Türk ekonomisinin tek başına yoluna devam edemediğini, hükümetin bunu IMF’ye iletemediğini söyleyen Baykal, “Hükümet IMF’ye gidip demiştir ki ‘lütfen bizi bırakmayın, sizinle üç yıl daha yürümeye hazırız. Bunun gereğini yapacağız’ uyarısında bulundu.
2005 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarıları üzerinde partisinin görüşlerini açıklayan Baykal,
TBMM Genel Kurulu’nda 80 dakika konuştu. İşte Baykal’ın Hükümet’e yönelik sert eleştirileri :
NOTA HÜKÜMETE VERİLDİ : Tabii en çarpıcı olanı da Dışişleri Bakanı ve Başbakan’ın 17 Aralık raporunun bize kalıcı kısıtlamalar getirmediğini söylemelerinden sonra Dışişleri Bakanlığının kalıcı kısıtlamaların kaldırılması için AB’ye nota vermesidir. Bu nota AB’ye verilmemiştir, kalıcı kısıtlamalar olmadığını düşünen Türk Hükümetine verilmiştir. Kendi kendimizi avutmanın bir anlamı yoktur. Bu zaafiyet tesadüfen oraya girmemiştir birilerinin kullanması için konulmuştur.
MİLLET SİZİ GÖZDEN ÇIKARIR : Türkiye Kıbrıs’ta seyirci değil taraftır, AB talebi adına bunu feda edemeyiz. Kıbrıs’ı gözden çıkarmaya kimsenin hakkı yoktur, buna biz de izin vermeyiz, millet de izin vermez. Unutmayınız ki anavatanın çocukları Kıbrıslı Türkleri korumak için canlarını verdiler. Bizim Kıbrıslı Türklere namus sözümüz vardır. Biz CHP olarak bu sözü sonuna kadar tutmaya kararlıyız. Tanınması gereken herhalde Güney Kıbrıs Rum yönetimi değil, hakkı elinden alınmış olan ve iyi niyetini sergilemiş olan KKTC”dir.
EKONOMİDE İSTİKRAR YOK : Ekonomide istikrarlı bir tempoyu yakaladığını söyleme imkanı yok. İşaretler oturmuş değil, güven verici değil sürekli olacağı konusunda bizi tatmin edici bir tablo yok. AKP iktidarı döneminde ortaya çıkarılan borç 91 katrilyon lira… Cumhuriyet tarihinin, Atatürk, İnönü, Bayar'dan, Demirel, Özal, Çiller'e kadar gelmiş geçmiş bütün başbakanların yaptığı toplam iç borcu kadar bir iç borcun bu üçüncü yılın sonunda ortaya çıkması söz konusu olacaktır. Türkiye, 81 yılda yaptığı toplam iç borcu üç yılda yapma noktasına gelmiştir.
HÜKÜMET IMF’YE YALVARDI : Hükümet IMF’ye gidip demiştir ki ‘lütfen bizi bırakmayın, sizinle üç yıl daha yürümeye hazırız. Bunun gereğini yapacağız’ demiştir. Çünkü ekonomi toparlanmamıştır, yoksa ekonomi toparlanmış olsaydı bir üç yıl daha ‘getir vur kelepçeyi elime’ diyebilir miydi? Bu neyi gösteriyor başarıyı mı gösteriyor? Tam tersini gösteriyor. Onları herkes görüyor, bakmayın siz gazeteler bunları yazmıyor diye bunlar yok değildir.
DAĞITILAN NOHUT POŞETLERİ : Enflasyon yüzde 8 olacak deniyor, dolar düşüyor. Türkiye’de Ankara Belediyesi yüzde 33.3 zam yapıyor. Belediyenin dağıttığı toplar, gösterişli açılışların bedelini, emeklisi, öğrencisi yüzde 33.3 bedel artırarak mı ödeyecek? Seçim öncesinde dağıtılan nohut poşetlerinin bedelini şimdi Ankara halkı mı ödeyecek?
NE OLİGARŞİ KALDI NE DEMOKRASİ : Partizanlık ve kadrolaşma devlet olanaklarını ele geçirme çabası çığırından çıkmıştır. Kızılay Derneği’ne kadar uzanmıştır. Başbakan bürokratik oligarşiden yakınıyor. Oligarşi mi kaldı? Sayenizde ne oligarşi kaldı ne demokrasi kaldı. Memurların tümünü değiştirdiniz? Kendi tayin ettiklerinizden şimdi ‘bürokratik oligarşi’ var diye şikayet ediyorsunuz.