“Şubat 2009’da Radikal’e başlarken ilk yazımın başlığı, ‘Başa sarabilseydim’di. Adam Sandler’in Micheal Newman karakteriyle karşımıza çıktığı ‘Click’ filmini hatırlatmıştım. Sonra da şunu sormuştum: Elinizde, ileri tuşuna basarak hayatınızdan istemediğiniz kareleri atlamanızı sağlayacak sihirli bir uzaktan kumanda aleti olsaydı..." diye yazan Akif Beki, "Kendi hayat performansınızın hangi anlarını kaçırmak, hangi hatıraları hafıza kayıtlarınızdan çıkarmak, yol arkadaşlarınızla tırmandığınız hangi çetin yokuşlarda ortadan kaybolmak için kullanırdınız?
Benim cevabım bugün de aynı, değişmedi. Şayet başa sarabilseydim, gelişim de gidişim de dahil, yaşadığım zorlukların tek bir karesini bile silmek istemezdim” ifadelerini kullandı.
Akif Beki’nin Hürriyet gazetesinde bugün yayımlanan “Bir koşunun daha sonuna geldik” başlıklı yazısı şöyle:
Şubat 2009’da Radikal’e başlarken ilk yazımın başlığı, ‘Başa sarabilseydim’di.
Adam Sandler’in Micheal Newman karakteriyle karşımıza çıktığı ‘Click’ filmini hatırlatmıştım.
Sonra da şunu sormuştum:
Elinizde, ileri tuşuna basarak hayatınızdan istemediğiniz kareleri atlamanızı sağlayacak sihirli bir uzaktan kumanda aleti olsaydı...
Kendi hayat performansınızın hangi anlarını kaçırmak, hangi hatıraları hafıza kayıtlarınızdan çıkarmak, yol arkadaşlarınızla tırmandığınız hangi çetin yokuşlarda ortadan kaybolmak için kullanırdınız?
Benim cevabım bugün de aynı, değişmedi.
Şayet başarabilseydim, gelişim de gidişim de dahil, yaşadığım zorlukların tek bir karesini bile silmek istemezdim.
Eylül 2013’te başlayan Hürriyet maceramın son günü bugün. Bölüm sonu ya da sezon finali diyelim. Gösteri, sonra da devam ediyor.
Yarısı Radikal, yarısı Hürriyet’te geçen 8 yıldan fazla bir süredir Doğan Grubu’ndaydım.
Bu süre zarfında yönetim katından hiçbir müdahaleyle karşılaşmadım. Hatası sevabıyla yazdıklarım kendi fikrim, kendi seçimlerimdi.
Aydın Bey ve Vuslat Hanım başta olmak üzere, bu deneyimde bana eşlik eden, yardımcı olan, emeği geçen bütün mesai arkadaşlarıma içten teşekkür ederim.
İyi, kötü anılarımız var, bir çift söz de komşum Özkök’e: Gidiyorum ama çok da rahatlama, hemen koyverme, gözüm üstünde.