İşte Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

30 Mart seçimlerini çok önemsiyoruz.
Kırıkkale direk taşlarımızdandır.
Kıymetli dava arkadaşımız Mustafa Pekdoğan beyefendiyi aday olarak göstermiştik.
Pekdoğan başkan, Kırıkkale’ye tekrar başkan olarak gelecektir.
MHP 30 Mart’ta bir mühür daha vuracaktır.
MHP 30 Mart’ta AKP’ye 1 Nisan şakası yapacak.

30 Mart’taki seçimler çok daha büyük bir anlam taşımaktadır.
Siyasi tercihinizi ortaya koymanız gerekmektedir.
Sandığa gitmek ve hiçbir mazereti ileri sürmeden kiminiz varsa sandığa gitmeni gerekiyor.
11 yılın bir fotoğrafı çektiğimiz zaman hangi olaylar var hatırlamak gerekir.
En başta bu fotoğraf da işsizlik görülüyor, açlık var, asayişsizlik var, ahlaksızlık var, yoksulluk var, yozlaşma var.
AKP işte budur arkadaşlarım.

AKP’ye oy vermiş kardeşlerime soruyorum:
Bir kurtarıcı aradınız, dara düştünüz ve AKP’ye çok büyük bir destek verdiniz.
Destek vermenizin sebebi bu darlıktan kurtulmak içindi.
O kadar siyasi parti varken 1,5 yıl önce kuruşmuş partiye yığıntı yaptınız.
11 sene geçti. Bir de sen düşün yoksulluğunu giderebildin mi?
Sağlık, eğitim sorunlarını tamamen çözebildin mi?
11 yıl senin için ne olmuştur? Verdiğin oylar sana ne olarak dönmüştür.
Sayın başbakan çok yanlış bir yola girmiştir.

3-5 danışmanıyla her türlü politikayı üretmeye çalışıyor.
Ama görülüyor ki Recep Tayyip Erdoğan tükeniyor, bitiyor.
Ama 'sen her şeyi çok iyi yapıyorsun' diyorlar.
Bazı sıfatlar veriyorlar.
Başbakan diyorlar, devlet başkanı olman lazım diyorlar.
Kimisi sultan diyor.
Hele hele son günlerde Başbakan’a takılan sıfatların haddi hesabı yok.
Başbakan’ın ayakları yerden kesilmiş.
Ya havada ya havaalanında.
Uçmaya da her an hazır Başbakan kendisine oy verenleri unutmuş.

11 yıl içerisinde yasama TBMM’dir.
Orada çoğunluğu ve dolayısıyla yasama Erdoğan’ın etkisi altındadır, hükümeti kurma yetkisi var
Medyada baskı var, aleyhinde bir yazı varsa atın, kaldırın.
ATV-Sabah diye bir TV ve gazete var.
Bunu almamız lazım diyor.
Bir salma gönderiyor kendi döneminde servet kazanmış iş adamlarına.
Sen diyor 100 milyon dolar, ötekine de aynı 100 milyon vereceksin diyor .
Böylelikle paralar bir havuzun içerisinde…
630 milyon dolar nasıl verilmiş. Bu parayı veren işadamları çok şımarık, kendini beğenmiş bir işadamları topluluğu.
Başbakan diyor ki havuza girecek de ıslanacak adamlar değil bunlar diyor.
630 milyon doları hangi havuzun içerisine koyarsanız koyun, dolarların üzerine yatınca insan ıslanır mı kardeşim?
Bu nasıl iş?

Bakan çocukları var, işadamları var, banka müdürleri var.
Neler yapmış bunlar?
Birisi rant, ihalelere fesat, kara para aklama, bir de İran’dan gelmiş 4 bakanı emrine almış bir çocuk.
Başbakan’da panik havası var, böyle bir patlamanın olmayacağını farz ederek hareket etmiş.
2. dalga da atın gitsin dediği savcı önemli bir araştırmayı başlatan bir savcı.
Ne yapmış bu savcı?
Erdoğan’ın oğlunu Bilal Erdoğan’ı esas almıştır.
Gelen 100 milyon dolar atmış, diğeri gelmiş paramız var ama sen de at demiş.
Her yerde şişkinlik…
Bir tane kutu var ayakkabı kutusu.
Kaldırıp baktılar yeşil dolarlar gözüküyor, ayakkabılar yok ortada.
Bakan çocuklarının evlerinde kasalar bulundu.
Sonra babasını arıyor “Arama yapıyorlar baba” O da diyor ki” Ne kadar var elde” Oğlan da “Şimdilik 1 trilyon var diyor”
Bugün 58 gün oldu.
Bu yolsuzlukları, kutuları, Bilal Erdoğan’ı konuşuyor milletimize.

“ÇOCUK CEVAP VERMEZSE BABA TOKAT ÇAKAR”
Bir vatandaş oğlu eve geldiği zaman kendisinin sabah verdiği harçlıktan başka birm parayı bulsa “Bunu nereden buldun, işe mi girdin” diye soruyor.
Eğer bu paranın nereden geldiğini söylememekte ısrar ederse “Oğlum söyle, bir yanlışa düşme” sakın diyor. Oğlan hala cevap vermezse…
Hala söylemezse baba bir tokat çakıyor