Öztürk'ün daha önce de eylem yapmak üzere büyük kentlere gittiği ancak güvenlik güçlerinin sıkı denetimi nedeniyle eylem yapmaktan vazgeçtiği belirlendi. Polisin savcılığa "bir şüpheli yakaladıklarını, gerçek kimliğinin ortaya çıkması için 48 saat gözetim süresi isteğini" bildirdiği, ancak görevli savcının "şüphelinin gerçek kimliğinin belirlenmesini beklemeden ifadesinin alınması ve serbest bırakılması talimatını verdiği" ileri sürüldü.
Polisin iş için Irak'a gitmek istediğini ifade eden Öztürk'ü aldığı talimat gereği serbest bıraktığı öğrenildi.
PKK'nın bombalama, sabotaj ve etkili eylem yapmak üzere kurduğu "özel birlikler" kadrosu içinde yer alan Öztürk'ün, serbest kaldıktan sonra kaçak olarak Irak'a gittiği, kısa bir süre burada kaldıktan sonra Türkiye'ye eylem için geldiği kaydedildi.
PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarından bombalı eğitim aldıktan sonra İstanbul'a kanlı eylem yapmak için gelen Bülent Öztürk, İstanbul polisinin yaklaşık bir ay boyunca takibi sonucunda Mecidiyeköy'deki Akbil dolum gişesinde yakalanmış ve ele geçirilen iki düzenekli patlamaya hazır 2 kilo 75 gram A4 bombası uzmanlar tarafından etkisiz hale getirilmişti.
Şimdi soruyoruz. Bu azılı suçluyu polisin istediği sorgulama zamanını vermeyen savcı da bu zanlı kadar suçlu değil mi?
Mecidiye köyde o koyduğu bomba patlamış olsaydı orada ölenlerin sorumluluğunu bu teröristi salıveren savcı olmayacakmıydı. Ölenlerin arkasından ağlamak ve ağıt yakmak bir şeyi değiştirmiyor. O meydana gelen olayları önceden önlemek işe yarıyor.
Trafik kazalarında ölenlerin cesetlerini saatlerce ortada bekleten olayyerlerine canı istediği zaman giden, şüphelileri sorgulamak için süre isteyen savcıların hiç mi suçu yok. Savcılar da donulmaz değildir. Bu ülkenin insanları için çalışan ve aldıkları maaşların bu ülkenin insanlarının verdiği vergilerden aldıklarını unutmamaları gerekmektedir. Bu ülkenin insanları varsa savcılarda vardır. Bir savcının yaptığı işgüzarlıkla ihmalle bir çok insan ölseydi büyük bir ihtimalle onu salıveren savcıyada hiç bir işlem yapılmayacaktı. Üzeri örtülecekti.Tıpkı şimdi olduğu gibi kimse üzerine bu olaydan vazife çıkartıp bu savcı hakkında soruşturma açtırmadığı gibi.
İşte bu ülkede insanların hayatı bu kadar ucuz. Ağlamak dediğimiz gibi sorunu çözmüyor. Çözüm görevlilerinde işlerini çok büyük titizlikle yapmalarından geçiyor. Bu gibi olaylar yüzünden kimbilir kaç kişi pisi pisine can verdi ve verecek. terörle savaş sadece dağda mehmetçiğe işi bırakmakla olmuyor. Ovadakilerinde işlerini düzgün yapmalarından geçiyor.