Baro Başkanları, "Avukatların yarısı PKK’lı" diyen Van Başsavcısı’nı kınamak için Van’da buluşurken, TBB Başkanı Özdemir Özok, Başsavcı için, "Başlattığı soruşturma, özensiz ve sorumsuz davranışları ile Van’ı Türkiye’nin gündemine taşıdı" dedi.
Baro Başkanları, Van Başsavcısı Kemal Kaçan’ın "Buradaki avukatların yarısı PKK’li" yönündeki sözleri üzerine, Baro’ya destek vermek için Baro Başkanları ve avukatlar Van Adalet Sarayı önünde biraraya geldi.
Burada bir açıklama yapan TBB Başkanı Özdemir Özok, Başsavcı Kemal Kaçan’a ağır eleştirilerde bulundu. Özok, asla bir hukuk adamının ifadesi olamayacak bu sözlerle, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inanan, barıştan yana duruşlar sergileyen ve bölgenin çok zor koşullarında Van’da görev yapan 73 avukatın yasa dışı PKK örgüt üyesi olarak gösterilmesinin kendilerini derinden yaraladığını kaydetti. Bu avukatların uğradıkları ağır ve haksız suçlama karşısında gerekli yasal girişimler yanında, konuyu ayrı ayrı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na da intikal ettirdiklerini söyleyen Özok, TBB’nin de 15 Ekim’de yaptığı toplantıda Van Cumhuriyet Başsavcısı’nın şiddetle kınanmasına oybirliğiyle karar verdiğini bildirdi.
"GÜNDEMİ İŞGAL ETTİ"
Türkiye’nin, bulunduğu coğrafyada yaşanan hukuk dışı kimi uygulamalar ve dayatmalar yanında, AB-Türkiye ilişkileri bağlamında çok önemli ve hassas bir süreçten geçtiğini söyleyen Özok, "Bu çok kritik ve hassas süreçte en sade yurttaşından, en sorumlu kişisine kadar herkese çok önemli görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Belirtilen nedenlerle, başta kamu görevlileri olmak üzere herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği bir dönemde, Van Cumhuriyet Başsavcısı başlattığı bir soruşturma başta olmak üzere, sergilediği bu özensiz ve hukuk dışı davranışları ile ülke gündemini işgal etmektedir" dedi.
"SAVCILIK HAKARET MAKAMI DEĞİL"
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soyut suçlamada bulunma, hakaret etme, karalama makamı olmadığını, yetkili ve görevli kişilerin dedikodu yapma haklarının bulunmadığını kaydeden Özok, "Cumhuriyet Savcıları birer ’kamu avukatı’dır. Kamu adına yargılamanın yanlarının hukukunu koruma görev ve sorumlulukları vardır. Kaldı ki suçladığı ve itham ettiği kişiler yargılama diyalektiği içinde bağımsız savunmanın temsilcileri olan avukatlardır. Başsavcının, Avukatlık Yasasının anlamını özümsemediği anlaşılmaktadır" dedi.
Sorumlu ve yetkili bir hukukçunun genelleme yaparak avukatların terör örgütü ile organik bağ içinde olduğu beyanında bulunmasının insafsızlık olduğunu söyleyen Özok, "Hiçbir gerekçe, şiddeti haklı gösteremez. Her türlü kışkırtmadan uzak, hukuk güvencesi ve sağduyu içinde terörle mücadele etmeliyiz. Temel sorunlar ancak eksiksiz demokrasiyi yaygınlaştırarak ve içselleştirilerek çözümlenebilir" diye konuştu.
"SERT, KATI TAVIR KOYMUYORUZ"
TBB Başkanı Özok, bir gazetecinin Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tutuklanması ile ilgili tartışmaları anımsatması üzerine, "Kuşkusuz bir yerde hukuk dışı uygulama varsa orada ilk beyanda bulunacak grup barolardır. Ama bizim ziyaretimizin nedeni rektör değil meslektaşlarımıza yapılan haksız saldırıdır. Bir yerde bir hukuksuzluk varsa bunun karşısına hem yasanın verdiği görev ve sorumlulukla hem de TBB olarak çıkmak durumundayız. Türkiye gündemine giren bu soruşturma sonunda bizim de söyleyeceklerimiz vardır. TBB yıllardır yargı bağımsızlığını birinci hedef olarak seçmiştir. Duyarlı, saygın yargıç ve savcıların yıpranmaması için sert katı ve açık bir tavır koymuyoruz" dedi.
Özok, yargının kadrolaştığını her yerde dile getirdiklerini belirtiken, "Bu durum insanlar yaşadıkça ortaya çıkıyor" diye konuştu.
"HERKES İŞİNE BAKSIN"
Özok, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Herkes işine baksın" yönündeki sözlerini anımsatarak, "Biz işimize bakıyoruz. Siz İdare mahkemesinin verdiği kararda yargıca afra tafra yapacaksınız, hazırlık soruşturmasındaki yanlışa eleştiri geldiği vakit ’herkes işine gücüne baksın’ diyeceksiniz. Olmaz. Herkes işine baksın. Başbakan başbakanlığına, savcı savcılığına baksın ama herkes kendini hukukla bağlı hissetsin. Böyle çifte standartları kimseye kabul ettiremezsiniz. Biz neyin ne olduğunu iyi biliyoruz. Biz bunu bir şov olarak ortaya koymayı düşünmüyoruz. Arkadaşlarımıza yapılan saldırı için geldik. Ne söyleyeceğimizi herkes görecektir. Kimse merak etmesin" dedi.
Özok, "Bugün bir tutkuklama kararı vardır. O dosyadaki eksiklikleri bir gün nasıl söyleyeceğimizi biliyoruz. Bugün onun zamanı değil" dedi.
BAŞSAVCI NE DEMİŞTİ?
Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan, önce bir stajyer avukata, ardından da 29 Eylül’de konuyu görüşmek üzere makamına gelen Van Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine şunları söylemişti: "Avukatlara hiç güvenmiyorum. Elimden gelse tüm avukatları aramadan geçirtirim, zaten buradaki avukatların yarısı PKK’lıdır. Doğrudur, bu sözleri söyledim. Zaten öylesiniz. Van barosu avukatlarının çoğu PKK’lıdır. Burada bulunduğum sürece ve gittikten sonra da bu görüşüm devam edecektir. Zaten avukatlar hakkında bilgi topluyorum, ileride görüşürüz. Ben bu görüşlerimi diğer savcı ve hakimlere de aktardım. Baronun yemeğine de bu nedenle katılmadık. Bundan sonraki hiç bir etkinliğinize de katılmama kararı aldık."