Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, milletvekilleriyle yaptığı toplantıları değerlendirdi.
”Bu toplantılarımızda tam bir görüş birliği ve mutabakat oluşmuş ve çok faydalı sonuçlar elde edilmiştir” ifadesini kullanan Bahçeli, ”AKP zihniyetinin kötürüm ve kötülüğü özendiren politikaları toplantılarımızın ağırlık merkezini teşkil etmiştir. Yeni anayasa veya değişikliği süreci, komşu coğrafyalardaki manzara, bölücülüğün geldiği aşama, bölücü terörün hain eylemleri başta olmak üzere milletimizi doğrudan ilgilendiren her mesele hakkında geniş bir sohbet ve konuşma imkanı doğmuştur” diye konuştu.
Yeni bir anayasa yapılmasını istediklerini ve bundan yana olduklarını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: ”Özellikle, anayasa konusunu ele almamdaki maksat, yemekli toplantılarımızın özetini vermenin yanı sıra, partimizi anayasa etrafında kuşatmaya ve baskı altına almaya dönük sinsi bir tezgahın varlığından dolayıdır. Bununla birlikte partimizin yeni anayasa sürecinde nerede durduğu, görüşlerinin nelerden ibaret olduğu bazı mahfillerce çarpıtılmakta ve karartılmaktadır. Zannedersiniz ki bölücü nitelikli bir anayasa yazılmış ve MHP de buna ortak olmuştur. Dahası, Türk milleti etnik ve mezhebi olarak anayasa marifetince ayrıştırılmış ve Cumhuriyet tüm kazanımlarıyla tasfiye edilmiştir. Henüz ortada fol yok yumurta yokken, partimizi suçlayan ve anayasa hazırlık masasından kalkmaya davet eden tariz dolu ifadelere her gün bir yenisi eklenmiştir.
Bir defa bizim anayasa konusundaki yaklaşımımız açık ve kafa karışıklığına neden olmayacak kadar nettir. Hiç kimse kendi projelerine Milliyetçi Hareket Partisi’ni alet edemeyecek, maşa olarak kullanamayacak ve siyasi operasyon vasıtası yapamayacaktır. Şu kadarını ifade etmeliyim ki Milliyetçi Hareket Partisi ile bölücü nitelikli anayasayı yan yana getirmek, buna çanak tuttuğumuzu ve destek olduğumuzu ima etmek, haram aşa helal lokma doğrama şuursuzluğundan farksızdır.” -”Cumhuriyet’in temel niteliklerini...”- Yeni anayasa yapımına yönelik çalışmaları hatırlatan Bahçeli, ”Herkes bilmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisi sonuna kadar masada oturacak, tekliflerinde ısrarlı olacak ve milletimize yakışır, birlikte yaşamamızı teminat altına alan bir anayasa yapımı için üzerine düşen ne varsa yerine getirecektir. Esasen bu, bizim milletimize verdiğimiz bir sözdür” diye konuştu.
”Bu görüşlerimizden kimin ne çıkaracağı ve ne gibi yorumlar yapacağı bizim meselemiz ve umurumuz değildir” ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Anayasa hazırlık süreci yarından itibaren ikinci safhasına girmekte ve artık toplanan görüşlerin değerlendirme ve yazım aşamasına geçilmektedir. Bundan sonra daha çetrefilli, zorlu ve hararet düzeyi yüksek günler bizi beklemektedir. Uzlaşmaya dayalı, toplumsal talepleri merkezine almış, milli ilkelerden ve Türk milleti gerçeğinden ödün vermeden olabilecek en kısa zamanda yeni anayasanın tamamlanması bizim en samimi dileğimizdir.
Anayasa yapım veya değişiklik süreci kesinlikle milletimizin hizmetine odaklanmış, yararını ve yarınını gözeten güçlü bir idari ve hukuki perspektifle, geniş bir işbirliği zemininde hayat bulmalıdır. Hepsinden de önemlisi, Cumhuriyet’in ruhuna ve lafzına zarar vermeyecek, verdirmeyecek bir güvence sunmalı, Türk kimliğini katiyen aşındırmayacak bir milli özellikte olmalıdır. Bununla birlikte, etnik ve mahalli dillerin tanınmasına müsamaha göstermeyecek donanımda bulunmalı, değiştirilmesi dahi teklif edilmeyecek maddelere sadakat esas olmalıdır.
Üniter yapımızı hırpalayacak, Cumhuriyet’in temel niteliklerini aşındıracak, ana dilde eğitim ve anayasal statü taleplerine sonu ne olursa olsun itiraz edeceğiz, direneceğiz ve pozisyonumuzu bozmayacağız. Biz anayasada Cumhuriyet’e, Türk vatandaşlığının tanımına, Türk milletine ve Türk kimliğine şartlar ne olursa olsun sahip çıkacağız.” -”İncili Çavuş’u aratmayan...”- ”Toplumun her kesimiyle itişen, iktidar gücünü vicdansızca dürtülerine ve düzeysizliklerine alet eden iktidarın şimdi de hedefinde tiyatro ve tiyatrocular bulunduğunu” öne süren Bahçeli, ”İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şehir tiyatrolarının, yönetmelik değişikliğiyle siyasi müdahalelere uğramasına ve repertuvar oluşturma görevinin genel sanat yönetmeninden alınarak belediye yöneticilerinin de bulunduğu Edebi Kurul’a devredilmesiyle sorunların ortaya çıktığı malumlarınızdır. İşte buna tepki gösteren ve itiraz eden tiyatro sanatçıları Başbakan’ın hışmına uğramıştır” şeklinde konuştu.
”Merak etmekteyiz ki tiyatrocular halkın parasıyla halkı bu zamana kadar nasıl aşağılamışlardır?” sorusunu yönelten Bahçeli, şunları söyledi: ”Asıl vatandaşa takla attırmak, ’artistik yapma lan’ demek ve ’gözünüzü toprak doyursun’ ifadelerini kullanmak vahşi bir aşağılama değil midir? Meğerse tiyatrocular ne kadar kötülük yapmış ve ne kadar milletimize hakaret etmiştir de bizim haberimiz olmamıştır. Sormak lazımdır ki sanatçılarımıza dönük olarak, ’sanatı sanat için yapıyorlar’ suçlamasını reva gören bu mantık garabeti, acaba siyaseti kimin ve hangi mihraklar için icra etmektedir? Gelin görün ki Başbakan Erdoğan burada da ikirciklidir, burada da çelişkiler batağına saplanmıştır.
İşine gelince sanatı ve sanatçıyı yücelten, işine gelmeyince bu çevrelere ağzından kaba sözlerle saldıran yine kendisi olmuştur. Başbakan Erdoğan, özellikle son zamanlarda tiyatroculardan rol çalan, oyunculuğa soyunan, tek kişilik performansıyla güldürü alanında ve kara mizahta komedi dükkanı açan bir tercihin ve temponun içindedir. Aslında bizatihi kendisi BOP’un gölge oyununda dublör oyunculuk yapan, CHP Genel Başkanı ile Hacivat-Karagöz rol paylaşımıyla itişen yeni dönem siyaset meddahıdır. Grup toplantılarında İncili Çavuş’u aratmayan, İsmail Dümbüllü’ye rahmet okutan, orta oyununda kenarı kürklü kaftan ve külah giyip, elinde şak şak taşıyan Kavuklu Pişekar’ı bile kıskandıran bir şahsiyettir.
Tiyatronun özelleştirmeyle tehdit edilme yanlışına son verilerek, bu alana yönelik destek ve yardımın artırılması, tiyatrocuların cesaretlendirilmesi, aynı zamanda ihtiyaçlarının giderilmesi sanata ve sanatçıya duyulan saygının bir gereği olarak görülmelidir.”