Mukim Öztekin, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen sohbet toplantısında basın mensuplarıyla biraraya geldi.
“Türk bankacılığı 12 yıldır 48 bankayla sınırlı kaldı. Son dönemde BDDK yeni lisanslar konusunda oldukça istekli görünüyor. Yeni lisanslar verilecek mi?” şeklindeki soru üzerine Öztekin, "Bankacılığı ben parası olanın yapacağı iş olarak düşünüyorum” dedi. Türkiye'de sektöre girmek isteyenlerin güçlü olması ve sektöre katkı sağlaması gerektiğini vurgulayan Öztekin, “Yani güç olduğuna, sektöre katkı sağlayacağına inandığımız, ülkemize katkı sağlayacağına inandığımız herkesi ülkemize bekliyoruz” diye konuştu.
Bir basın mensubunun, “Sizden önce sektöre girmek isteyenler için 300 milyon dolar gibi bir sermaye limiti vardı, bu limitin azaltılması söz konusu mu?” şeklindeki sorusu üzerine BDDK başkanı, bu rakamda değişiklik yapmayı düşünmediklerini bildirdi. Türkiye'de bir banka kuracak kişinin 300 milyon dolar veya Türk parasıyla 500 milyon lira sermaye ile kurmasının çok önemli olduğuna işaret eden Öztekin, “Bankasına duyulacak güven açısından 500 milyon lira önemli” diye konuştu.
BDDK, Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun taleplerine yanıt verecek mi?
Bir gazetecinin, “TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, darbelerin mali boyutuyla ilgili yaptığı inceleme çerçevesinde BDDK ve TMSF'den, batık bankalarda görev yapan paşaların hesap bilgilerini talep etti. Bu talepleri inceleme fırsatınız oldu mu, bu talep hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Öztekin, Bankacılık Kanunu'ndaki madde 73 kendilerine ne tür haklar veriyorsa ona göre hareket edeceklerini söyledi.
Öztekin, “Ben açıkçası talep yazısını incelemedim daha. Ama vereceğimiz veya veremeyeceğimiz bilgiler Bankacılık Kanunu 73'üncü maddesi çerçevesinde olacaktır. 73'üncü madde çerçevesinde kime vereceksek onları vereceğiz. Onun dışında orada sayılmayan kurumlara bilgi verme hakkımız yok. Çünkü kanun yasaklıyor” değerlendirmesinde bulundu.
73'üncü maddesinin içinde Meclis'in olup olmadığının sorulması üzerine Öztekin, Meclis'in olmadığını, fakat savcılık kanalıyla istenilen bilgilerin BDDK'dan alınabileceğini söyledi.
Türkiye'de bankacılık karlı, yabancı çıkışı olmaz
Türkiye'de finans sektörünün gelişmesini arzu ettiklerini belirten Öztekin, Avrupa'da gayri safi milli hasılanın yaklaşık 3,5 katına ulaşmış bir bankacılık sektörü olduğunu, oysa Türk bankacılık sektörünün daha yeni gayri safi milli hasılaya ulaştığını söyledi.
“Avrupa'daki durum düşünüldüğü zaman Türk bankacılık sektöründen çıkmak isteyen yabancı ortak olabilir mi?” sorusu üzerine Mukim Öztekin, Türkiye'deki iştiraklerin, işlemlerin ve bankacılık sektörünün şu anda oldukça karlı durumda olduğunu ve hiçbir yabancının çıkacağını düşünmediğini bildirdi.
Öztekin, “Bankalarımız değerli bizim şu anda. Geçmişte grupları içerisinde yüzde 10'luk ağırlığa sahip olan bankalar şu anda ilgili grupların lokomotif bankası, lokomotif firması konumuna gelmiş durumdalar. Dolayısıyla ben yabancı ortakların bu karları bırakacaklarını çok düşünmüyorum. Eğer niyetleri varsa da çok talipleri olacağını tahmin ediyorum” dedi.
"BDDK somurtan, parmak sallayan bir kurum değil”
BDDK'nın somurtan, uyaran ve sürekli parmak sallayan bir kurum olmadığını da ifade eden BDDK Başkanı, sektörün sorunlarını sektörle konuşabilecek düzeyde olduklarını, amaçlarının da sektörün gelişmesini ve sağlıklı işlemesini sağlamak olduğunu kaydetti. Öztekin, “Yoksa bankacı arkadaşlarımıza kızmaktan hiç hoşlanmam. Ben bana yapılmasını istemediğim hiçbir davranışı başkalarına yapmayı arzu etmem” dedi.
Kendilerine ulaşan en önemli şikayetlerden birinin kredili mevduat hesabı ve kredi kartı aidatları olduğunu anlatan Öztekin, bu konuyu bir standarda kavuşturmak, bu konuda bir standart yakalamak istediklerini dile getirdi.
Kredi kartı aidatları konusunun Türkiye'nin yıllardır çözemediği bir konu olduğunu vurgulayan Öztekin, bankaların sundukları hizmetin bedelinin mutlaka olması gerektiğini, ancak herkesin ne ödeyeceğini iyi bilmesi gerektiğini söyledi. Öztekin, “Yani ben ödeyeceğim bedeli biliyorsam buna itiraz etmemeliyim elbette. Bunlar fahiş de olmamalı, tüketiciyi mağdur edecek noktada olmamalı” diye konuştu.
Bankalar kart bedeli alabilirler
Sözleşmede belirtiliği sürece bankaların kart bedeli alabileceğini vurgulayan Öztekin, bir gazetecinin “bankaların sözleşmeleri mi, mahkemelerin aldığı karar mı daha bağlayacağı” sorusunu, şöyle yanıtladı:
“Ben bir tartışmaya girmek istemiyorum. Sonuçta bir bedel. Bankacıların lehine konuştuğumu da zannetmeyin. Ama bu işin bir bedeli var. Müşterilerine biliyorsunuz sıfır faizle kredi kullandıran bankalar var. Sonuçta bankalar verim hesabı yapıyor. Bu verim asgari alması gereken kar mantığı ile hareket ediyor. Sıfır faizle müşterisine kredi kullandırıyor. Sıfır faizle niye kullandırıyor?
Müşterisinin mevduat ve genel verimine bakarak bu yaklaşım içerisinde oluyor. Kredi kartı konusunda da şöyle düşünüyorum. Elbette kredi kartı konusunda bizim harcama kültürümüzde bir eksiklik var. Tüketicimizin de o noktada bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ben kredi kartı alıyorum, yüksek aidatlıysa almıyorum. Ya da (sende bak mevduatım var) diye itirazımı yapıyorum, ödemiyorum ben.”
Kredi kartları konusunda mahkemelerin bazı kararları olduğunu ve tüketicilerin mahkemelere giderek kredi kartı aidatlarını geri alabildiklerini hatırlatan Öztekin, bu konuda BDDK, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu'nun çalıştığını, hem sektör hem de tüketiciler için en doğru yolun bulunacağını söyledi. Öztekin, “Sorun standardın olmayışı, biri 10 lira alıyor biri 100 lira alıyor. Buna bir standart getirilecek” diye konuştu.
Öztekin, tüketici hakları konusunda BDDK bünyesinde bir daire kuracaklarını da bildirdi.
Herkes hangi hizmeti ne kadara alacağını bilmeli
Türk Ticaret Kanunu'na göre tacirler arasında faizin serbest olduğunu, liberal ekonomide de bu tür müdahalelerin aslında çok doğru karşılanmadığını anlatan Öztekin, liberal piyasa ile oynamadan bir standart getirileceğini ve herkesin kafasına göre komisyon alamayacağını ifade etti.
Bankacılığın maliyetli bir iş olduğuna da dikkati çeken BDDK başkanı, “Bir standart oluşturup siz faize 10 diyebilir misiniz? Herkes hangi bankadan hangi hizmeti ne kadara alacağını bilmeli. Bu konuda tüketicinin bilincini artırmalıyız” dedi.
İlk aşamada tüketiciden yazılı talimat alınmadan bireysel hizmet sözleşmesine dayanak mevduat hesabı, özellikle kredili mevduat hesabı açılmasını önlemek olacağını anlatan Öztekin, bu konunun kredi kartı aidatı konusundan daha önemli olduğunu kaydetti. BDDK Başkanı, “Vatandaşın belkide en büyük sıkıntısı burada. Kendim bile yaşadım, yüzde 5,75 faiz ödedim. Haberim yok kredi mevduat hesabı açmışlar. Bir bayramın yarım tatiline rastlamış, orada kredi kartıma tam ödeme talimatı vermişim, ödemeyi de unutmuşum. Bir baktım 5,75 faiz” diye konuştu.
“Faizi ödediniz mi” şeklindeki sorular üzerine de Öztekin, “Küçük bir rakam olduğu için ödedim, 3 kuruş, 5 kuruş hesabı yapmadım” yanıtını verdi.