Karar TV’de ‘Liderlerle Ekonomi’ programına katılan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Akşener, “Tarihe not düşüyorum, Sayın Erdoğan ister önce ister 2023'te seçim olsun Cumhurbaşkanı seçilemeyecek” dedi.

“TARİHE NOT DÜŞÜYORUM”

Olası seçimlere değinen Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı.

“Hayat, psikolojiden ibarettir” diyen İYİ Parti Lideri Akşener şunları kaydetti:

* Sayın Erdoğan kendisini Başbakan, Cumhurbaşkanı gibi hissetse belki başka bir açıdan bakabilecek. Belediye perspektifinden baktığından onun için her şey ‘kolay' ama olmuyor işte.

* Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemine geçişin esas meselesi şu 2014 Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra aşağı doğru inmeye başladı sistem.

* Sistem aşağı doğru indikçe Sayın Erdoğan'ın temel sorunu şu; hep başkaları suçludur. Önce parlamenter sistemi suçladı. Sonra partili cumhurbaşkanlığına geçildi.

* Sonrasında çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Parlamenter sistem döneminde il başkanı suçlanırdı, milletvekili suçlanırdı, varsa belediye başkanı, bakan suçlanırdı zaten o kadar sönümlenirdi ki bu suçlama işi Sayın Erdoğan önünde büyük bir bariyer olurdu.

* Belediye başkanları bir göz kırpmayla görevden alınıyor, kural yok. Şimdi o bariyer indi artık her şey Sayın Erdoğan'ın iki dudağının arasında. Sayın Erdoğan hep kendi partisinin 10 puan önünde yer alırdı. Tarihe not düşüyorum sayın Erdoğan ister önce ister 2023'de seçim olsun Cumhurbaşkanı seçilemeyecek.

“GÜNDEM YARATMAK GİBİ BİR ÇABASI VARSA…”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kars Barajı Açılış Töreni’ne video konferansla katılımda, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaya hiç olmadığımız kadar yakınız” sözlerini de yorumlayan Akşener, şu ifadeleri kullandı;

* Sayın Erdoğan'ın bu tür çıkışları var gerçekçi bulmadığımı ifade etmek isterim. Bu temenni ise saygıyla karşılarız ama zaman zaman Sayın Erdoğan bazı konularla ilgili Türkiye'yi asıl derdi asıl fakirliği, orta sınıfın gittikçe azalmasını, işsizliği konuşmamak, konuşturmamak için bu tür konuları yün yumağı gibi atar ortaya ama bu alay edilecek bir konu değil.

* Devlet ciddiyetini devleti yönetenlerin ciddiyetini yerle bir edebilecek bir tutumdur. Gündem yaratmak gibi bir çabası vardıysa bu yanlış fakat gerçekten buna inanıyorsa, bu daha da vahim, o zaman da gerçeklik duygusunu kaybetmiş demektir.

“HERKESİN İÇİŞLERİNE KARIŞMIŞ DURUMDAYIZ”

İthalatın ekonomiye etkisine dikkat çeken Akşener sözlerine şöyle devam etti;

* Tarımla ilgili kafasında toz zerresi kadar bir fikir olmadığı için kolay girdi devreye. Biz her şeyi ithal eder olduk.

* Erzincan Ovası boş, Iğdır Ovası boş nasıl yapıldı bu, ne denildi? Çiftçi buğdayı çok pahalıya mal ediyor dolayısıyla bu kadar pahalıya mal ettiği ve ekmediği tarla için para verelim daha ucuza ithal edelim denildi.

* Biz önüne gelenle kavgalıyız, bireysel sebeplerle dostuz bireysel sebeplerle kavgalıyız böyle bir dış politika olmaz.

* Bu belediye başkanlığı perspektifinden bakarak gördüğümüz bir başka şey daha var, Türkiye birinci derecede komşularıyla, bugün itibariyle herkesle kavgalı. Herkesin içişlerine karışmış durumdayız taraf olmuş durumdayız.

“O MAKAMA OTURMASININ SEBEBİ DAMAT OLMASI”

Türkiye'nin ekonomisin kötü yönetildiğini öne süren Akşener, şu ifadeleri kullandı:

* Berat beyin ne tecrübesi ne bilimsel alanda bu konudaki yeterliliği tam değil. Türkiye'nin yetiştirdiği fevkalade genç bir arkadaş olabilir sırf Sayın Erdoğan'ın damadı olduğu için bu kaliteyi, bu bilgi birikimini yok saymak doğru değil.

* Fakat bunların hiçbiri yok o makama oturmasının sebebi damat olması bunun adına akraba kayırmacılık deniyor liyakati ortadan kaldıran bir durum.

* Sayın damat bakanın ve Sayın Erdoğan'ın ekonomideki hem adımlarına hem de inandıklarına baktığımız zaman dünyada ikisinden başka inanan yok. Dolayısıyla her şey baştan aşağı ters dönüyor.

Türkiye'de girişimciliğin felsefe olarak anlaşılmadığına inanıyorum. Devlet bol miktarda para veriyor bina yapıyor ama ekosistemi oluşturamadı.

“AKP YOKSULLUĞU KALDIRMADI, YÖNETTİ”

Asgari şartlarda geçimini sağlayan vatandaşların orta sınıfa yükselmesi gerektiğine dikkat çeken Akşener şöyle konuştu:

* Orta sınıf rahmetli Özal’ın özenle durduğu bir yerdi. Orta sınıf içinde KOBİ, esnaf, mavi ve beyaz yaka içinde maaş alan insan var. 2002'de sayın Erdoğan ve arkadaşları iktidara geldiğinde 6 dolar milyarderimiz vardı.

* Gelir adaleti çok önemli. Orta geliri olan üst sınıfa çıkamaya çalışır. Umut, hayal kurmaya müsaittir. Bu umut gitti. Şu anda bazı kaynaklara göre 30 dolar milyarderimiz var.

* Burada asgari ücretle ve kayıt dışı çalışanların tamamı gelirin yüzde 25'ini kapsıyor. Şu anda rant ve bina üzerinden bir zenginleşme var. Asıl olan gelir sahipleri iyiye gitmeyi talep eder.

Hukukun üstünlüğü, adalet bu orta sınıfın talebiyle gerçekleşir. Orta sınıfı azalttıkça aç kalmadığı için şükreden insanları oluşturur. AKP yoksulluğu kaldırmadı, yoksulluğu yönetti.

“SOSYAL YARDIMLARI SÜRDÜRECEĞİZ”

Ekonomik olarak zorlanan vatandaşlara devletin yardım etmesi gerektiğini söyleyen Meral Akşener şu ifadeleri kullandı:

* Devlet, vatandaş açsa ona bakmak zorundadır. Bu, sosyal haktır. En liberal Cumhurbaşkanımız rahmetli Özal, fakir fukara fonunu kurdu.

* Biz 22 milyonu mümkün olduğunca iş ve aş sahibi yapıp para kesmekten bahsetmiyorum o görevi devletin yardımları elbette devam ettireceğiz ama birinci hedefimiz öncelikle insanları istihdam sistemi içine katacağız.

* Gençlerin yeniden hayal kurmasını sağlamanın yolu iyi eğitim vermek ve onların fikirlerinin ciddiye alınacağını göstermektir. Ben milletin kürsüsüdür diyerek genç bir arkadaşımızı çıkardım, 7 yıldır işsiz olduğunu söyledi. Partimizden biri değildi.

* Kürsüde söylemesine rağmen Polonya'da 7 sene önce çektiği fotoğraflar koca gazetelerde manşet oldu. Bu çocuk, iktidara en ufak bir şey demedi, sadece durumu anlattı.