Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Cumhurbaşkanı’nın Hilton’la ilgili sizin hakkınızda kullandığı ifadelere ne diyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Hilton’la ilgili başta Sabah gazetesi olmak üzere iktidara yakın medyanın yıllardır tekrar ettiği iftiralara karşı arkadaşlarımız, geçmişte olduğu gibi bu defa da gerçekleri ortaya koydular. Grup sözcümüz de bir açıklama yaptı. Yani konuyu biz gündeme getirmedik. Bize saldırmayı görev edinen medyanın iftiralarına karşı kendimizi korumak zorunda kaldık. Olay bu iken, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Hak-İş Konfederasyonu’nda yaptığı konuşmada bana seslenip, “Hilton’da istediğini verseydik keyfin yerinde olacaktı” şeklinde bir ifadede bulunmasını çok yadırgadım.
SİYASİ RAKİBİ DEĞİLİM
Sayın Cumhurbaşkanı hepimizin Cumhurbaşkanı. Hepimizin hakkını hukukunu koruması gereken bir makamda kendisi. Buna rağmen, bana karşı bu yandaş gazetelerin yaptıkları çirkin fotomontajlar, attıkları mütecaviz manşetler ve iftira dolu haberleri görmezden gelip, adeta onları teşvik edercesine beyanat vermesini garipsiyorum. Ben siyasi bir aktör değilim. Cumhurbaşkanı’nın siyasi rakibi hiç değilim. Siyasi içerikli bir konuşmada, daha önce de yaptığı gibi, bana yönelik ifadelerde bulunmasını anlamam mümkün değil.Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde yapılan, televizyonlardan canlı yayınlanan şeffaf bir ihale sonucu Hilton’u 10 yıl önce aldım. Sonrasında da kendisinden Hilton’la ilgili özel hiçbir şey istemedim. Sadece bir mülk sahibi olarak yasal haklarım ve ticari teamüller neye izin veriyorsa o çerçevede yetkili makamlara başvurularda bulundum. Bu benim en doğal hakkım. Ve sadece hakkımı istedim. Bu kadar basit. Benim Hilton diye bir davam yoktur. Aldığımdan bu yana da tek bir çivi çakmadım, tek bir ağaç kesmedim. Kesmeyi de düşünmedim ve düşünmem. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuyu hemen hemen her seçim öncesi gündeme getirmesi kendisi açısından belki anlam taşıyabilir ama ben yadırgıyorum açıkçası. Yayınlarımızı Hilton’a bağlamak hem yanlış hem de haksızlıktır.”
KELKİTLİ OLMAKLA ÖVÜNÜYORUM
-Bir de Kasımpaşalılık–Kelkitlilik konusu var? “Sayın Cumhurbaşkanı Kasımpaşalılığı ile övünüyor. Hakkıdır. Kasımpaşa, İstanbulumuzun en köklü semtlerinden biridir. Ama Kelkit de tüm yörelerimiz gibi değerlidir. Kelkit, Anadolu’nun yiğit delikanlılarının yetiştiği yerdir. Ben de Kelkitli olmakla övünüyorum ve son nefesime kadar da övüneceğim.Sayın Cumhurbaşkanı, memleketim Kelkit’te kendisine oy desteğinden bahsetmiş. Doğrudur. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kelkitliler kendisine yüksek oranda destek verdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nı kutlarım ve Kelkitlilerin tercihine saygı duyarım. Ama bu konunun benim Kelkitli olmamla bir alakasını göremiyorum. Ben seçime mi katıldım? Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile bir seçim yarışına mı girdim? Ben siyasetçi miyim? Bunlar siyasetçiler arasında konuşulacak konulardır.
BEN SEÇİME Mİ KATILDIM
Ben sadece Kelkitliyim ve Kelkit’e bağlılığımı, o yöre ile ne kadar iftihar ettiğimi bütün Gümüşhaneli hemşerilerim bilir. Bu da bana yeter.Sayın Cumhurbaşkanı’nın, kendisine mektup yazdığım için de bana karşı tepkili olduğunu biliyorum. Ama kusura bakmasın anlamıyorum. Demokratik bir ülkede her bir yurttaşın yasal sınırlar içinde kalmak şartı ile, haklarını korumak, şikâyet ve taleplerini dile getirmek üzere Cumhurbaşkanı dahil herkese karşı kendisini ifade etme, görüşlerini bildirme ve de eleştiride bulunma hakkına sahip olduğuna inanıyorum. Ben de bu hakkımı kullanıyorum. Konu bundan ibaret. Ama eğer Sayın Cumhurbaşkanı, kimse kendisine karşı görüş beyan etmesin, eleştirmesin diyorsa o zaman durum vahim. Böyle olduğuna inanmak istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan istirhamım benden ne istediğini açık açık ifade etmesidir. Biz, basın özgürlüğü çerçevesinde, tüm siyasilerimizin hukuk içindeki taleplerine saygılıyız. Bağımsız yayıncılığımızı demokrasi için bir teminat olarak görüyor ve devam ettirmeye gayret ediyoruz.”
Erdoğan ne dedi?
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, dün Hak-İş’in Genel Kurulu’nda şunları söyledi: “İşte paralel medya ile o malum medya. Beraber iş tuttular. Mersin’den KKTC’ye Akdeniz’in altına döşediğimiz borularla su ilettik. Başlıkları attılar, ne diyorlar biliyor musunuz, ‘Bu su KKTC’ye ilk kez gitmiyor ki daha önce de gitti zaten’ diyorlar. Doğru, balonla gitti ve balon patladı. Bunların hep yaptıkları zaten balon. Bunlar hayırlı işte yoklar, bunlar sadece şerde var. Ama Hilton Oteli’nin arkasındaki o araziye otel müsaadesi, rezidans müsaadesi verilseydi ey Doğan o zaman keyfin yerinde olacaktı. Sana müsaadeyi vermedik diye çılgına döndün, bak şimdi de orası doğal sit alanı ilan edildi, bundan sonra da zaten alamazsın. Kasımpaşalıyım dediğim zaman bana cevap veriyor ‘Ben de Kelkitliyim’ diyor. Kelkitli seninle yürümüyor, bizimle yürüyor.”