Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, kendisine sunulan projeyi himayesine alarak sözkonusu projenin daha geniş kitleleri kucaklayacak hale getirilmesini ve kurumsallaştırılmasını istedi.
Türkiye'de inanç grupları ve Alevi Bektaşi toplumunun sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini ifade eden Çelik, himayesine aldığı projenin İslam dünyasını kucaklaştıracak kutsal bir kaynaşma projesi olduğunu belirtti.
Ehlibeyt, Necef, Kerbela, Mekke ve Medine'nin tüm Müslümanların kutsal mekanları olduğunu söyleyen Çelik, projenin İslam dünyasının içinde bulunduğu durumun çözümü için atılmış önemli bir adım olduğunu vurguladı.
İnsanlığın gelişmesinin, insani hakikatin her zaman ayakta durması anlamına gelmediğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Karşısında güçlü bir ordu olmasına rağmen, belki de o savaşı kaybedeceğini bile bile, Hz. Hüseyin'i çocuklarıyla, Ehlibeyt'le Kerbela'ya götüren şey hakikati ayakta tutma davasıydı. Kerbela'da Hz. Hüseyin tüm insanlığın hakikat meselesi oldu. Ebediyyen takipçisi olduğumuz Ehlibeyt, tüm insanlığın kurtuluş mesajını alemlere iletti ve o mesajdan sonra Ehlibeyt mektebinin büyük alimleri bize şunu öğrettiler, dediler ki: 'Buradan bir kin çıkarmayın. Buradan bir rövanş çıkarmayın. Buradan bir savaş çıkarmayın.' Bize tam tersini söylediler. Dediler ki: 'Sizden gayrı olana kötü nazarla bakmayın. Yetmiş iki millete tek bir nazarla bakın.' Bu kadar büyük acıdan, sadece kendi dindaşlarına değil bütün insanlığa rahmetle bakan bir ruh yüceliği çıktı; "hangi dinden olursa olsun, ister inansın, ister inanmasın, yetmiş iki millet bizim gözümüzde birdir" diyen bir mesaj, Hz Peygamberin vefatından sonra en kuvvetle Kerbela’dan çıkmıştır."
PROJEYİ ÇOK ANLAMLI BULUYORUM
Kerbela'nın bir insanlık mektebi olduğunu belirten Bakan Çelik, "Kerbela, bir kurtuluş okuludur. Kerbela, insanlığın büyük öğretmeni Hz. Hüseyin'in ebedi mesajıdır. Kerbela'nın önemini anlatacak sözcükleri bulmak, orayı tarif edecek cümleleri kurmak oldukça zor. İstiyoruz ki insanlık tarihinin en acı olaylarından birinin yaşandığı bu beldeyi Alevi dedeleri yerinde görsün, o atmosferi yerinde yaşasın. İşte bu amaçla TÜRSAB'ın hazırlamış olduğu projeyi çok anlamlı buluyorum ve Bakanlığım olarak desteklemekten son derece memnunum."