– MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mahalli idare seçimlerinin ne zaman yapılacağıyla ilgili uzlaşma arayışlarının yer aldığı bir ortamda, Büyükşehir Kanun Tasarısı’nın bir an önce geri çekilmesi ve içine girilen inattan vazgeçilmesi gerektiğini bildirdi. Bahçeli, “İmralı canisiyle görüşmeleri şerefle ilişkilendirerek şiddetle inkâr eden bir Başbakan simasından, bugün bunu uluorta dillendirmekten ve müzakere kartını açmaktan çekinmeyen bir Başbakan portresine ulaşılması milletimiz adına bir gerileme, bölücülük adına elde edilmiş stratejik bir mevzi olarak görülmelidir” dedi. Devlet Bahçeli, “Militanların mağarada bulunduğunu ileri sürerek mazeretler üreten Başbakan Erdoğan ve hükümetinin terörle mücadele konusunda samimiyete ve milli bir reflekse sahip olmadığı gelişmelerle iyice su üstüne çıkmıştır” açıklaması yaptı.
-BÜYÜKŞEHİR TASARISI FİKRİ VE FİZİKİ AYRIŞMA TUZAĞI-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Büyükşehir Kanun Tasarısı ve Terör Saldırıları” hakkındaki yazılı açıklamasında Türkiye’nin, Büyükşehir Belediye Kanun Tasarısıyla mahalli idareler ölçeğinden başlayarak fikri ve fiziki ayrışma tuzağına aleni ve ısrarlı bir şekilde hükümet eliyle sürüklendiğini öne sürdü. Türk yönetim sisteminin üzerine yaslandığı merkezi kontrol ve üniter özelliklerin aşama aşama elenme ve eritilme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Bahçeli “Büyükşehir Kanun Tasarısı’yla federe devlet modelinin prototipi planlanmış ve bölgesel bazda hemen hemen her yetkiye haiz olacak derebeyleri ihdas edilmesinin önü açılmıştır” dedi.
Yeni sistemin Türk idare sisteminin ilke ve esaslarıyla taban tabana zıtlıklar içerdiğini anlatan Bahçeli, şu eleştirilerde bulundu:
“-Belde belediyeler ve çok sayıda köyler tasfiye edilerek mahalleye dönüştürülecek, sosyal, ekonomik ve kültürel denge bozulacaktır. Bilhassa 16 bin 82 köyün tüzel kişiliğinin kaldırılması yeni sosyolojik facialara neden olacak, kentlerdeki kontrolsüz ve plansız yığılmayla birlikte yozlaşma ve yoksulluk hali önemli oranda varlık gösterecektir. Milliyetçi Hareket Partisi 9 Işık ilkelerinden birisi olan ‘Köycülük’ gereğince, köy topluluğu politikasının oluşturulması gerektiğine ve köylerden tarım kentleri inşa etmenin önemine inanmaktadır.”
-KÖYLERİN ORTADAN KALDIRILMASI MANEVİ HATIRALARA DARBE-
Başbakan Erdoğan’ın umursamadığı bir hususun da, köylerin ve beldelerin mahalle haline dönüştürülmesiyle vasat bulacak aidiyet bulanıklığı ve doğup yetişilen yerlerle ilgili manevi hatıralara vurulacak darbe olduğunu belirten Devlet Bahçeli, “Bu gelişmeler ışığında, AKP zihniyeti, Anayasa’nın 123. ve 127. maddelerine aykırı bir tutum takınarak suça teşebbüs etmekte ve bu doğrultuda Türk idaresinin dayandığı ilkeleri bütünüyle sakatlamaktadır” dedi. Bahçeli şöyle devam etti:
“Bunun yanı sıra, beliren olumsuzluklar kamu düzeninin sağlanmasına ve devlet hizmetlerinin etkin, koordineli ve eşgüdüm içinde yürütülmesine ket vuracak ve mani olacaktır.
Başbakan Erdoğan’ın mevcut tasarının tehlikeli yanlarını örtmek amacıyla İstanbul ve Kocaeli büyükşehir örneklerinden hareket ederek bahaneler üretmesi akıl ve mantık dışılığın ulaştığı noktayı göstermesi bakımından ibretlik bir misaldir.
-Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına çekilmesi, fiilen bölgesel yönetim ve eyalet sistemine geçişin sondan bir önceki durağı olacağından tehlikeli bir mecranın kilidini açacaktır.
-Şüphesiz bölücü ve yıkıcı unsurların dayattığı bölge tabanlı demokratik özerklik ve otonomi çağrıları böylelikle cevap bulacak ve Türkiye adım adım bölünmeye götürülecektir.
-Bu şekilde PKK talepleri peşinen karşılanmış olacak, öyle ki İmralı ve Kandil şebekesi beklediği tavizleri kısa süre içinde AKP vasıtasıyla elde edebilecektir.
-Hükümetin İmralı canisiyle görüşme merakı, Kandil’le mutabakat arayışları ve yeni Oslo niyetleri bütünüyle bu sürecin doğal bir uzantısı ve yansımasından ibarettir.
-Bu konulardaki cüret ve küstahça sergilenen cesaret, halen PKK terör örgütüyle yapılan gizli kapaklı pazarlıkların, İmralı, Kandil ve AKP arasında gidip gelen özel görevlilerin bundan sonra rahat bir ortama kavuşacağının işareti de sayılmalıdır.
İmralı canisiyle görüşmeleri şerefle ilişkilendirerek şiddetle inkâr eden bir Başbakan simasından, bugün bunu uluorta dillendirmekten ve müzakere kartını açmaktan çekinmeyen bir Başbakan portresine ulaşılması milletimiz adına bir gerileme, bölücülük adına elde edilmiş stratejik bir mevzi olarak görülmelidir.
-Artık yalan, dolan, aldatma ve diz boyu riyakarlığa başvurmadan PKK terör örgütüyle ve elebaşlarıyla görüşme trafiği herkesin gözü önünde maskaralık içinde ifa edilmektedir.
-İMRALI CANİSİ VİLLAYA ÇIKARILACAK-
-Bundan sonra ilk fırsatta İmralı canisinin, kendisi adına hazırlanan villaya çıkarılarak müzakereleri burada sürdürmesi sürpriz ve imkânsız sayılmamalıdır.”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın “Gerekirse kanın durması için İmralıyla görüşülür” yönündeki sözleriyle meşruiyet yüklediği İmralı canisinin, BDP kongresinde asılan fotoğraflarını suç kapsamında değerlendirmesinin de çelişkilere gömülmüş bir siyasetin sızlanmalarından başka bir şey olmadığını savundu.
Devlet Bahçeli, terörle mücadele yerine müzakereyi yöntem ve yol olarak tayin eden hükümetin, Türkiye’yi idari, beşeri ve ruhi bazda parçalara ayırma hedefinden hiç vazgeçmeyeceğinin anlaşıldığını da öne sürdü.
Bahçeli, “İki gün önce Hakkâri Çukurca’da dört evladımızı şehit eden, milletimizin durmadan canını acıtan ve geleceğine arkası arkasına suikast düzenleyen canilerle hala pazarlık arayışları ve kan akıtan bu gaddarlardan insanlık beklentileri, Türk tarihinin hiçbir döneminde şahit olunmamış bir alçalma halidir. Başbakan Erdoğan ve hükümetinin başkalarına ‘dak duk’, bölücü teröre gelince ‘şak şak’ yapması vicdanla, insafla ve hamiyetle asla izah edilemeyecektir” ifadesini kullandı.
-MİLİTANLAR MAĞARADA DİYEREK MİLLİ REFLEKS OLMADIĞINI SU YÜZÜNE ÇIKARDI-
ABD Büyükelçisinin kafaları bulandıran ve her tarafa çekilebilecek açıklamalarının da bir yönüyle AKP’nin terörle mücadelede anlık istihbarata sığınıp, bunun dışında PKK’ya karşı hareketsizliği tercih ettiğini gösterdiğini savunan Devlet Bahçeli, “Militanların mağarada bulunduğunu ileri sürerek mazeretler üreten Başbakan Erdoğan ve hükümetinin terörle mücadele konusunda samimiyete ve milli bir reflekse sahip olmadığı gelişmelerle iyice su üstüne çıkmıştır” dedi. Bahçeli açıklamasına şöyle son verdi:
“İmralı canisinin serbest kalma şartlarının olgunlaştırıldığı bu süreçte, Türkiye’yi temellerinden koparmak, gerçeklerinden uzaklaştırmak ve ülkülerinden caydırmak amacıyla alçakça yürütülen terör ve bölücülük kampanyası hain amaçlarına biraz daha yaklaşmıştır.
Mahalli idare seçimlerinin ne zaman yapılacağıyla ilgili uzlaşma arayışlarının yer aldığı bir ortamda, Büyükşehir Kanun Tasarısı’nın bir an önce geri çekilmesi ve içine girilen inattan vazgeçilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin alacakaranlık bir ortama mahkûm edilmemesi ve milli varlığının coğrafi düzlemde dağıtılmaması amacıyla en başta AKP olmak üzere herkes sorumlu, duyarlı ve ahlaklı davranmak mecburiyetindedir.
Bu nedenle hükümet yanlıştan dönmeli, Tük milletinin kaderiyle oynamamalı ve söz konusu tasarıyı Türkiye’nin gündeminden çıkarmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi rejim ve yönetim sorununa açık davetiye demek olan Büyükşehir Kanun Tasarısı’nın yasalaşmaması için elinden gelen çabayı gösterecek ve demokratik mücadelesini her platformda sergileyemeye büyük bir hevesle devam edecektir.” (ANKA)