Başyurt alınan kararları tarihin en büyük aklama operasyonu olduğunu belirtirken artık bundan sonra Süper Lig'de oynanacak maçların şike gölgesi altında olacağını vurgulayarak çarpıcı tespitler yaptı.
İşte Başyurt'un yazısı:
Eskiler buna "şantaj" derdi
Etik Kurul, şike ve şike teşebbüsü ile ilgili delilleri inceledi, savunmaları aldı.
Ardından Futbol Federasyonu Antalya'da toplandı.
Herkesin beklentisi, aylardır ertelenen ceza kararlarının alınması yönündeydi.
Toplantıdan ne çıktı dersiniz?
Tarihin en büyük aklama operasyonu!
Türk futbolunu "pürü pak" ettiler, futbolun ekonomisini kurtarıp rekabetin canını çıkardılar.
Federasyon, bir süre önce Genel Kurul üyelerinin "hayır" dediği düzenlemeyi, bu toplantıda hayata geçirdi.
58'inci maddeyi değiştirip küme düşme cezasını kaldırdı.
Hepsi bu da değil.
Etik Kurul raporunu alıp, buradan ceza çıkmasını engelleyecek ne varsa, karar almışlar.
Teşebbüs adeta suç olmaktan çıkmış!
"Ağır ihlal cezalandırılır, ona da kurul üyeleri karar verir" demişler.
Yetmemiş, bir ceza çıkarsa beş yıl erteleme maddesini eklemişler.
Galatasaray ve Trabzonspor neden Disiplin'de?
Böylece, Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun alınmasını, küme düşmesini ve hatta puan silinmesini bile engellemişler.
Beşiktaş'ın küme düşmesinin ve puanlarının silinmesinin de önüne geçilmiş.
Bunun için Trabzon'u ve Galatasaray'ı da Disiplin Kurulu'na gönderip "aba altından sopa" gösteriyorlar.
Trabzonspor'u "Ceza verirsek, UEFA da senden Şampiyonlar Ligi'nde ödediği milyonları geri ister" diyerek hizaya sokmaya çalışıyorlar.
Galatasaray'a da "Sesini çıkarma. Zaten Şampiyonlar Ligi'ne gitmen garanti. Sana da ceza veririz, yolunu tıkarız" diyorlar.
Eskiler buna "şantaj" deseler de karar siz "taraftarlar"ın...
Futbol Federasyonu'nu gösterdiği tarihi cesaretten dolayı kutlamamak mümkün değil.
Aydınlar yönetiminin "eline yüzüne bulaştırdığı" krizi "tereyağından kıl çeker gibi" çözdüler!
Taraftarlık ruhu hukukun önüne geçti
Şike teşebbüsü ile suçlanan Beşiktaş'ın o dönemki Kulüp Başkanı şimdi Federasyon'un başında.
Haklı olarak "Ne var ki bunda" diyebilirsiniz.
"Bütün siyasi partiler de 'taraftarın gazabı sandığa yansır' kaygısıyla yapılan temizlik operasyonunu sessizce, yeri geldiğinde de destek olmak yoluyla izlemediler mi" diyebilirsiniz!
"Meclis, 6 ay önce çıkardığı Şike Yasası'nı yine bu takımlar nedeniyle değiştirmedi mi? Hatta Gül'ün vetosuna rağmen cezaları aşağı çeken yasayı aynen ikinci kez çıkarmadı mı" diyebilirsiniz.
Başbakan da "8 takım düşürse Türk futbolu biter demedi mi" diyebilirsiniz?
Haklısınız da...
Suçlu aslında, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" rüzgârına kapılıp "Sporda da fair play" beklentilerine giren "biz saflarız."
Maalesef kamuoyu üzerindeki etkili aydın ve yazarlar da "Hukukun üstünlüğü spora da katkı sağlar, temiz lig sporun seyir zevkini artırır, futbolun ekonomisini besler" gerçeğini anlatmak için gayret göstermediler.
Çünkü futbol onların ilgi alanına girmiyordu.
Böyle olunca kararlar tam bir "taraftarlık" ruhu içinde alındı.
Hukukun "tarafsızlık" gerektirdiği bilindiği halde...
Peki, ne oldu? Türk futbolu temizlendi mi?
"Hayır..."
Şike yapmayana veya teşvik vermeyene artık "akıllı" gözüyle bakmayabilirsiniz.
Futbolda müsabaka bitti, bundan sonrası şov yönü ağır basan sonucu belli tiyatrodan ibaret olacak.
Ne diyelim, iyi oynayan kazansın!
Aziz Başkan'ın suçu ne?
Bu kararlar UEFA'dan döner mi?
Dönerse milli ayıp olur.
"Biz adam olmayız, Batı'nın sopası daim üstümüzde olmalı" diyenler haklı çıkar.
Madem sahaya yansıyan şike yok!
Madem, şike ve teşvik artık ödüllendirilecek!
Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım niçin halen içeride?
Onun suçu ne?
Bu gidişle Aziz Başkan da "en mağdur futbol kahramanı" olur.
2014'te cumhurbaşkanlığı için aday gösterilirse sakın şaşırmayın.
Ne de olsa küçük çapta tecrübesi de var!