AB'nin kuruluşunun 50. yılı, Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen resmi törenle kutlandı. Alman Tarih Müzesindeki törene AB ülkelerinin hükümet ve devlet başkanları, eşleriyle birlikte katıldı.
Törende konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB'nin vatandaşlarına barış, özgürlük ve refah getirdiğini belirterek, 25 Mart 1957 tarihinde 6 ülke tarafından kurulan topluluğun günümüzde büyük bir birlik olduğuna işaret etti. Avrupa'nın birlikte hareket ettiğinde çok başarılı olduğunu ifade eden Merkel, bunun gittikçe küçülen bir dünyada daha da büyük önem kazandığını kaydetti.
İtalya Başbakanı Romano Prodi, konuşmasında, AB için yoğun şekilde çaba harcadığını belirtti. Birliğin Avrupa'da geçmişte yaşanan acıların panzehiri olduğunu kaydeden Prodi, Avrupa'da iç pazar kurduklarını ve sınırları kaldırdıklarını ifade etti. Prodi, bu çabaların sürdürülmesini isterken, bunun için yeni kurallar gerektiğine işaret etti. AB'nin önünde küresel ısınma ve terörizmle mücadele gibi önemli sorunların bulunduğunu belirten Prodi, hiçbir ülkenin bu sorunları tek başına çözemeyeceğine dikkati çekti.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Almanya'nin AB konusundaki çabalarını takdir ederek, AB sayesinde Avrupa ülkelerinin seslerini daha fazla duyurduklarını ve tek başına çözemeyecekleri sorunları çözebildiklerini söyledi. AB'nin 50 yıldan bu yana insan onurunun korunması, özgürlük ve dayanışma için çaba harcadığını ifade eden Barroso, gelecek 50 yılda da bu değerleri sınırları ötesinde insanlara önereceklerini, ancak bunları hiç kimseye zorla kabul ettirmeyeceklerini kaydetti. Barroso, AB'nin hareket yeteneğinin artırılması ve globalleşmeye hazırlıklı hale getirilmesi, bunun için de Komisyon, Avrupa Parlamentosu ve vatandaşların birlikte çaba harcaması gerektiğini belirtti.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering de, AB'yi, 'Avrupa tarihinin en büyük barış ve istikrar projesi' olarak nitelendirdi, Avrupalı kimliğinin yaşamlarının vazgeçilmesi bir parçası olduğunu söyledi. AB'nin sorunların ortaklaşa çözülebilmesi için gerekli olduğunu ifade eden Pöttering, Birliğin daha saydam ve halka daha yakın olmasını önerdi. Pöttering, bunun için de 2009 yılında yapılacak parlamento seçimlerine kadar bir Avrupa Anayasasının kabul edilmesini istediklerini kaydetti.
MERKEL'İN 'BERLİN AÇIKLAMASI' İLE İLGİLİ KONUŞMASI
Almanya Başbakanı Merkel, daha sonra 'Berlin Deklarasyon'u ile ilgili bir konuşma yaptı. Merkel, bu konuşmada, demokrasi, insan onurunun korunması ve düşünce özgürlüğü gibi konuların AB'nin temel değerleri olduğunu ve bu değerlerin kendi inancına göre Avrupa'nın Hristiyan ve Yahudi kökenli geçmişine dayandığını söyledi.
Almanya Başbakanı, iç ve dış politikada yeni kurallara da ihtiyaç olduğunu, Avrupa'nın çağa uygun olarak her zaman yenilenmesi gerektiğini ifade etti. Avrupa Anayasasının da 2009 yılında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar yürürlüğe girmesi isteğini yineleyen Merkel, bu konuda başarısız olunmasının siyasi bir ihmalkarlık anlamına geleceğini belirtti.
Beyaz Rusya'da bugün bağımsızlık gününün kutlandığını, ancak insan haklarının hala ihlal edildiğini kaydeden Merkel, Beyaz Rusya halkına yönelik olarak ''Avrupa sizin yanınızda'' mesajını verdi. Zimbabve ve Sudan'ın Darfur bölgesinde yaşananları da kınayan Merkel, Sudan yönetimine baskılara son vermesi çağrısında bulundu ve bu ülkeye yönelik yaptırımların artırılabileceğini ima etti.
AB'nin uzun yıllar bir hayal olduğunu, ancak sonunda eski politikacıların vizyonları sayesinde gerçekleştiğini ifade eden Merkel, bunun kültür çeşitliliği ve hoşgörüyle mümkün olabildiğini, Avrupa ülkelerinin de geçmişte hoşgörüyü öğrenmek zorunda kaldıklarını kaydetti.
Merkel, AB'nin yenilenebilir enerji ve iklimin korunması konularında da öncü rol üstlenmesini istedi ve ABD ile ilişkilerin ve NATO'nun güçlendirilmesinin AB için 'hayati önemine' değindi. Rusya ile de yeni bir Ortaklık Anlaşması imzalanmasını isteyen Merkel, Avrupa'nın gelecekte hiçbir konuda bölünmemesi gerektiğini, istihdam ve ekonominin canlandırılması için de dinamizmin şart olduğunu söyledi.
Merkel, 'Berlin Deklarasyonu'nun Berlin gibi bir şehirde imzalanmasının sembolik önemine de işaret ederek, Berlin Duvarı kurulduğu zaman kendisinin 7 yaşında olduğunu ve Doğu Berlin'de yaşadığını, bu duvarın yıkılışını da gördüğünü belirtti.
Almanya Başbakanı Merkel'in konuşmasının ardından, törene katılan AB ülkeleri hükümet ve devlet başkanları, bağlayıcı olmayan 'Berlin Dekyarasyonu'nu imzaladılar.
Merkel'in temel ilkelerini konuşmasında dile getirdiği açıklamada, AB ülkeleri hükümet ve devlet başkanları, 2009 yılında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar Birlik içinde reformlar yapılmasını öngörüyor. Açıklamada, küresel ısınma ve terörizmle mücadelenin sürdürülmesinin yanı sıra yasa dışı göçe karşı da birlikte kararlı bir şekilde mücadele edilmesi dile getiriliyor.