İçeceklerimiz alüminyum kutularda sunuluyor. Mutfak gereçlerimiz alüminyumdan.Alüminyumu bizi iyi, güvende ve temiz hissettiren ürünlerde görüyoruz.
Ancak Avusturyalı film yönetmeni Bert Ehgartner alüminyumun farklı bir yönü olduğunu söylüyor: “Çok fazla iyi yönü var. Ancak bu metalin karanlık bir yönü de var.”
Ehgartner yeni filmi Alüminyum Çağı’nda işte bu karanlık yanı araştırıyor.
Belgesel metalin çıkarılması ve üretiminin doğaya olan etkilerinden bahsediyor.
Önce Brezilya’nın yağmur ormanlarında yüksek oranda alüminyum hidroksit içeren boksitin çıkarıldığı madenleri görüyoruz: “Her yıl doğal çeşit zengini olan yağmur ormanlarından 250 futbol sahası büyüklüğünde bir alanda ağaçlar kesiliyor.”
.
Bundan sonra alüminyum üretiminden arda kalan zehirli atıklar geniş alanlara dağıtılıyor: “Tek görülebilen milyonlarca ton hiçbir kullanım alanı olmayan atığın oluştuğu.”
Film, madenciliğin yarattığı atıkların yakınlarda yaşayanların sağlığını bozduğunu iddia ediyor.
Film ayrıca 2010 yılında Macaristan’daki bir alüminyum fabrikasındaki bir kazanın görüntülerini içeriyor.
Ehgartner, alüminyumun insanları başka şekillerde de hasta ettiğini söylüyor. Hayatımızı daha kolay ve daha güvenli yapan ürünlerin bize zarar verdiğini iddia ediyor: “Aşılarda, bazı kozmetik ürünler ve deodorantlarda ve hatta yiyeceklerde alüminyum bulmak beni çok şaşırttı.”
Filmde görüş bildiren bilim insanları bu ürünlerde bulunan alüminyumun meme kanseri, Alzheimer, alerji ve otizm gibi birçok modern hastalıkla ilişkisi olduğunu öne sürüyor.
Nörolog Dr. Christopher Shaw özellikle suda ve mide ilaçlarında bulunan alüminyumun Alzheimer hastalığının gelişimindeki etkisinden endişeli: “Birçok araştırmacı artık alüminyumun Alzheimer gibi hastalıklara yol açabileceğini düşünüyor. Başka hastalıklara etkisi olup olmadığı henüz bilinmiyor ama Alzheimer’la ilgisi berraklaşmaya başladı.”
Ancak herkes bu fikirde değil.
Alüminyum Birliği, röportaj talebimizi reddetti ancak şu açıklamayı yaptı: “’Alüminyum Çağı’ bilimsel verilere ve genel kanıya ters düşüyor. Bilimsel araştırmalar alüminyum ile filmde konu edilen hastalıklar arasında nedensel bir bağ olmadığını ortaya koyuyor.”
Georgetown Üniversitesi'nden Melissa Perry, “İlk mesajım şu: Panik yapmayın,” şeklinde konuşuyor.
Melissa Perry, George Washington Üniversitesi Kamu Sağlığı Bölümü’nde epidemiyoloji uzmanı: “Mevcut kanıtlar bize alüminyumun Alzheimer ile ilişkisi konusunda kesin sonuçlar sağlamıyor. Bu beyin sorunları ve meme kanseri için de geçerli. Bunun anlamı da daha fazla araştırma yapılmasının şart olduğu.”
Bu, filmin yönetmeni Bert Ehgartner’ın da katıldığı bir görüş: “Yani alüminyum insanlık için bir tehdit ve bizim elimizde yeterli araştırma yok. Bu filmi yapma nedenlerinden biri. Biliminsanlarına araştırmaları için destek vermek. Bence bu gerçekten gerekli.”