Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,8677
EURO
44,0909
IMKB
9.399,000
ALTIN
4.146,100
 
Hava Durumu ANKARA
5 / 22 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BAYKAL: BEYAZA " BAŞBAKAN OLURSAM SÖZ" DEDİ.
BAYKAL: BEYAZA   BAŞBAKAN OLURSAM SÖZ  DEDİ.
 
CHP lideri Deniz Baykal, şov dünyasının ünlü ismi Beyazıt Öztürk'e Milliyet adına ropörtaj verdi.
 
31.12.2006 - 12:10
Deniz Baykal, Beyaz'ı CHP'nin yeni genel merkezinde kabul etti. Beyaz'ın programına davetini, "Marifetim olsa hemen katılırım" diye yanıtlayan Baykal, başbakan olursa ilk röportajın Beyaz'la olacağına dair söz verdi
Beyazıt Öztürk: Başkanım sağlığınız sıhhatiniz yolunda mı?
Deniz Baykal: Yani Allah'a şükür bir şikâyetimiz yok, yaşamımızla ilgili hiç derdimiz yok.

Çünkü, iktidarda olmak başka, muhalefette olmak başka bir duygu. Muhalefetin de getirdiği bir stres vardır. O stresten dolayı kolesterolde bir şey, kalpte ve damarlarda bir sıkıntı yok değil mi?
- Yok yok. Yani en son tahlil sonuçlarımı gösterebilirim.

Ben de yaptırdım. Anjiyo yaptırdım bundan 3 hafta evvel, ama yeni bu koldan yapılanlardan. Bu yeni yöntem bayağı kalbin içini, dışını, damarlarını gösteriyor. Temiz çıktı Allah'a şükür.
- Benim kolesterol 207'ydi, şimdi 170. Boyuna şey düşüyor, iyice düşürüyorum.

350'ydi benim. Irsi bizim, babadan kalma.
- Irsi bu, psikolojik bir şey herhalde. Şeker iyi, 100 civarı falan. Sağlık bakımından bir şikâyetimiz yok. Sağlık gerekçesinin arkasına saklanarak mazeret üretme durumunda değiliz yani.

Ufak ufak siyasete girecek olursak. Siz hep iktidarı şikâyet ettiniz ve halk bu şikâyeti sizce yeterince algılayabildi mi? Muhalefet olarak derdinizi iyice anlatabildiğiniz kanaatinde misiniz?
- Şimdi tam o kanaatte değiliz, çünkü anlatmak sadece bize bağlı bir iş değil, anlatmak birlikte olacak bir iş. Medyayla birlikte olacak bir iş. Medyanın ilgisi, sahiplenmesi, katkısı olursa... Çünkü herkesin kulağına fısıldayarak olmuyor bu iş yani.

Peki hem iktidardan kaynaklanan bir kuşatma altında olduğu gerçek, ama onun dışında Ankara medyasıyla İstanbul arasında bir fark var. Yani Ankara'da birçok sorun var, bunlar anlatılıyor, dile getiriliyor, ama belki İstanbul'a gelene kadar önemini yitirip belki başka bir magazin haberinin ya da başka bir haberin altında kalabiliyor. İstanbul'daki medyaya mı biraz derdinizi anlatamıyorsunuz? Ankara sizi dinliyor ama...
- Bir fark olduğu doğru, bu gözlemin yerinde. Yani Ankara'daki çocuklar ikide bir şikâyet eder.

Evet, biz haber yapıyoruz ama gitmedi oraya diye.
- İstanbul'un bakış açısı, dediğin gibi daha farklı bir bakış açısı, magazin...

Bu röportaj yayımlanamayacak gibi...
(Gülüşmeler) Oraya doğru gidiyor.

Güzel güzel, süper, içimizden geleni konuşmayacaksak beni niye gönderdiler, niye siz geldiniz?
- Şimdi bak mesela biz bunu Ankaralılar olarak şöyle hissederiz; İstanbul'da kar yağar ve ulaşım 2 saat tıkanır mesela, ağır, tıkanır, ertesi gün bütün İstanbul medyası isyanlardadır. Yani halbuki biz o sıkıntıyı çok daha fazla burada ve Anadolu'nun dört bir köşesinde yaşıyoruz, yani bize yansır bunlar, ama insanlar kendi gerçeğinden yola çıkarak bakıyor ve bu çok doğaldır. Dünyanın her yerinde böyledir. Kaldı ki İstanbul Türkiye'nin büyük bir metropolü... Yani haksızlık etmeyelim oradan bakarsak, tabii daha çok borsa, banka falan eksenli, eğlence eksenli bir yaşam. Magazinel yaşam.

Ana damarlar oradan geçiyor.
Onun da getirdiği bir handikap var tabii, o da olabilir ama böyledir bu işler, ama bir yerde derdini anlatırsın. Ne oluyor? Bir bütçe konuşması oluyor, televizyon canlı veriyor. Hepsi vermiyor ama TRT3 veriyor. Ve son bütçe konuşması çok ciddi ilgi çekti. Herkes doğrudan ilgilendi. Gerçeklerin daima ortaya çıkma gibi bir huyu var.

 Balyozla kurtarma
2006 genel olarak sizin için güzel bir sene oldu. Türkiye'de de enteresan şeyler oldu. Bunlardan biri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın makam aracı içinde kalması ve camları balyozla kırılarak dışarı çıkarılması. Arabanın içinde kaldığı ve camların balyozla kırıldığı haberini izlerken neler hissettiniz?
- Yani her Türk vatandaşının hissettiğini hissettim. Bir Türkiye manzarası. En yüksek sorumluluk noktasındaki insanların bile ne kadar tehlikeye maruz kalabilecek, hiçbir güvencesi olmayan bir konumda olduğu ortaya çıktı. Türkiye'de Aziz Nesin manzaraları bunlar. Üzüldüm tabii ki. Hemen hastaneye gittim. Ayılmamıştı daha Başbakan. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim, bilgi aldım.

Kesim yeri yok!
Bir başka olay da, apronda Türk Hava Yolları'nca deve kesilmesi. Bunu Türk Hava Yolları'nın bir değişimi olarak mı kabul edelim?
- Türkiye'de çok modern havaalanları yapılmasıyla muhteşem teknolojik akımlar gerçekleştirilmesiyle bile birtakım şeylerin değişmediğini, bizim gerçekten hangi zaaflarla malul olduğumuzu ortaya koyan bir durum.

Siz diyorsunuz ki, modern bir havaalanı yapılıyorsa bunun içine mutlaka bir deve kesilme yeri konmalı. Niye devemizi dışarıda kesiyoruz?
- En son kanguru sokmuşlar. Kanguru kurban olur mu diye. Biraz daha ciddi bakarsak, THY gibi teknolojik açıdan en iyisi, en modern kurumun hangi ellerde olduğunu görüyoruz.

İçeriye bir kuş, bir köpek girdiğinde alarmların çaldığı bir yerde devenin kesilmesi gerçekten enteresan. Deveyi kesen zatın, o emiri veren kişinin daha sonra bir muhalefet olarak akıbetini soruşturdunuz mu?
- Tabii soruşturmak lazım. Şu anda görevden aldılar onu.

Devlet Demiryolları'nda göreceğiz adamı mesela.
- Demiryollarındaki hızlı tren olayı da trajikti. Yok bilmem eldeki kitapçık oldu da, olmadı da falan. İş bir bütün. Medeniyet de bir bütün.

Yola çıkıyoruz da final kısmında bitirişi yapamıyoruz herhalde.
- Evet.
Genel olarak birçok siyasi lideri eşleriyle beraber görüyoruz. Sizin eşiniz Olcay Hanım'ı yanınızda çok görmüyoruz. Medyanın önüne çıkmama bir tercih mi, yoksa denk gelmediğinden mi? Tek başınıza gezmeyi mi tercih ediyorsunuz?
- Bu durum Olcay'ın kararıyla ortaya çıkan tablodur. Bunu ben anlatmakta pek başarılı olamıyorum. Herkes kuşkuyla bu işin aslında benim başımın altından çıktığını zannediyor. Ama gerçek odur ki, bu gerçekten Olcay'ın tercihidir. Bugünkü tercihi de değildir. Olcay'ın bütün siyasi yaşamımız boyunca sürdürdüğü karardır. Ben 1974 yılından bu yana hep ön plandaydım. Partide sorumluluklarım vardı, bir yere gittiğim zaman, "Neden Olcay Hanım yok, onu da getirin" diyorlardı. Kongrelere, toplantılara, kadın kollarımızın faaliyetlerine... Yıllarca hep bu baskılara maruz kaldım. Bunu aynen Olcay'a yansıttım. Olcay, "Kesinlikle medyanın önüne çıkmak istemiyorum. Kendi yaşamımı özel bir insan olarak sürdürme şansını korumak istiyorum" dedi. Ben de saygı gösterdim. Tek başarabildiğim Köşk'e götürmek.

Siyasi bir kişilik olarak eşinizin de bir misyonu olabileceğini düşündünüz mü?
- Olcay çağdaş, Atatürkçü bir insan olarak hayatı yaşıyor.

Birçok kadını etkilemesi açısından diyorum.
- Öyle bir temsili görevi uzun süre yoktu. Benim siyasetçi arkadaşlarım arasında da öyle bir aile teması içinde değiliz. En yakın çalışma arkadaşlarımın eşleriyle, aileleriyle de bir arada değiliz. Olcay, "Siyaset senin görevin. Ben senin mücadelene saygı duyuyorum. Bütün gücümle de destek olmaya hazırım. Ama o "Senin işin, beni bu işin içine katma. Sen o işi götür ve beni siyasi sorumlulukların içine sokma" diyor. Tek başarabildiğim Sayın Cumhurbaşkanı'nın yemeğine götürmektir. O da, Cumhurbaşkanı ve eşi bu konuda duyarlı olduklarını bana aktarınca, bunu aynen Olcay'a yansıttım.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve eşinden dolayı mı, yoksa Cumhurbaşkanı olmasından dolayı mı?
- Tabii ben bir Cumhurbaşkanlığı talebi olarak söyleyince ona hayır diyemedi. Bu devlet başkanının haklı bir talebi. Buna ne diyeceğiz.

Hayatı birlikte yaşıyoruz
Türkiye'deki siyasi karakterlere baktığımız zaman Atatürk'ün mayolu resimlerini görebiliyoruz. Ülkü Hanım (Adatepe) ile olan sohbetini görebiliyoruz. Çok şık, çok enteresan kıyafetlerle ki, o dönemde ihtiyaçtan da kaynaklanan bir şey. Bakın bütün bunlar yapılabilir, olabilir diye örnek bir kişilik olarak ön plana çıkması açısından bir devrimci karakter olarak bunları deniyor. Bugün biz bir tek Kemal Derviş'i tenis oynarken o da medya ordusu önünde gördük. Genel olarak siyasetçilerin romantizmini kaybettiği kanısındayız. Siyasetçi durmak böyle bir şey mi, yoksa yanlış anlaşılacağız korkusu mu var?
- Bir defa insanların belli mizaç eğilimleri ortaya çıkıyor. Bazıları çok zevk alıyor, bazıları almıyor. Ben kendime baktığım zaman öyle bir medyaya yönelik büyük bir açılım ve arayış içinde olmaktan uzak olduğumu görüyorum. Bu genel bir mizaçtır. Fakat ben özel yaşamımı zevkle yaşayan bir insanım. Aile, çocuklarım, torunlarım hafta sonları hayatın içindeyim. Ama, bunu medya nezaretinde yapmıyoruz. Mesela Olcay'ı alırım, kendi otomobilimle alışverişe gideriz. Bazen ben otomobilde beklerim, bazen Olcay'la beraber gezeriz. Yemeğe gideriz birlikte.

 Yatar yatmaz uyurum, rüyalarımı hatırlamam

Birçok insanın derdi var. Yastığa kafasını koyduğu zaman herkes derdini düşünüyor. Siz yattığınız zaman kafanızı direkt olarak meşgul eden bir durum var mı? Veya rüyalarınıza giren bir şey var mı? Mesela iktidar olmak gibi.
- Hayal kırıklığı yaratacak bir açıklama yapacağım. Ben rüya görmem ya da gördüğümü hiç hatırlamam. Hatırlamadığım için bilmiyorum. Sabah kalkıp şunu gördüm diye pek olmaz. Rüya gerçeğim yok. Ayrıca başımı yastığa koyduktan kısa bir süre sonra uyuyorum. Rahat bir uyku çekiyorum. Uyku o kadar özlediğim bir şey ki.

Dertlenecek durum yok
Muhalefetteki birisinin bu kadar rahat uyuması enteresan bir durum değil mi?
- Çok az uyuduğun için yastığa kafayı koyunca da uyuyorsun. Her gün sabah 05.30'da kalkarım. Gece kaçta yatıyorum belli olmuyor. Günlük 4-5 saat uykuyla yastığa kafayı koyduğunda dertlenecek durum kalmıyor.

Ben sorduğum sorudan pişman oldum. Bir gazeteci gibi oldum. Demek gazeteciler böyle kaşıyor insanı.
- Seninle çok hoş, çok güzel bir sohbet oluyor.

 Spora siyaset sokmamalı

Burcunuz ne?
- 20 Temmuz doğumluyum. Yengeç burcuyum.

Rüya, burç, fal gibi bir takıntınız var mı?
- Yok.

Uğurlu bir sayınız var mı?
- Kafamda tuttuğum öyle bir sayı yok.

Takım tutuyor musunuz?
- Galatasaray

Son dönemde Futbol Fedarasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'la ilgili olarak gitsin mi, kalsın mı durumları var. Biraz siyaset de işin içine girmiş durumda. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
- Türk sporunun çok sorunu var. Maalesef en sancılı sektörlerimizden birisi.

Bir ülkenin sporu, sanatı ülkenin kendisine benzemez mi?
- Biz sporumuzdan daha iyiyiz belki. Çok başarılı sporcularımız var her alanda. Fakat spor organizasyonumuz görmek istediğimiz değil.

Ticari bir sektör olma yolunda ilerliyor.
- Kaçınılmaz olarak bir ölçüde ekonomik sektör, onu da dikkate alarak bakmak lazım. Yani buradan çıkaracağımız şey siyaseti spora çok sokmamak lazım. Bu bir temel gerçek, buna özen göstermeliyiz. Sporda önemli köklü bir değişim, yenilenme, toparlanma yollarını da açmak lazım.

Bunun için bir kırılma noktası lazım. Bir yumruğun inmesi lazım. Öyle ufak ufak toparlanacak gibi bir durum değil. Büyük paralar dönüyor ve kimse bu paraları kaybetmek istemiyor.
- Doğru, son zamanlardaki tartışmalar çok kötü. Şiddetin terörün, rüşvetin gündeme gelmesi kötü bir durum.

Kenan'ın yaklaşımı doğru

Yakında Eurovision var. Kenan Doğulu temsil edecek. Şu andaki tartışma her yıl olduğu gibi "Türkçe mi, İngilizce mi?" Siz nasıl bakıyorsunuz?
- Buna açık bakmak lazım. Burada bizim başarılı olmamız önemli. Kenan Doğulu başarılı bir sonuç aldı mı, amaç budur. Bu tartışmaya açılmaması gerek bir durum. İyi bir müzik, iyi bir uygulama ve iyi bir sonuç. Aradığımız bu. Bunu kim sağlarsa önemli değil. Aslında doğru bir yaklaşım yapmaya çalışıyor. Bazı Türkçe sözleri yabancıların ağzına verecek bir arayış içinde olduğu izlenimini aldım yaptığı açıklamalardan. Bazı Türkçe sözleri birleştirerek onları yabancıların ağzına vermeye çalışıyor. Bu çok iyi bir şey. Sezen yardımcı olacak değil mi?

Büyük bir ismin yardımcı olacağı geçiyor, ama Kenan'la Sezen'in yakınlığı biliniyor. Sezen etsin zaten.
- Geçenlerde TRT1'de Funda Arar ile Kıraç'ın programını izledim. Uzun süredir öyle mutlulukla bir program izlememiştim.

Beyaz Şov'a geldiği bölümü izlediniz mi?
- Hayır, izleyemedim.

Bu bir davettir!
İnşallah kendi geldiğiniz programı izlersiniz. Bu bir davettir. Sizi çok görmek isteriz programımda. Şu yaptığımız sohbetin binde birini yapsak benim için yeterli. Okan Bayülgen de geçenlerde aynı şeyi söyledi. Siyasileri kendi programımızda görmek istiyoruz. Okan'ın da, benim de programımız belden aşağıya vurmuyor. Doğru düzgün. Yaşımızı başımızı almış insanlarız.
- Benim bir marifetim olsa hemen gelirim, katılırım programlarınıza.

Çocukluğunuzda da böyle muhalif tavrınız var mıydı? Mesela sınıf başkanı oldunuz mu hiç?
- Benim bütün yaşamım el bebek gül bebek geçti. Hiç böyle çekişme, sürtüşme, çatışma ortamlarında bulunmadım. Hiç kavga etmedim mesela. Gayet uyumlu ve rahat ilişkiler içinde oldum. Hayatım öyle geçti ve dışarıda çatışmacı bir adam olduğum düşünülebilir, ama öyle bir şey yok. Eşimle 45. yılımıza giriyoruz.

Nobel Ödülü büyük olay

Binbir Gece'yi izlediniz mi?
- Hayır, izlemedim.

Peki Gaffur olayından haberiniz var mı? Pijamalı piskopat sapıkça hareketler yapan birisinin bu kadar sevilmesi garip değil mi?
- Gaffur'dan haberim var. Neresinin ilgi çekici oluduğunu düşününce gördüğüm ezilen insanların toplumda istediği yerde olmadığını bilen insanların bir hınç vermiş olanlara karşı içlerindeki kırgınlığı, hıncı öyle tatlı bir şekilde paylaştırarak herkese boşaltma imkânı veriyor. Bunu boşaltıyor. Ortada bir tehdit yok, hapse falan girmen söz konusu değil. O eldeki şey nedir öyle.

Orada Gaffur'la beraber şöyle bir gerçek ortaya çıktı dizilerde. Herkes Dolmabahçe Sarayı gibi evlerde yaşıyor, ama halkım gelin görün ki bunların hepsi mutsuz, fakat siz fakirsiniz ama mutlu olun. Mutluluğunuzu bozmayın, bakın zenginler ne kadar kötü bir durumda. Halbuki gerçek öyle değil. Gaffur gibi bir adam çıkınca öteki dizidekiler gibi olmak istemiyorlar. Hıncını alan, korkutan, apartmanın içinde pijamayla gezip otoriteye karşı çıkan biri.
- Peker Açıkalın'ı kutlamak lazım. Ne yaptığını çok iyi biliyor. Böyle olaylarda birileri eli mahkûm olur. Bu o değil, bu onu oynuyor ve bilinçli oynuyor.

Peker'e reklamlardan teklif gelmiş, bu onu orada kullanmıyor.
- Helal olsun. Bu ciddi standardı olduğu anlaşılıyor. Önemli bir tiyatro ustası.

Pamuk'u tebrik ettim
Orhan Pamuk'u tebrik ettiniz mi?
- Evet, özel olarak değil ama kamuoyuna yönelik olarak açıklamamı basına verdim. Türkçe yazan bir yazarımızın Nobel Ödülü'nü almış olması Türkiye açısından büyük bir olay. Bunu ifade ettim.

Ben çok teşekkür ediyorum. 2007'de sizi başbakan olarak görürsek ilk röportaj sözünü de ben almak istiyorum. Beyaz Şov'a başbakan olursanız gelmezsiniz ama.
- Söz, gelirim.


MİLLİYET



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ARAP ŞEYHLERİNE İÇ ÇAMAŞIRI DEFİLESİ

TACİZLER PODYUMDA DA OLUYOR

"DONDURMAM GAYMAK"A ABD VİZE VERMEDİ
»  BÜLENT ERSOY'UN KIYAFETİ ORTALIĞI KARIŞTIRDI
»  CEMİL İPEKÇİ BÜYÜK VE GİZLİ AŞKINI AÇIKLADI
»  KADINLARIN ERKEKLERDE GÖRMEK İSTEMEDİĞİ 20 KUSUR
»  BÜLENT ERSOY'A VATANDAŞ CEVABI "MOTOR DAHİ OLSANIZ"
»  ŞENAY AKAY, KENDİSİNİ TRAVESTİYE BENZETEN AYSU'YU AFFETMEDİ
»  BAKAN KOÇ’TAN HÜLYA AVŞAR”A 'SEVİLEYİ BİRLİK' ELEŞTİRİSİ
»  VADİDE BÜYÜK DEĞİŞİKLİK
»  KIŞ ORTASINDA İSPANYOL SICAKLIĞI
»  5 YIL HAPİS GAMZE'NİN ACISINI HAFİFLETMEDİ
»  TARKAN'IN AĞABEYİ, AFGANİSTAN'DA KAYIP
»  ÜNLÜ YILDIZIN ETEĞİ HAVALANINCA...
»  HANDE YENER'İN SEVGİLİSİ GARSONLUKTAN MÜDÜRLÜĞE TERFİ ETMİŞ
»   YATACAĞI ERKEĞİ ÖNCE YATAKTA TEST EDİYORMUŞ
»  OĞLU UYUŞTURUCU'DA YAKALANAN NÜKHET DURU İSYAN ETTİ
»  DENİZ AKKAYA'NIN KENDİSİNE BENZEMEYEN FOTOĞRAFLARI
»  ANKARA'LI TURGUT FİRARDA!
»  DON GÖSTERME MODASINA HÜLYA AVŞAR'DA KATILDI
»  SİBEL KEKİLLİ'DEN GAZETECİLERE ÇİRKİN HAREKET
»  HANDE YENER 15 YAŞ KÜÇÜK GARSON SEVGİLİSİYLE
»  HOLLYWOOD'UN ÇARIĞI MARAŞTAN
»  BÜLENT ERSOY: "2007 BAŞINDA EVLENİYORUM"
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.