İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısını bir gün gecikmeyle gerçekleştiriyor.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Maraş kararı için emeği geçen herkese teşekkür ederim. İyi Parti olarak her hal ve koşulda daima kardeşlerimizin yanında olacağız. Biz inanıyoruz ki o kutlu gün gelecek. Dünya Kuzey Kıbrıs gerçeğini fark edecek. Biz biliyoruz ki Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak."
İktidara Koronavirüs tepkisi
"Devlet böyle günlerde milletimize güven vermek zorundadır. Devleti idare edenlerin böyle zamanlarda dikkatli olması gerekir. Vatandaş böyle günlerde doğruları duymak ister, devletine güvenmek ister. Uyarılarımıza rağmen pandemi konusunda milletimizde bir güven bunalımı oluştu. Vatandaşınızı böyle bir tehlikeyle ilgili olarak açık ve doğru bilgilendirmeniz gerekir. Bu iş siparişle verdiğiniz enflasyon rakamına benzemez. Sağlık Bakanı'nın zor durumda olduğunu görüyorum. İktidarın milletimize akşamüstü açıkladığı rakamlar maalesef artık inandırıcı değil. Sayın Koca'nın bir karar vermesi gerekiyor. Gerçekleri milletimize anlatması gerekiyor. Çünkü geçekleri bilmek en doğal hakkımız. Bizi ilgilendireni bizden saklayamazsınız. Siyasi hesaplarınız vatandaşımızın canından önemli değil. Buradan iktidara sesleniyorum; pandemi kontrolden çıkmış durumda. Hele İstanbul'da durum kontrolden çıkmış. Akla bilime kulak verin. Hiç vakit kaybetmeden 14 günlük, 21'i daha uygundur da, ekonomi nedeniyle 14 günlük sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin."
Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi ve hukuk reformu açıklamasına: Nobellik adım!
"Dünya kamuoyunun aklını başından aldık. Vatandaş için küçük ama senin için büyük adeta nobellik bu adım için seni yürekten kutluyorum! Keşke samimi olsalar. Verdikleri müjdeyi salondan çıkar çıkmaz unutmasalar. Ama yapamazlar bu bir zihniyet meselesi. Bu reformları bu zihniyetle, bu beceriksiz kadrolarla yapamazsınız. Sayın Erdoğan'ın derdi reform yapmak değil. bu vaadin gizlediği başka bir şey var; acı reçete. Akılları sıra bu acı reçeteyi reform yapıyoruz diye millete yutturacaklar. Milletimiz o acı reçeteyi zaten çok uzun zamandır iliklerine kadar yaşıyor.
"Eşe dosta ballı ihale vatandaşa gelince acı reçete!"
Millete acı reçete diyenler renkli hayatlarına devam ediyorlar. Daha üç gün önce temeli atılan otoyolundan bahsedeyim. Ne güzel taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun ama alkışlayıp geçemiyoruz. Bu otoyol 150 km. 1 km'sinin maliyesi 4.2 milyon euro.150 km'lik yol yaklaşık 630 milyon euroya. Temeli atılan bu yol için 17 yıl için verilen araç geçiş garantisi maliyetinin 2.5 katı. 1 milyar 550 milyon euro. Daha dövizdeki artıştan, vergi avantajlarından ceplerine girecekleri söylemiyorum bile. Vatandaşa acı reçete yandaşa milyonlar. Bu dar günde bir kodamanın cebine koydukları kâr 9 milyar lira. O parayı kim ödeyecek? Millet ödeyecek millet. Emeklilerimizin, işsiz gençlerimizin, iş verenlerimizin, esnafımızın hazinesini böyle yağmalatmaya ne hakkınız var? Eşe dosta ballı ihale vatandaşa gelince acı reçete!"
"Sayın Erdoğan hiç mi utanmıyorsunuz?"
"Vatandaş kan ağlıyor ve Türkiye'de konuşulanlara bakın. Yangında saç tarayan insanlara döndük. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. çocuğuna yemek götüremediği için İntihar eden babaların üstünü örtmeye hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek. Sayın Erdoğan hiç mi utanmıyorsunuz? Nitekim yönetemiyorlar. Çok değil 3-5 ay geri gidip yapılan hatalara birlikte bakalım. Hesapsız kredinin uyuşturucu etkisiyle eski bakan ekonomide v tipi toparlanma var diye övünmeye başladı. Parası olan altına koştu, cari açı karttı. Yurt dışından altın alabilmek için dolara talep arttı. Rezervler bitip dolar yine artmaya başlayınca rekabetçi kur deyip beceriksizliklerini örtmeye çalıştı. Yeni program açıkladılar, ellerinde patladı. Şakacı damat bakan dolara ben bakmıyorum demekte, bir gazeteciye maaşını dolarla mı alıyorsun demekte buldu. Çok şakacıydı, özleyeceğiz şakalarını! Dolar aldı başını gitti bütün günahı eli kolu bağlı merkez bankası başkanına kestiler. Sayın Erdoğan daha önce bir Merkez Banaksı başkanının görevini dinlemediği için bunu da dinlediği için görevden aldı bürokratlara sesleniyorum, Erdoğan'ın sözünü dinlese de gidiyorsunuz dinlemeseniz de gidiyorsunuz. İki yıl içinde cumhuriyet tarihi oyunca borç stogu biriktiren damat bakan istifa edip gitmek zorunda kaldı. Sayın Erdoğan 'hastalanan' damadını hasta olduğu için affetti. Sonra Erdoğan faiz artırımına yeşil ışık yaktı. Piyasalar Sayın Erdoğan ve ekibini dize getirdi, bileğini büktü. "
Erdoğan'a: Cumhuriyetin yapa yapa geldiğini sen yıka yıka gidiyorsun
"Kendisini Sinan ve Süleyman sananlara duyurulur. Dünyaca ünlü ekonomistlerimiz sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınma için kurumlar önemli diyor. Sen ise tam tersine gidiyorsun. Cumhuriyetin yapa yapa geldiğini sen yıka yıka gidiyorsun. Yüksek bir faiz artırımına tamam dediniz, dolar aşağıya indi ama işler düzeldi sanmayın. Faiz artırımından sonra ekonomideki tahribatı düzeltmek daha da zor olacak. Unutmayın ki 19 Kasım'da Merkez Bankası'nın faiz artıracağı yönündeki beklenti sadece ateş düşürücüdür. Bir an evvel tedaviye başlamazsanız ateş yükselecektir. İktidara çağrıda bulunmak istiyorum; eğer biraz olsun içinizde millet memleket meselesi kaldıysa söylediklerimi yapın. İlk olarak ekonomide güvensizlik yaratan beyanatlardan vazgeçin. Öngörülebilir bir yönetim sergileyin. Karar vericilere doğru bilgiler getirecek kanalları arık tutun. Muhalefet partilerinin yapıcı eleştirilerini özellikle meclis çalışmalarında dikkate alın. Muhalif olan herkesi hapse atmaktan, baskılamaktan vazgeçin. Merkez Bankası'na karışmaktan vazgeçin. Saraydan derhal çıkın, buradaki evinize geçin, öyle başlamıştınız bu devlet kurumları çok pahalı pahalı dolarla oturuyor oralardan bütün devletin kurumlarını çıkarın saraya yerleştirin, siz de evinize geri dönün. 10 uçak fazla, iki uçaktan fazlasını satın. Aşırı israftan önce kendiniz vazgeçin ki o israf eden her bir kuruş milletimize geri dönsün. İŞKUR harcamalarını disipline edin. İşe alımlarda mülakat sistemini kaldırın, KPSS sistemini etkin hale getirin. Üst düzey yöneticilerin 3-5 yerden maaş alamsına son verin. Varlık Fonu'nu bir an önce tasfiye edin, onun altında ne yaptığı belli olmayan şirketleri kaldırın. Faiz sübvansiyonu yapın, borçlanma stratejisini değiştirin. Döviz ve altına dayalı borçlanmadan vazgeçin. Ülkeye yeniden güven kazandırmak için TÜİK başkan ve yöneticilerini liyakatle atayın.