Bakanlık makamındaki ilk icraatının ne olacağının sorulması
üzerine Koç, bakanın hükümetin bir üyesi, organı olduğunu belirterek,
bakanın hükümet programları, plan ve bütçede tespit edilenleri kendi
alanında tatbik eden kişi olduğunu söyledi. Her gelen bakanın
kendinden menkul yenilikler yapmasının gerçekçi olmadığına işaret eden
Koç, şunları kaydetti:
''Ben hükümetimizin kültür ve turizm alanında programladığı
hususları en etkin bir şekilde yerine getirmekle görevlendirilmiş
durumdayım. Bu sözler, bana 33 yıllık devlet adamlığının öğrettiği
sözlerdir. Ben eğer hükümetimizin yaptığı programları tam manasıyla
tatbik edebilirsem, bu alanda bazılarının hayal edemediği şeyleri
gerçekleştirmiş olurum. Biz bunları hem kültür hem turizm alanında
yapmak niyetinde ve konumundayız.''

KİTAP FİYATLARI

Koç, bir gazetecinin iyi bir kitap okuru olarak kitap fiyatlarını
nasıl bulduğu yolundaki soru üzerine, kitap fiyatlarının ucuz olduğunu
söyleyemeyeceğini kaydetti. ''Şimdi bir misal versem, şu düşmanı, bu düşmanı diyeceksiniz. Onun için analoji yapmıyorum. Ama Kültür ve Turizm Bakanı olarak şunu söyleyebilirim: Kütüphanelerden ne kadar
faydalanıyoruz?'' diyen Koç, kitapların ucuzlaması için fazla bir müdahalede bulunamayacaklarını, ancak KDV'nin düşürülmesinin söz konusu olabileceğini ifade etti. Kitapçıların da bu durumda kitap fiyatlarını indireceğine inandığını belirten Koç, ''Çok kitap okuyan biri olarak, gerek yerli gerek yabancı tercüme eserler günlük olarak yayınlanmaktadır. Kitap dünyamızla iftihar edebiliriz ama kitapseverlerle, kitap
okuyucularıyla iftihar edebilir miyiz, orada doğrusu şüphelerim var''
diye konuştu.

''MEMUR OLMAK, TURİST OLMAKTIR''
Atilla Koç, nasıl bir turist olduğu sorusu üzerine de ''Ben milletvekiliyim. Kültür ve Turizm bakanı olduğum için çok mu seyahat etmeliyim?'' yanıtını verdi.
33 yıllık devlet görevinde hiç yıllık izin kullanmadığını dile getiren Koç, milletvekili olduktan sonra ilk kez yaz tatili yapma imkanı bulduğunu belirterek, ''O da 2 senedir, Sayın Başbakanımız Meclis'i çok çalıştırıyor. Şimdi yazın da o imkanı bulamıyoruz'' diye
konuştu. Koç, fırsat buldukça İzmir ve Kuşadası'nda tatil yaptığını kaydederek, ''Zaten Türkiye'de memur olmak biraz turist olmaktır. Epey
yer gezdik, Türkiye'nin bilmediğim yeri yok. Bir Trakya bölgesi dışında her yerde çalıştım'' dedi.
Atilla Koç, ''sinemaya ilginiz nasıl?'' sorusuna karşılık,
sinemayı da tiyatroyu da çok sevdiğini ve fırsat buldukça gittiğini söyledi. Koç, ''Ama benim birinci önceliğim kitap okumaktır. Kitap okumam da aşçı yemeği gibi bir şey... Her şeyden okurum. Böyle daha
güzel oluyor. Bir gecede bir kaç kitabı karıştırır okurum'' diye konuştu. Bir gazetecinin spor yapıp yapmadığını sorması üzerine, ''Kilo vermek için yürüyorum. Ama herhalde daha pek başarılı değilim'' dedi.
Koç, hangi takımı tuttuğunun sorulması üzerine de ''Beşiktaş'' yanıtını verdi. Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fenerbahçe'li olduğunu hatırlatması üzerine, ''Başbakanımız takım
tutmaya göre bakan tayin etmiyor, ehliyete göre yaptığını düşünüyorum'' dedi.
EUROVİSİON TARTIŞMASI
Bakan Koç, gazetecilerin ''Müzikle aranız nasıl?'' sorusu üzerine de ''Sanatçılarla benim ilk günden aramı açmayın'' diye espri yaptı. Müzik zevkinin izafi olduğunu ifade eden Koç, gerek Türk musikisi
gerek Batı müziğinin sanattan öte bir ilim olduğuna inandığını söyledi.
Koç, Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek parça ile ilgili bir soru üzerine de şunları kaydetti:''Eurovision'da bu şarkının namelerinin o hanımefendinin ses klasına uyup uymadığını söylerlerse ben onu dinlerim ve izafi olmadığını kabul ederim. Yine o ritmin biraz ağır olduğunu, daha da hızlandırılması gerektiğini söylerlerse be o lafı da dinlerim ve
dikkate alırım ama iyi midir, kötü müdür, hoşunuza gitti mi, bunlar hepimize göre değişir. Benim hoşuma giden başkasının hoşuna gitmeyebilir.''