Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,4305
EURO
36,3693
IMKB
9.390,000
ALTIN
2.840,880
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Arınç'tan Cemaat Savunması!
Arınç tan Cemaat Savunması!
 
Bülent Arınç: Silahlı terör örgütü deniyor, nerede silah ve neden terör örgütü?
 
27.5.2016 - 19:45

TBMM eski Başkanı ve Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, Gülen Cemaati'nin şimdilerde "silahlı terör örgütü" olarak nitelendirilmesine tepki gösterdi. Arınç, "Nerede silah ve neden terör örgütü? Ceza  Kanunu’nu açıp bakması lazım insanların. Silahlı Terör Örgütü’nün unsurları farklıdır, suç örgütlerinin unsurları farklıdır. Hangi unsurlar var ki silahlı terör örgütü diyorsunuz? Ama bu bir algı meselesi haline getirilmek isteniyorsa bu hukuki bir şey değildir" dedi.
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın düğününe neden katılmadığı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Arınç, "Ben bu nikaha gitmedim. Bilerek gitmedim. Bunun çok özel bir sebebi var. Bu özel sebebi de böyle bir programda söylemek durumunda değilim. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu merak eder de sorarsa ancak kendilerine söyleyebilirim" ifadesini kullandı.
 
Eşref Aydoğmuş'un gündeme ilişkin sorurlarını yanıtlayan Arınç'ın Rotahaber'de yer alan röportajı şöyle:
 
*Aktif siyaset hayatınıza son verdikten sonra neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor?
 
Ben artık aktif siyasette olmaktan çıkıp; düşünen, konuşan, yazan, ve siyaset üzerine Türkiye’den yeni bir gelenek başlatmak isteyen bir konumda gördüm kendimi. Benim önem verdiğim; ilkeli, ahlaklı, ve dürüst siyasettir. Ak Parti’nin kuruluşuna da bu egemen oldu.Cesur, ilkeli, dürüst, ahlaki temeli olan siyaset. Hiç olmazsa gelecek nesillerin siyasetçisini bu açıdan yetiştirmemiz gerekir diye düşünüyorum. Siyaset sadece parlamentoda, Meclis’te, Bakanlar Kurulu’nda olmuyor. İnsan hayatının her noktasında siyaset vardır. Siyaset bir yaşam biçimidir.
 
Ben de verdiğim kararla parlamentonun dışına çıktım, evime döndüm, kendim ve bazı arkadaşlarımızla toplumun sorunlarını zaman zaman tartışmaya başladık. Ben Ak Parti’nin kurucusuyum. Ak Parti için de, geçmişte siyaset yaptığım partiler için de çok şey yaptım, çok fedakarlık yaptım, kendimi her zaman feda ettim. Ak Parti bizim eserimiz. Bu esere baglı kalacağız. Partimize bağlı kalacağız. Gözümüz dışarıda olmayacak. Ve bütün bu çabalarımızı, hükümetimizin başarılı olması için harcayacağız. Düşüncelerimizi ifade edeceğiz, yazacağız, konuşacağız. Bugüne kadar bunları yapmaya gayret ettim, bundan sonra da böyle devam edeceğim.
 
*Son günlerde Necmettin Erbakan Üniversitesi, Turgut Özal Üniversitesi, Milli Türk Talebe Birliği(MTTB) gibi yerlerdeki konferanslarınızda son dakika iptalleri oluyor. Siz bunun neden kaynaklandığını düşünüyorsunuz? Eğer bir çekince söz konusuysa, ne konuşacağınızdan endişe ediliyor?
 
Televizyon programlarına çok çıkardım ben. Ve televizyonlar her gün ararlardı. “Siz çok önemlisiniz, gelin bizim televizyonumuzda konuşun” diye. Ben bu ilgi karşısında, birisine çıkarsam 1 ay sonra öbürüne, 20 gün sonra bir başkasına çıkardım. Fakat sonradan bir el, TRT’den başlayarak özellikle bazı televizyonları bize kapalı hale getirdi. Sebeplerini tartışmayacağım, herkesin de malum olduğu, bildiği şeylerdir. Bizde bir tabir var, ‘malumu ilan etmenin gereği yok.’ Bu ambargonun niçin ne amaçla olduğunu Sağır Sultan bile biliyor.
 
Sonra, bazı televizyonlar bize açık kaldı. O televizyonlara çıkmamızla; troller, troliçeler, bazı internet siteleri, bazı köşe yazarları tarafından, “Bu adam bu hükümetin üyesi değil miydi, niye o kanallara çıkıyor?” diye ayrıca bir eleştiri getirildi. Şimdi bir ikilem içindesiniz.  Kanallar size kapalı gidemiyorsunuz, başta TRT olmak üzere. Kanallarını açana da ‘Niye gittiniz’ diye eleştiriliyorsunuz.
 
Bence her kanal, toplumla iletişim kurmak için bir vasıtadır. Ben burada ideolojiye, falan patronun filan patronun televizyonu olmasına bakmam. Bana bir şey sorulacaktır, ben de bildiklerimle dürüst cevap vereceğim. Yani cevapları onlar verecek değil ki. Onlar istediği soruyu sorsun, ben doğruları konuşacağım. Bu yüzden zaten Türkiye’de “Bülent Arınç konuşursa doğruyu konuşur. Eğrisi büğrüsü yoktur. Hiçbir hesabı yoktur.” diye bir kanaat oluştu.
 
“BİRAZ KÜÇÜK ADAMLAR, ‘ŞUNU ATACAKSIN, BUNU ALACAKSIN’ DİYE AÇIK AÇIK YAZIYOR”
 
Fakat o televizyonlara da bir şekilde baskı geldi. Çünkü bu baskı o kadar açık ki; bazı şu medyanın veya bu medyanın yazarları o televizyonların patronlarına ‘Şunu atacaksın, bunu alacaksın. Şunu çıkarmayacaksın, bunu çıkaracaksın. Genel yayın yönetmenin şu olmayacak, bu olacak” diye açık açık yazıyorlar. Adamlar bu utançlarını gizleme ihtiyacı duymuyorlar. Ve patron da korkusuyla bu dediklerini yaptıysa, “Aferin bak, akıllı ol” diyorlar.  Yani mafya ağzıyla, “akıllı ol” demenin ne anlama geldiğini biz biliriz. Ama, biraz küçük adamlar, yani boyları posları büyük de olsa kafaları zıpzıp kadar küçük adamlar, “Bak akıllı ol, benim dediğimi yap, kazanırsın” diyor. Sonra hasbel kader  yapmak zorunda kalınca da “Bak filan patron akıllı oldu” diyorlar.
 
*Neye güveniyorlar peki?
 
E güvendikleri bir yer var mutlaka. Güvendikleri dağlara ne zaman kar yağar bilmiyorum.
 
Ama gelişmelerin böyle olduğunu düşünüyorum. Şimdi televizyonlar bize kapalı olunca, gazetelerden de tabi muhalif gazeteler, veya hükümetle bir şekilde sorunlu gazeteler, onlara da basın özgürlüğü adına saygı duymamız lazım, onlara da çıktığınız zaman “Gördünüz mü, hükümetten çıktı, hükümete muhalif oldu, falanı eleştirdi, filanı eleştirdi” diyorlar.
 
Bu sefer de biz üniversitelerden gelen talepleri değerlendirdik. Hamdolsun ki üniversitelerde hangi görüşten olursa olsun, bize karşı bir sempati var öğrencilerde. Bu dürüst, bu cesur siyasetçiyi görmek isteriz diyorlar. Onların nitelemesiyle söylüyorum. Ben hamdolsun bu konularda mütevazi davranan bir insanım. Yani sadece Ak Parti’yi seven, veya onunla birlikte olan gençlerden değil, farklı düşüncelere sahip olan öğrenci kulüpleri bile “Bülent Arınç’ı istiyoruz, gelsin üniversitemizde konuşsun” dediler.
 
“KONUŞMAMDAN GOCUNANLAR, SIKILANLAR, TEDBİR ALMAYA BAŞLADILAR”
 
Sakarya’yla başladık, İstanbul ve Ankara’yla devam ettik. O sıralarda tabi, bir konuyu anlatıyorum ben, o konunun arkasından da bir yarım saat kırk beş dakikalık soru cevap oluyor. Ben 20 sene parlamentoda kaldım ama 40 senedir de siyasetin içindeyim, benim bir farkım var; kim ne sorarsa sorsun, açık yüreklilikle  cevap veriyorum. Başkasına bakarak, ‘Acaba ne demem gerekir?’ diye düşünmüyorum. Belki eksiklik olabilir. Ama benim yapım böyle. Bunu değiştirmem de mümkün değil.
 
Anayasa Mahkemesi’nin kararını soruyorlar, bildiğim kadarıyla söylüyorum. Dokunulmazlığı soruyorlar, bildiğim kadarıyla söylüyorum. ‘Made in Bülent Arınç’ yani. Kendi düşüncemi söylüyorum. E bundan sıkılan, gocunan, ‘Niye bunları söyledi, niye bu eleştirileri yaptı’ diyenler tedbir almaya başladılar. Hem gittiğim üniversiteleri sorgulamaya başladılar, hem de gideceğim üniversitelere ‘Bu adamın nerede ne zaman ne söyleyeceği belli olmaz, buna engel olun’ dediklerini bana naklediliyorlar.
 
Şimdi burada tabi bazıları iptal ettiler. En son da Turgut Özal Üniversitesi. Bir internet haber sitesi, “Bu FETÖ’cü üniversitede ne işin var Bülent abi?” diyor. Üzülüyorum, insan bu kadar küçülmez. FETÖ’cü üniversite denen Turgut Özal üniversitesi, rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın düşüncelerini, fikirlerini yaymak adına kurulmuş, kuruluşunda emeğim olan bir üniversite. Turgut Özal Derneği yıllar önce bana Demokrasi ödülü vermişti. O gün ödülü alırken yaptığım konuşmada dedim ki; “Dernek kurmak iyi bir şey ama, sizin Özal adına yapacağınız şey; mutlaka bir üniversite kurmanız lazım.”
 
Onlar da durumdan vazife çıkardılar, görev kabul ettiler, bir iki sene içerisinde Turgut Özal Üniversitesi kuruldu. İsim babası olduğum üniversitede bir konferansa gideceğim, son 1 saat içinde iptal ediliyor. Ben de bunu açıklamak mecburiyetinde kaldım. Ve orada daha önce iptal eden üniversitelerin birkaç tanesini sadece yazdım. Şimdi onlardan hiçbir açıklama gelmedi.
 
Fakat Konya’daki Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin hem rektörüne, hem de yönetimine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Sayın rektör aradı, dedi ki; “Efendim böyle bir şey bizim açımızdan olmadı, sizden gelen bir talep bize iletilmedi, bizim de bunu iptal gibi bir keyfiyetimiz yok.”
 
Biz notlarımıza baktık, bir öğrenci topluluğu adına böyle bir girişimde bulunulmuş, ama sonra öğrenciler kendileri vazgeçmişler. Dolayısıyla bu açığa çıkınca ben de üniversite rektörüne çok teşekkür ettim bu duyarlılığından dolayı. İptal edilenlerin içinden onun ismini çıkarmak istiyorum.
 
Ama diğerleri çok rahat, hallerinden çok memnun. Onlardan herhangi bir açıklama gelmedi.
 
Bence endişe şudur; “Bu Bülent Arınç,kendine özgü bir adamdır. Nevi şahsına münhasır. Her yerde doğru söylediğini biz de biliriz. Ama zamanı, zemini olmadan da bir şeyler söyleyebilir. Birileri zor durumda kalabilir. Dolayısıyla konuşmasa daha iyi. Çünkü gittiği yerde büyük ilgi çekiyor”
 
Mesela benim Bilkent’teki konferansa neredeyse bine yakın öğrenci geldi. Yani içeridekinin üç misli dışarıda vardı. TOBB’da böyle oldu, Sabahattin Zaim’de böyle oldu…
 
*Kim  peki bu ‘gocunanlar’ dediğiniz?
 
Onlar...
 
*Onlar?
 
 E işte. O kadar diyeyim. Onlar… Arife tarif gerekmez…
 
“CUMHURBAŞKANIMIZ, HER ŞEYE HAKİM OLDUĞUNU GÖSTERMEK İSTEYEN BİR İNSAN”
 
*2001’de “Bir lider hareketi değil bir kadro hareketi” olunacağına dair vurgularla yola çıktı Ak Parti. Çoğulculuğun önceleneceği belirtiliyordu. Gelinen noktada bu ilkeden bir sapma görüyor musunuz?
 
Bunu kamuoyu da değerlendirir, basın da değerlendirir. Ak Parti’nin başında olanlar da değerlendirir. Meseleler o kadar vuzuha kavuştu ki, bizim bu konuda bir şey söylememize de gerek kalmadı.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


'Yolsuzlukla Mücadele Kurulu' Kapatıldı!

Erdoğan'dan Kırşehir'de Flaş Açıklamalar

Nuh Köklü'nün Katiline Müebbet
»  Bakanlıklarda Atama Furyası!
»  Davutoğlu,Baykal'a Komşu Oluyor!
»  TBMM İlanla Sayıştay'a Başkan Arıyor
»  ABD'den YPG Açıklaması!
»  Davutoğlu'nun Hediye Hassasiyeti!
»  Hakan Fidan Bilmecesi!
»  Örtülü Ödeneğin Patronu Değişiyor!
»  AKP Yeni Başkan Vekillerini Seçiyor
»  Gökçek, Metro Çalışma Saatlerini Uzattı
»  PKK Nusaybin'i Terketti!
»  Kılıçdaroğlu Ot Biçti,Zarrab'ı Eleştirdi
»  Medyada Reza Sessizliği
»  PKK'lı Keskin Nişancının İtirafı
»  Meclis'te 'Kara Liste' Skandalı!
»  17 Aralık 'Delil' Oldu!
»  Akşener: Seçilirsem ilk İşim...
»  Aziz Yıldırım'dan Ergin Ataman'a tepki
»  Başbakan Yardımcılarının Görev Dağılımı
»  Flaş.. MHP'de Sürpriz Başkan Adayı!
»  Karakola Bombalı Saldırı,3 Şehit
»  Türkiye'den Ortak Bildiriye Tavır!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.