İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: Gerilim dolu döneme girmiş bulunmaktadır. Türkiye yaklaşık 1 haftadır Taksim Gezi Parkı merkezli olaylarla kaynamaktadır. Şiddet baskı zulüm ve anlaşmazlıklar her tarafa yayılmıştır. Herkes endişelidir, kutuplaşma artmıştır.
Başbakan yanan ateşe benzinle gitmiştir hiçbir uyarıyı kaale almamıştır.
Hakikaten yaşananlar alarm vericidir. Gündeme gelen hadiseler ilişkiler ittifaklar restleşmeler gidişatı çığrından çıkarmaktadır. Taksim Gezi Parklı çakışma ve çekişmeler fecaate kapı aralaması an meselesidir. AKP hükümeti kriz yürütmektedir. Biz-siz ayrımı gütmektedirler. İşin tehlikesi de buradadır. Başbakan Erdoğan her alanda birliği sabote etmektedir.
Başbakan'ın her sözü olay olmaktadır, Toplum beyanını dinlememektedir "ben yaptım oldu" demektedir. Başbakan başına buyruk ve ölçüsüzdür. Başbakan kibirli ve kinlidir. "Milletin hizmetkarıyım" derken otoriteyi sürdürmektedir. Erdoğan sert ve cebri yöntemlere iyice abanmıştır. Başbakan ve hükümeti artık husumetin hıncın adresi haline gelmiştir.
MHP'nin çeşitli vesilelerde uzun zamandır tam bir isabetle öngördüğü tehlikeler başlamıştır. Bugünkü tablo AKP'nin siyasetinin kaçınılmaz ürünüdür. Başbakan'ın balkon konuşmaları ertesi gün kendisi tarafından çiğnenmiştir.
AKP'nin ucuz yaklaşımları yıkım ve çözülmenin şifrelerini inşa etmiştir. Bizzat partimiz tarafından dile getirilen iyi niyetli ihtarlar muhattap alınmamıştır.
Elbette Taksim'de başlayan olaylar farklı yönleriyle ele alınmalı, mesajlar doğru okunmalıdır. Bunu yapması gereken en başta Başbakan Erdoğan ve hükümetidir.
Olan biten bütün vakaları yalnızca ağaca bağlamak bir tarafı eksik bırakacaktır. Şüphesiz Taksim'de ağaçları kesmek olayları tetiklemiştir. Ancak meselenin gerisinde birikmiş öfke ve kızgınlıklar görülmektedir.
Taksim'de yaşananların iki boyutu var:
1) Bu parktaki ağaçların kesilmesi,
2) Buranın rant alanı haline gelmesidir.
Durup dururken Topçu Kışlası'nı yapmak siyasetçinin sapmasıdır. Buna karşılık dernekler söz konusu park yerine Topçu Kışlası'nın AVM yapılması'nı yargıya götürmüştür. 31 Mayıs'ta yapımı durdurulmuştur. Bu durum olayları dindirmemiştir. Başbakan Erdoğan mahkemenin bu kararını sorgulamış ve maksatlı bulmuştur.
Erdoğan AKM'yi de yıkarak opera binası yapacağını söylemiştir. Herhalde kendisinin eşbaşkanlık sıfatının yanına tenör sıfatı da ekleyecektir. Aklımızın almadığı husus Taksim'in tek eksiği opera binası mıdır? Başbakan AKM'den ne istemekte? İsminin başında Atatürk olmasından mı gocunmaktadır. Anıtkabir de hedefte midir?