğu ortada. 2014’te 669 bin oy farkıyla kazanılan İstanbul’da 31 Mart’ta 13 bin oyla geriye düşmek her şeyi anlatmaya yetiyor.