NECATİ DOĞRU
Piyasalar; altın piyasası, döviz piyasası, hisse senedi-tahvil piyasası, soğan sarmısak piyasası, hangisi olursa fark etmez, hiçbir borsa ele avuca gelmez, kontrol etmeye kalkarsın elin yanar. Kontrole sığmaz. Sığarsa; o ekonomi zaten piyasa ekonomisi olmaz.
Piyasalar kısrak gibidir.
Saf kan küheylan kısrak!
Üstüne binersin; seni istediğin yere değil, kendi bildiği hedefe dörtnala götürür. Kapitalist pazar ekonomisi düzeninin lokomotifi olan piyasalar, borsayı belirler ve kesinlikle etkiler.
Tarihe adı inşallah(!) “vitrine layık olan yazarı koydurma lideri” olarak geçecek olan sayın Tayyip Erdoğan, basın patronlarının ödünü kopartacak ve “iktidara yakın-yandaş durmayan köşe yazarlarının gazetelerden kovulup atılmasına” kapı aralayacak yazar çürütme modelini başarıyla yürütüyor. Cuma günü gazeteci kovdurmanın ortamını yaratma hamlesini yine tekrarladı ve “piyasayı köşe yazarının yazısı düşürdü” dedi.
Borsa tansiyon gibidir.
İndiğinde nedeni bellidir.
Çıktığında sebebi bilinir.
Üniversitede ekonomi eğitimi almış sayın Başbakan, “Köşe yazarlarının yazıları yüzünden borsa düştü” diyorsa; borsa yükselirken de köşe yazarlarına taşekkür edip, “şükran duyması” gerekirdi. Borsa düşerken köşe yazarlarına ağır hakaretler yağdıran Başbakan, 8 yıl içinde çoğu kez borsa yükseldiğinde köşe yazarlarına hiç teşekkür etmedi.
Çıkması Başbakan’dan!
İnmesi köşe yazarından!
Üniversitede ekonomi bölümünü bitirmiş birisi halkın seçtiği Başbakan da olmuşsa; “borsanın çıkışını kendi yönetim becerisine”, borsanın inmesini ise “köşe yazarının bir günde saman alevi gibi geçip savrulan yazısına” bağlıyorsa büyük Allahım bizi koru!
Başbakan’a ekonomi bölümünden diploma veren profesörlerle doçentlerin hemen bir araya gelip, konsültasyon yaparak verdikleri diplomayı iptal isteğiyle dava açmaları gerekir.
Ülkede bilim etiği var mı?
Varsa görmeliyiz.
Çünkü bütün ekonomi fakültelerinde temel derslerde; piyasalar güvenilir değilse, derinlikleri yoksa, gerçek (reel) dayanaklardan yoksunsa ve hepsinden önemlisi, küçük yatırımcıları koruyan-kollayan-gözeten mekanizmalar göstermelikse, o borsa sığdır diye öğretilir. Sığ borsalarda bir koftiden spekülasyon olur, borsa çıkar.
Koftiden rüzgâr eser.
Borsa dibe iner.
Ankara’da Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 100 metre ilerisinde şehrin büyük camilerinden biri varken siz SPK’nın genel merkez binasında “mescit açsanız” da; bir küçük siyasi-askeri-ekonomik-toplumsal olayda bile borsa endeksi, bir haftada 54 binden 48 bine düşer ve döviz piyasasında da dolar 1.52’den 1.56’ya çıkar. Ekonomi fakültelerinin birinci sınıflarında okuyan tıfıl üniversiteli bile bu temel gerçeği bilirken Başbakan’ın Nobel’e aday ekonomist piyasa uzmanı edasıyla “köşe yazarını gazeteden kovdurmanın darbe ortamını yaratmaya çalışması” eldeki hazır demokrasi çıtasını bile parça-pürçük eder. Piyasalar ve borsa, asıl 86 yılda düşe kalka zar zor ulaşılan demokrasi parça-pürçük ediliyorsa iner.
Başbakan, ekonomi bilmiyor.
Başbakan demokrat da değil!
Demokrat olsaydı!
“Köşe yazarı kovdurmanın darbe ortamını” hazırlamaya kalkışmazdı.