İYİ Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Ağıralioğlu, şunları söyledi:
* Saldırıya uğradığımız ve acı haberlerin ardı ardına geldiği dakikalar içerisinde siyaset konuşmayı kendimize yakıştıramadığımız gibi bu hüzün içerisinde aklımıza da gelmedi.
* Cumhurbaşkanlığı makamını mihmandarlık etsin diye, Cumhurbaşkanlığı makamından duyulacak sesin, sözcüğün her türlü siyasi ayrılığımıza rağmen, 83 milyonu ordumuzun arkasında bir ve beraber edebilme kabiliyeti ile görülmesini, devlet-millet beraberliğinin askerlerimizin arkasındaki en büyük kuvvet olmasını, bu duyguyla ordumuzun orada mukavemetinin artmasına vesile edecek bir konuşmayı sükunetle bekledik.
* Lakin bugün Cumhurbaşkanlarımızın yüzümüze iyi gelir diye beklediğimiz vakur konuşması yerine konut satışından bira şişelerine, turist sayısından araba satışına kadar mesuliyetsiz bir konuşmasına şahit olduk.
* 35 şehidimiz vardı bugün bir şehidimizin daha haberi geldi 36 şehidimiz var. 83 milyon yaralıyız, başımıza baş seçtiğimiz birinin bizimle siyasi başarılarının mutluluğunu paylaşmaması anlayabiliriz ama başımıza baş seçtiğiniz birinin hüznümüzü paylaşmamasını anlayamayız. Cumhurbaşkanlığı makamının sessizliğini anlayamayız, başımıza baş seçtiğimiz birinin her türlü cümlesine tahammül edebiliriz, bunca şehidimiz varken sanki şehitlerimiz yokmuş gibi cümle kurmasına tahammül edemeyiz.
“ŞEHİTLER ÖLMEZ AMA BUGÜN DEVLET ADAMLIĞI ÖLMÜŞTÜR”
“‘Şehitler ölmez. Çünkü onlar Allah katında rızıklanırlar' ayetine tutunarak ayakta kalmaya çalışan bir millete bu hissizlikle nezaret edilemez” diyen Ağıralioğlu şöyle devam etti:
* Şehitler ölmez. Çünkü onlar Allah katında rızıklanıyorlardır müjdesi ile milletin yüzüne iyi gelsin diye milletine sarıp sarmalanmak borcu altında olan siyasetin; bu hissizliğiyle memleket, millet yönetilemez.
* Boynumuz Allah’ın hükmüne kıldan incedir ama bugün Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında görülmüştür ki; şehitler ölmez ama devletin dili ölmüştür.
* Şehitler ölmemiştir ama devletin dili ölmüştür; devlet adamlığı ölmüştür; nezaket ölmüştür; vefa ölmüştür; izan duygusu ölmüştür; merhamet ölmüştür.
* Her türlü belayı çalıştırabilir, her derde derman olabiliriz; siyasi hatalarımızı telafi edebilir ve yeniden ayağa kalkabiliriz.
* Ama buna nezaret edecek bir devlet dili lazım görülüyor ki milletin hüznünü paylaşmak, milletin hüznünü paylaşırken devlet sorumluluğunu taşımak mevkiinde olanların gündeminde maalesef bu hüzne alamet bir yüz ifadesi yoktur.
“BU TOPRAKLAR BU MERHAMETSİZLİKLE İDARE EDİLEMEZ”
“Devletin vazifesi Şehitler Tepesi'ni doldurmak değildir” diyen Ağıralioğlu, “Devletin vazifesi yaşatma iradesi ile ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' idealini dilinde mücevher, müjdeleyici bir siyasi iradeye dönüştürme siyasetidir. Yaptığı hataların bedelini kanıyla canıyla ödemek zorunda kalmış bir millet. Ferasetsizliğin bedelini ordusunu cepheye sürerek toparlamak zorunda kaldığımız süreç içerisinde hiç değilse; ordumuzun ödediği bedele hürmetini kaybetmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı'nı mahcubiyetle izledik. Onlara milletimiz adına merhametli bir kalp diliyoruz” temennisinde bulundu.
“BUGÜN DEVLETİN BAŞINDAKİLERE MİLLETİN HÜZNÜ OLDUĞUNU HATIRLATMA GÜNÜDÜR”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Yavuz Ağıralioğlu, “Cumhurbaşkanı'nın bugünkü konuşmasında muhalefete yönelik olarak ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ sorusu aslında ‘Türkiye, terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olmalı’ önerisini bize tavsiye ediyor.' sözlerine karşı düşünceleriniz nelerdir? sorusuna şu yanıtı verdi:
* Bugün siyaset konuşma günü olmadığı unutulmamalıdır. Türk devletini bu topraklardaki varlığı hasbelkader bir iradeye bağlanmamıştır.
* Türk devletinin buradaki varlığı kişilerle kayıp değildir. Siyasi bir iradeye, politik bir mülahaza değildir.
* Bizim buradaki varlığımıza, devletimizin varlığına kasteden herkes; tarafı kim olursa olsun, arkasında kim olursa olsun karşısında Türk Milleti'ni, Türk devletini, Türk ordusunu bulacaktır.
* Lakin bugünkü mevzumuz bizim siyasi mülahazalar değildir. Siyasi hata yapabiliriz, toparlarız. Tercihlerimiz de hatalarımız da olur bedeller öderiz toparlayabiliriz.
* Ama bir de bütün bu imkânı verecek olan ahlak anlayışını, devlet ciddiyetini, devlet adamlığını, milletini bir ve beraber edebilme duygusunu muhafaza etmek zorundayız.
* Onu kaybedersek başarılarımızda bile ayakta kalamayız. Buna sahip olursak başarısızlıklarımızda bile yeniden kuvvetleniriz.
* Bugün siyasi mülahazalarla hükümetin eleştirme günü değil bugün hükümetin kalpsizliğine onları hatırlatma günü.
* Bugün devletin başındakilere hizmetine talip oldukları milletin hüznünün olduğunu hatırlatmak günü.
* Sayın Cumhurbaşkanımız bizim 36 şehidimiz var. Diyoruz ki; “Bunca şehidimiz varken, vatanları için şehit düşenlerin varlıklarını rakamları anar gibi istatistiklerle açıklamaları size kim yaptırdı? Bu açıklamaları yaparken hiç mi aklınıza gelmiyor milletimizin hali? Bugün siyaset konuşma günü değil, bugün memleketin milletin evlatlarının veda günü. O vedaya nezaret edecek bir merhametin yokluğunu dert ediyoruz.