Halk TV'de gazeteci Özlem Gürses'in sunduğu 20. Saat programına konuk olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
"Sayın Erdoğan’ın her açılışa gittiğini göze alacak olursak, bütün bu gelişmeleri, sizlerin kanallarına gelen cezalara baktığımızda biraz masanın üzerinde var olduğunu düşündüğüm seçimle ilgili dosyanın kapağının açıldığını düşünür oldum bu tamamen bir analiz.
Neden bunu düşünüyorum, çünkü Türkiye gerçek manada, hukuksuzluk, adaletsizlik, gençlerin umutsuzluğu, Türkiye yönetilemez bir noktada.
Biz iki yıldır partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetiliyoruz. Ve referandumda ortaya atılan “Uçacağız” söylemleri… Sonuç itibariyle bugüne baktığınız zaman 3 partili bir koalisyonla karşı karşıyayız. Büyük ortak, küçük ortak ve minik ortak Vatan Partisi.
Türkiye büyük bir devlet olmanın getirdiği parlamenter demokrasi sisteminin sahip olduğu deneyime sahip bir devlet.
Meral Akşener'den 'tek Cumhurbaşkanı adayı' açıklamasıMeral Akşener'den 'tek Cumhurbaşkanı adayı' açıklaması
"DAHA UZUN VADEDE GELECEK BİR SEÇİM AKP'Yİ DAHA DİBE ÇEKECEKTİR"
Biz Güney Amerika ülkelerinin kendine özgü sistemiyle karşı karşıyayız. Her bir imzayı Sayın Erdoğan’a sorarak imzalıyor bakanlar. Şimdi on binlerce dosya birikmiş durumda. Ülke daha da hantallaştı.
Bakanlar dışarıdan atanıyor. Türkiye keşmekeşle karşı karşıya. Anketlerde de görüldüğü gibi iniyor aşağı doğru AKP. Bir gri alan anket şirketi sahiplerinin dediği gibi kararsız seçmen… Daha uzun vadede gelecek bir seçim bu gidişi daha dibe çekecektir. Bunun için erken seçim ihtimali masadadır.
"ERKEN SEÇİME HAZIRIZ"
Biz ekonomik manada kırılgan yakalandık bu pandemiye. Vatandaşın yeniden borçlandırıldığı bir sistemle kurtulmaya çalışıyoruz. Esnaf perişan durumda. Küçük esnaf açtı iş yerini müşteri yok. Kira ödeyecek konumda mıdır.
Bütün bunlar ekonominin taşınamaz yönde olduğunu gösteriyor. Bunun için sayın Erdoğan bir erken seçim düşünebilir. Biz hazırız. Seçime hazır bir partiyiz. Seçimlere giremeyelim diye, erken seçim hamlesine maruz kalmış ama seçimden başarıyla çıkmış bir partiyiz. Biz hazırız.
"KILIÇDAROĞLU'NA ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR TEŞEKKÜR BORÇLU OLACAĞIM"
Yeni partiler örgütlenmelerini tamamladılar mı bir bilgim yok. Sayın Davutoğlu ile Şehir Üniversitesinin kapatılmasının ardından bir görüşmüştük. O zaman partisinin seçime yetiştireceğini söylemişti. Sayın Babacan’ın da atamalarını bitirmek üzere olduğunu biliyoruz.
Kadınların daha esnek ve daha kararlı olduğunu biliyorum ben. Ömrümün sonuna kadar sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür borçlu olacağım. O seçime girmemiz için bize o dönem yardımcı olan sayın milletvekili arkadaşlarım da hiç İYİ Parti’ye geçmediler, transfer olmadılar. Sadece bizim seçimlere girmemize yardımcı oldular. Ben bu arkadaşlarımızın incitilmelerini istemediğim için ben yüz bin imza ile aday oldum. Demokrasi kahramanıdır onlar.
"ERDOĞAN'A GÖZ KIRPMIYORUZ"
Biz kendimiz böyle bir süreçten geçtiğimiz için, kurulmuş siyasi partilerin benzeri bir sorun yaşaması durumunda, vekil arkadaşlarımızın fikrini de alarak onlara tabii ki yardımcı olmak isterim. Ama demokrasilerde çareler tükenmez.
Damat Bakan ben Memleket Masası çağrısı yaptığımda Londra’daki faiz lobilerinden bahsediyordu. Sayın Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Bahçeli’ye yapılmış bir çağrıydı. Deva Partisi ve Gelecek Partisi, Saadet Partisine de çağrı yaptım. Ev sahibi Sayın Erdoğan olacaktı. Doğru yapılanlara doğrudur diyelim yanlışları oturup konuşalım dedim. Kime zararı vardı bunun?
Ben gelen tepkilere çok şaşırdım. Sayın Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu çıktı “biz varız” dedi. Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının hakareti ile karşılaştım, sonra AKP Sözcüsü Sayın Ömer Çelik’in tepkisi ile karşılaştım. Uzattığımız ele herkes tükürdü. Daha sonra Sayın Erdoğan’a muhalif arkadaşlar da bizim Erdoğan’a göz kırptığımızı iddia etti.
Benim Sayın Erdoğan’a göz kırpmaya ihtiyacım yok. Neden; o partinin kurucuları arasındayım ama ayrılmışım. Bu kanaat önderlerinin ben geri çekildiğim zaman bir Allah’ın kulu “Neden ayrıldın” diye sormadı.
"ASLA KİMSE İLE GİZLİ SAKLI GÖRÜŞMEM OLMADI"
Sayın Davutoğlu’nun bize getirdiği bir teklif oldu, Sayın Türkeş kabul etti, ben geri çevirdim. “Salak mı bu” denilmiş oldu. Bir yanlışlığı düzeltmenin yolundayım. Bir parti kurulmuş, bir grup kurulmuş. Ben kimden korkacağım; Net bir şey söyleyeyim, asla kimse ile gizli saklı bir görüşmem olmadı. Türkiye’de şeffaflığın kaybolması hesap verilebilirliği, liyakati, adaleti ortadan kaldırdı.
Böyle bir sistemin kimseye faydası yok. Bu zihniyetin değişmesi için, partimiz yoktu. 2017’deki referanduma da kişisel olarak insanüstü bir gayretle çalıştım. Bu günleri gördüm; şimdi haklı çıktım. Bugün gelinen noktada yüzde 55 ile 60 arasında parlamenter demokrasiye dönüşe destek var.
LEVENT ÖZEREN'İN TWEETLERİ: SEMİHA YILDIRIM'DAN ÖZÜR DİLİYORUM
Semiha Yıldırım benden büyük bir ablam. Öğretmen okullarında bir edep ölçüsü vardı. Bir yaş büyüğünüz size sahip çıkar siz de ona saygı gösterirsiniz.
Dün ben Semiha ablanın bu konudan haberdar olduğunu anlamak için sayın Binali Yıldırım’ı dün aradım. Direkt aradım, Semiha ablanın haberi olup olmadığını sordum, bilmediğini söyledi. Çünkü Başak Demirtaş’a da atmamıştım.
Grupta bu konuyu konuşmak üzere bıraktım. İsminin geçirilmemesini sağlayabilseydim. Sizin aracılığı ile partimizin üyesi olan Levent Özeren’in 2015’de Emine hanım için 2016’da Semiha Hanım için atılan bir tweet var. Ben Semiha Yıldırım’dan İYİ Parti Genel Başkanı olarak amasız ancaksız özür diliyorum.
Anlıyorum ki bana çok kızmışlar. Keşke o tweet üzerinden değil de benim sözlerim üzerinden o taglar benim için açılabilseydi. Semiha Hanım’ın özne yapılmasından çok üzgünüm. AKP’nin o trolleri için de bunun için üzgünüm.
"SEMİHA YILDIRIM'IN HERKES ARKASINDAN ÇEKİLSE BEN ARKASINDA DURURUM"
Bugün İYİ Parti’nin üyesiyse benim sorumluluğumdur özür dilerim. Ama 2016 atılmış paylaşımın bugün ortaya çıkarılması da o mahir ellerin marifetidir. Buradan ifade etmek isterim. Gelelim zurnanın deliğine. 28 Şubat’ta o baş örtülü kadınları için nasıl amasız durduysam. Bugün AKP’li kadınlar nasıl hakarete iftiraya uğruyorsa aynı şekilde durarım.
O mahir ellerin de bu sistemden çıkınca bu iftiralarla karşılaşacaklarını söyleyeyim. Semiha ablam için de şunu söyleyeyim; herkes arkasından çekilse ben arkasında dururum. Fiziki olarak hiç yan yana gelmişliğim yok.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN ÖZNESİ CİNSİYET AYRIMCILIĞI VE ŞİDDETE ENGEL OLMAK"
Benim ahlaksızım, senin ahlaksızın diye bu iş yürürse her canlı her kadın Türkiye’de bir iftirayı bir hakareti tadar hala gelecektir. Bu bir zihniyet meselesi. Kadınlara bunlar gıcık. İstanbul Sözleşmesi’nin öznesi cinsiyet ayrımcılığı ve şiddete engel olmak.
Sayın Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın derneği KADEM de, pek çok kadın STK’ları bunun içinde. Neden bundan kaçıyorsunuz? KADEM’in üzerine yüründü sayın Erdoğan kızının savunamadı.
"İFTİRAYA UĞRADIĞIMDA BU ARKADAŞLARIN HİÇBİRİNİ ORTADA GÖRMEDİM"
Bu sözleşmeyi LGBTİ yürüyüşüyle kategorize edecek kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Ben Sayın Erdoğan’dan beklerdim ki elini masaya vursun “Bu uygulanacak” desin.
Ben dün sosyal medyayı takip ettim Semiha Hanım üzerinden. Bir tag oluşturmak adına ki çirkin buldum. O paylaşımları yapan AKP’li hukukçulara… Ben eşimi aldattığıma dair iftiraya uğradığımda, mahkemeye başvurduğumda bu arkadaşların hiçbirini ortada görmedim.
AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI
Ben sayın Erdoğan’ın kararları konusunda ilk defa yanıldım. Sayın Erdoğan açmaz demiştim. Burada yanılmışım. Hayırlı olsun diyorum sayın Erdoğan’ı da tebrik ediyorum. Senin Müslümanın benim Müslümanım demek bize düşmez. O Allah’ın bileceği iştir.
Allah bana kul hakkıyla gelmeyin diyor. O dindar bu dindar, bunlar yanlış şeyler. Türkiye’de son iki yıllık sistemden ortaya çıkan bir durum oldu. Bu tür manivelaların vatandaşı bölmek konusunda eskisi kadar görevini yerine getiremiyor. Vatandaş bundan bıktı.
Ayasofya’nın açılması ile ilgili bir araştırma önergesi vermiştik. AKP ve MHP ret verdi. CHP’den bu karar itiraz çıkmadı. Sayın Kılıçdaroğlu açacaksanız açın demişti. Açarsa tebrik edeceğim demiştim; görevimi yerine getirmiş olayım