İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Yenikapı Etkinlik Alanı'nda 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlama Töreni gerçekleştirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da etkinliğe katıldı.Törende konuşan Akşener, şu ifadeleri kullandı;
Tarih, milletlerin hayat hikayesidir. Yıl 1071, Alpaslan. Bir cuma günü namazdan çıktı, atının üstünde beyaz elbisesiyle askerlerine seslendi. “Biz, ölümü göze alarak bu toprakları fethedeceğiz. Burayı Türk ve Müslüman adaletiyle tanıştıracağız. Olabilir ki şehit düşeriz, bu elbisem kefenimdir, ama kazanırsak istikbalimiz buradadır” 26 Ağustos, istikbalin savaşı ve onun zaferi.
İMAMOĞLU’NA ÖVGÜ
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet'in zaferini hatırlatan Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na dönerek, “Aynı senin gibi, dedi ki, ‘Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım.' Bizans'a rağmen, Avrupa'ya rağmen, Haçlılara rağmen…Ve İstanbul alındı, istikbalimiz…” diye konuştu. Akşener, konuşmasına öyle devam etti:
“30 AĞUSTOS AYNI ZAMANDA BİR İSTİKBAL ZAFERİDİR”
Çanakkale…Osmanlı yıkılmak üzere. Birinci dünya savaşına girilmiş…Birinci dünya savaşı sonrasında Anadolu'da her bir evden en az 2 erkeğin şehit olduğu bir coğrafya. Ve Çanakkale geçilmez dedirten Çanakkale savaşı…
Atatürk askerlerine sesleniyor, ‘Size ölmeyi emrediyorum, biz savaşarak ölürken, kazanılacak zamanda, diğer kuvvetler, diğer birlikler gelir ve burayı korur. Bu bir istiklal mücadelesidir. İstikbalden, istiklale…
Sakarya'da Atatürk çıkıyor diyor ki ‘Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır'. Mavi gözlü başkomutanın emri baş üstüne diyor askerler, sonuç itibarıyla İstiklal Savaşı başarılı oluyor.
30 Ağustos, şu andan itibaren istiklalin başarıldığı bir zafer. 30 Ağustos aynı zamanda bir istikbal zaferidir. Çünkü cumhuriyetin temellerinin atıldığı gündür.
Cumhuriyet birliktir, beraberliktir, liyakattir, milletin birliği, bütünlüğüdür. Kayırmanın olmadığı, sınıflar arası geçirgenliğin en yüksek olduğu bir yönetim şeklidir.
“İSTANBULLU İSTİKBALİNE UZATILAN ELİ KIRDI”
Bugün, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu… İstanbullu, liyakata önem verdi. İstanbullu, istiklalinden sonra istikbaline el uzatıldığı zaman ikinci turda, 24 Haziran'da o eli kırdı. 805 bin fark attı.
İstanbullu, ‘birlik olun, beraber olun, milli iradeye el uzatmayın' dedi. Şimdi gençler, cumhuriyete hep birlikte sahip çıkacağız.
Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşıldığında liyakat ortadan kalkar. Her bir genç umutsuzluk içinde başka ülkelere baktığı bir anlayışın doğmasına sebep olur… Cumhuriyetten ve onun değerlerinden ayrıldığında tek adam rejimi doğar.
İMAMOĞLU: BAŞKA HİÇBİR ZAFERE BENZEMEZ
İmamoğlu ise etkinlikte yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Bugün, ülkemizin tarihinde bir dönüm noktası olan dünya milletlerine ilham kaynağı olmuş bir büyük mücadeleyi sonuçlandıran 30 Ağustos zaferinin yıl dönümü için bir aradayız. Gerçekte dünya tarihi sayısız askeri zaferlerle doludur. 30 Ağustos tarihteki başka hiçbir zafere benzemez. Öncesi ve sonrasıyla 30 Ağustos zaferi eşsizdir.
Kuvayı Milliye direnişinden milli iradenin egemenliğine uzanan yolun en şanlı, en büyük zaferidir 30 Ağustos. 30 Ağustos, esir alınmak istenen bir milletin, diz çöktürülmek istenen bir ordunun kendini yeniden var ettiği bir zaferin adıdır. 30 Ağustos ile apaçık ortaya çıkmıştır ki milli iradenin üzerinde hiçbir şahıs ve hiçbir makam tanımayan bir milletin önünde hiç ama hiçbir güç duramaz.
Bu milletin onurlu fertleri olarak hepimizin atası, dedesi, ninesi, yurdumuza ve Anadolumuza sahip çıkmak için bir olduk, tek ve güçlü bir yumruk olduk. O gün bu topraklarda özgür ve eşit yurttaşlar olarak hep birlikte yaşayabilmek için yine hep birlikte ayağa kalktık. Bizi esir etmek isteyen kim varsa, bizi vatansız, topraksız, devletsiz ve geleceksiz bırakmak isteyen hangi güçler varsa hepsini hep birlikte dize getiridk. 30 Ağustos'ta hepsine diz çöktürdük.”
“SINIRLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
30 Ağustos'tan aldığımız güçle bugün millet egemenliğine dayalı tam bağımsız bir ülkeyiz. 30 Ağustos'la beraber bütün dünya bilsin ki sonsuza kadar hep böyle kalacağız. Bu ülkenin sınırları, geçmişimizin çizdiği sınırlardır. O sınırlar bizim varlığımız ve bağımsızlığımızın teminatıdır.
Şehitler vermiş bir bir milletin evlatları olarak sınırlarımıza biz sahip çıkacağız. Elbette sınırlarımıza sahip çıkacağız. Sınırlarımıza sahip çıkmak yalnız kendi hakkımıza, onurumuza değil. Başkalarının da hak ve hukukuna saygı duymak demektir. Bu toprakların herhangi bir biçimde istilasına asla izin vermeyeceğimizi 30 Ağustos 1922'den beri bütün dünya çok iyi biliyor.
“BU CENNET VATANI YANLIŞ KARARLARA KARŞI HEP BERABER KORUYACAĞIZ”
Bazen sınırlarına sahip çıkmak, vatanın içerisindeki bütün olumsuz olaylara karşı dimdik ayakta durmak demektir. Bu güzel yurdun yangınlarla, sellerle depremlerle harap olmasına da izin vermeyeceğiz. Bu cennet vatanı doğal afetlere karşı, yanlış kararlara karşı hep beraber koruyacağız.
Devlet, millet, sivil toplum ve bu milletin evlatları olarak bu cennet vatanın doğasına, havasına, suyuna, kısacası her köşesinin korunması için hep birlikte yeni zaferlere ihtiyacımız var.
“BU ZAFERİN KUTLANMASI ENGELLENEMEZ”
21. YY'ın zaferleri akıldır, bilimdir, ilimdir, irfandır. İşte bu yolla eğitimde, teknolojide, bilişimde, kültürde, sanattta, sporda, milletçe, özellikle çocuklarımız ve gençlerimizle çok büyük zaferlere hep birlikte imza atacağız. Tüm dünyanın bildiği en yalın gerçeği daima hatırlayalım. 30 ağustos vatanı için her şeyi göze alan bu milletin zaferi ve kutlu bir bayramıdır.
Dün bu zafer nasıl engellenemediyse, bugün bu güzel zaferin bayramının kutlanması da engellenemez.