Raporda, sorumluluk almak yerine dünyanın en önemli mülteci krizlerden birine "duygusuzluk ve süslü vaadlerle" cevap verildiği kaydedildi.
Örgüt, mültecilere kapılarını açan Suriye ve Ürdün'ün, uluslararası toplumun desteğinden yoksun olması nedeniyle artık Iraklıların ülkeye girişlerini sınırlandırmak ve hayati tehlike riski taşıyan mültecileri ülkeden atmak gibi bazı katı önemler aldığına da dikkati çekti.
Parasını tükettikten sonra çok sayıda mültecinin yoksulluğa sürüklendiğini ve sözde "gönüllü" olarak Irak'a dönmek, çocuklarını çalıştırmak ya da bazen para karşılığı seks yapmak zorunda kalmak gibi tehlikelerle karşı karşıya kaldıkları vurgulandı.
Raporda, sığındıkları ülkelerde karşılaştıkları zorlukların mültecileri, para ya da yiyecek yardımı alabilmek için geçici olarak ya da durumları umutsuz olduğu için kalıcı şekilde Irak'a dönmek gibi zor ve tehlikeli bir karar almaya zorladığı belirtildi.
Uluslararası Af örgütü, Avrupa ülkelerinin Iraklıları, bazen Irak'ın en tehlikeli bölgelerine olmak üzere ülkeden atma çabalarını da kınadı.
Örgüt, bazı Avrupa ülkelerinin, Irak'a dönmeye zorlamak için, sığınma talebinde bulunanlara yardım yapmayı kesmek gibi dolaylı yollara da başvurduğuna dikkat çekti.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin tahminlerine göre Iraklı mültecilerin sayısı 4,7 milyona çıktı, bu da Irak'ın işgalinden bu yana mültecilerin en yüksek sayıya ulaştığını gösteriyor.
Atatürk'e dil uzatıp ABD'ye, Kanada'ya, İngiltere'ye övgü düzen ve müslüman geçinenler. İşte müslüman kardeşlerimize o çok sevdiğiniz ülkelerin yaptıkları. Sizin anladığınız müslümanlık buysa söylenecek sözümüz yok. O zaman siz müslüman falan değil müslümanlık adı altında ayrı bir dini kendinize seçmişsiniz demektir.