Geçtiğimiz Ocak ayında Angela Merkel’in partisi iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) 33. kongresinde yapılan genel başkanlık seçiminde Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Armin Laschet genel başkan olarak seçilmişti.
Almanya’da Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Başkanı Armin Laschet, CDU başkanlığından istifa ettiği açıklandı. Laschet, CDU milletvekillerine yaptığı açıklamada, partisinin seçim yenilgisi sonrası yeni bir başlangıca ihtiyaç duyduğunu söyledi.
“ÜLKEM İÇİN GERİ ÇEKİLMEYE HAZIRIM”
Seçimlerden ikinci parti olarak çıktıklarını belirten Laschet, “Kimin iktidara geleceğinden ziyade kimin yöneteceği önemlidir. Biz koalisyon için kimseye kapımızı kapatmadık. Günlük gelişmeler değil, dört yıllık ülke idaresinden bahsediyoruz. Bizim için önce ülkemiz, sonra partimiz daha sonra şahıslar gelir. Ülkem içi geri çekilmeye hazırım. Biz CDU/CSU olarak Yeşiller ve Liberallerle koalisyon için ısrar ediyorsak bunu ülkemizin geleceği, istikrarı için istiyoruz. Federal Konsey Meclisinde güçlüyüz. Partimiz son yıllarda neleri yanlış yaptığını araştırmak için partinin bölge teşkilatlarıyla görüşerek yeni isimlerle yeni bir başlangıç yapmamız lazım” dedi.
Gelecek hafta eyalet başkanlarıyla görüşmek istediğini belirten Laschet, hedefinin karşıtlıkları uzlaştırmak, ortak paydada buluşturarak, partinin bu zor aşamasında başarılı bir şekilde çıkması olduğunu belirterek, “Parti Yürütme Komitesine gelecek hafta bir parti kongresinin yapılmasını önereceğim” dedi.
26 EYLÜL’DE YAPILAN SEÇİM’DE SPD BİRİNCİ PARTİ OLARAK ÇIKMIŞTI
Ülkede 26 Eylül'de yapılan genel seçimlerin resmi sonuçlarına göre, SPD oyların yüzde 25.7’sini, Hıristiyan Birlik Partileri CDU/CSU ise yüzde 24.1’ini kazandı. Yeşiller Partisi yüzde 14,8 ile üçüncü olurken, dördüncü sıradaki Hür Demokrat Parti yüzde 11,5 oranında oy aldı.
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisi (AFD) ise oy kaybına rağmen 10.3 oy oranı ile Federal Meclise girdi. Sol Parti (Die Linke) ise yüzde 4.9 oy alarak Federal Meclise girmeyi başaramadı.
Almanya’da 20. federal hükümet için yapılan genel seçimlerde hiçbir partinin çoğunluğu elde edememesi üzerine başlayan koalisyon görüşmelerinde bugün yeni bir gelişme yaşandı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) liderleri ile üst düzey isimleri, üçlü bir koalisyon hükümeti kurmak bugün ön görüşmelere başladı.
ARMİN LASCHET KİMDİR?
Almanya’nın en yüksek nüfuslu eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya'nın Başbakanı Armin Laschet, Merkel’in partisini merkez sağda konumlandıran, diğer parti seçmenlerine de hitap eden ılımlı politikalarına yakınlığı ile tanınıyor. 2015 yılındaki mülteci krizi sonrasında Merkel'in izlediği “açık kapı” politikasına destek veren 59 yaşındaki Laschet, Türk nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin uyum bakanı olarak da görev yaptı. Göçmen kuruluşları ve temsilcileri ile yakın ilişki içerisinde olan Laschet, liberal görüşleri nedeniyle sağcı kesimlerin eleştiri oklarının hedefindeki bir siyasetçi.
TÜRKLERİN ARMİN'İ
Laschet, Alman basını ve kimi siyasetçiler tarafından “Türklerin Armin'i” olarak da adlandırılıyor. Yeşiller Partili Cem Özdemir, bir televizyon programında, sunucunun Laschet’ten söz ederken bu takma adı kullanması üzerine, “Ben bu tanımlamanızı reddediyorum” sözleriyle tepki göstermiş, sağcılar tarafından kötü amaçla takılan bu tür lakapların demokratlar tarafından kullanılmaması gerektiğini savunmuştu.
Armin Laschet, geçmiş yıllarda Türkiye iç siyasetinde yaşanan gerilimin, Almanya’daki Türk toplumuna yansımalarını frenlemeye çalışan, bu gerilimin Almanya topraklarına taşınmaması çağrısı yapan siyasetçilerden.
DİYALOG TARAFTARIYDI
Laschet, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerilim ve krizler sırasında “şantaj ve tehditlere boyun eğilmemesi” gerektiğini savunmakla birlikte, NATO üyesi ve AB'nin komşusu olduğuna vurgu yaptığı Türkiye'nin ülke olarak Almanya için önem taşıdığına dikkat çekerek, iki ülke arasındaki tüm görüş ayrılıklarına rağmen diyalogun muhafaza edilmesini, sorunların bu yolla çözümlenmesi gerektiğini savunmuştu.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı olan ama daha önceki federal hükümetlerin verdiği sözlere bağlı kalınması gerektiğini savunan Laschet, Türkiye'nin AB üyelik sürecine son verilmesine de karşı çıkan isimlerden