Diyanet İşleri Başkanlığı, toplum ve aile hayatını önemli ölçüde etkileyen, boş inanışlar ve hurafeler konusunda çalışmalarını sürdürürken, "Umut taciri" olarak nitelenen falcılar konusunda topluma uyarıda bulundu.
Ancak bu uyarıyı yaparken semavi dinlerin en önemlilerinden biri olan Hıristiyanlığa yönelik inanılmaz bir açıklamada bulundu. Diyanet, aylık olarak yayınlanan dergisinde "kiliseleri" bir ibadet yeri olarak değil; falcılar, medyumlar, fal kafeler, adak mekanları, yatırlar ve türbeler arasında, "hurafe" olarak sayıdı. Kiliseleri hurafe sayan paragraf şöyle: "Yüzlerce yıl hükümdarların kahinleri olmuş, atılacak adımların daha iyi, daha isabetli olması adına... Adeta krallık içinde krallık oluşturmuş kahinler. Şimdi de medyumlar, astrologlar, falcılar, fal kafeler, adak mekanları, medet umulan türbeler, yatırlar, kiliseler..." Dergide, "Hurafelerin Cazibesi" başlığıyla Uzman Psikolog Fatma Nevsun Duman'ın makalesinde ayrıca "falcılar umut taciridir" deniliyor. İşte burada kiliseler de falcılarla aynı kefeye konulmuş oluyor.
Bu tür her nedense sürekli yanlışlıklar gaflar eski ismi millieğitim şidi öğütüm bakanlığı olan yerde ve diyanette sıkça oluyor. Ortaya çıktığında ya" izim bilgimiz dışında "deniliyor yada" bizim haberimiz yok ,bizimle ilgisi bulunmuyor" diye baştan savma cevaplarla geçiştirilmeye çalışılıyor.
Bu kurumlar maalesef işbilmeyen veya buraları tamamen yozlaştırmak için getirilmiş insanlarla doldurulmuş bulunuyor. bunlar gitmedikte bu ülkenin geleceği giderek kararacak ve mlllalar diyeri iran veya afganistan gibi olacak.Zaten onların isteğide bu olsa gerek.