Altın için 2013’ün çok güzel bir yıl olduğunu söyleyemeyiz. Seneye 1650-1700 Dolar’dan giriş yapan altın fiyatlarında, 2013 başında iyileşme sinyalleri gösteren ABD verilerinin ve ABD’nin kritik mali uçurumunun atlatılmasının etkisi satış olarak gerçekleşti. Bahar aylarına gelinirken, ekonomisi ciddi sıkıntıda olan Güney Kıbrıs’ın, hazine altın rezervlerinden satış yaparak ekonomiyi destekleme niyeti altının uzun süredir görmediği 1500 Dolar seviyelerinin altına sarkmasına neden olmuştu. 14 Nisan haftasında 1320 Dolar’a kadar düşerek bu zamana kadar bünyesinde altın tutan emeklilik ve yatırım fonlarını zarara uğratan altın fiyatlarında “fiziksel talep”te yaşanan patlama ile Mayıs’ta 1500 Dolar seviyeleri tekrar zorlansa da ABD’ye çevrilen dikkatler ve iyileşmeye devam eden veriler 1500 üzerinin tekrar görülmesini engelledi. Mayıs ayında Amerikan Merkez Bankası’nın eski başkanı Bernanke’nin 2008 krizinden bu yana piyasaya bolca Dolar süren parasal genişlemenin bitirilebileceğini açıklaması ile tekrar satışa geçen altın fiyatlarında Mayıs’ın sonlarındaki 1430 Dolar rakamını Ağustos’a kadar göremedik. 2013’te ETF’lerden 43 milyar Dolar altın çıkışı oldu Bütün bu gelişmeler içerisinde reel piyasada görülen ise, 2008’den bu yana fonlarının içerisinde fiziksel olarak dahi altın koyan borsa fonlarının (ETF) altından kaçışları oldu. Rakamlara bakıldığında, ETF’lerde 2013 içerisinde 880 ton altın talebi azalması görülüyor. Bu da çeyreklik Londra ortalama fiyatları ile hesaplandığında, 2013 içerisinde sırf ETF’lerden 43,8 milyar Dolar çıkış olduğu anlamına geliyor.
Altın talebinde, Dünya Altın Konseyi’nin açıkladığı çeyreklik verilerin geri kalanına bakıldığında ise, mücevherat talebinde küresel çapta 2013’ün üçüncü çeyreği dışında pek bir azalma gerçekleşmediği görülüyor. Teknoloji sektöründeki daralmalar Çin’deki ekonomik daralmanın da etkisi ile 2013’ün sonunda etkinleşirken, merkez bankalarında 2013’ün başından sonuna neredeyse yarı yarıya altın talebi azalması bulunmakta. Son olarak, yatırım tarafında uzun vade yatırımlarda kullanılan külçe ve sikke talebinde ise 2013 başındaki 460-510 ton talebin çokuzağında, 280-330 ton arasında gezinmekteyiz..2014’e girişte Çin, Hindistan’da talep artışı, Türkiye’de talep daralması var 2013’te özellikle ETF ve yatırım alanındaki ciddi altın talep daralması sonrası 2014’e bir nebze sakin bir giriş yapıldığını görüyoruz. 2013 boyunca altın talebinde keskin düşüş gördüğümüz fonlarda 2014 ilk çeyrek verilerinde hareketlenme görünmemekte. Diğer taraftan, 2014 ilk çeyrekteki altın talebinin ülkelere dağılımına bakıldığında, Çin, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya’daki talepte 5 yıllık ortalamalarda veya üstünde bir talep görülürken, ABD ve İngiltere’deki talep daralması, finansal piyasaların altına sıcak bakmadığını gösteriyor. Dahaçok mücevherat ve geleneksel altın talebinin yoğunluğunun dikkat çektiği ülkelerden Çin’de 200 ton, Hindistan’da 150 ton civarı talep varken, Türkiye’de bu rakam 5 yıllık ortalama rakam olan17,4’ün %17 altında, 14,5 ton civarında bulunmakta. 2014’te altın jeopolitik gerginliklere odaklı olacak
Özellikle finansal piyasalardaki altın talebindeki daralma, altın fiyatlarının yükselmesindeki enbüyük engel olarak görülmekte. ABD’de parasal genişlemenin son baharda biteceği, 2015’in de ilk ya da ikinci çeyreğinde faizlerin artırılmaya başlanabileceği bir ortamda, faizsiz bir enstrümanolan altına finansal talep, Rusya-Ukrayna gerginliğine kalmış durumda. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginliğin de karakterine bakılırsa, Rusya’nın oynadığı oyunlardan dolayı spekülatif ve volatil bir yaklaşım sergilendiği görülebilir. Burada, talebin detayına girilirse, 2014’ün ilk çeyreğindeki yatırımsal altın talebindeki 135 ton artış, Rusya Ukrayna gerginliği karşısında altına olan güvenli liman mazeretinin fiyatlanmasından çok, Çin ve diğer gelişen ülkelerdeki gergin ekonomik ortam karşısında piyasaların altına oluşturdukları talep olarak görülüyor. Kısa vade yatırımların Yoğunlaştığı ETF’lerdeki yataylık ise, piyasanın haberlere odaklı olarak altını alıp sattığına işaret.