Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Koronavirüs salgınına karşı alınması gereken önlemler kapsamında, istihdam teşvikinin devreye sokulması ve elektrik, su ve doğalgaz ödemelerinin belirli sürelerle ertelenmesi gerektiğini savundu.
AKP'den istifa eden eski bakan Ali Babacan'ın kurduğu DEVA Partisi, yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınması gereken ilave önlemlerle ilgili bir çalışma hazırladı.
Paylaşılan çalışmada, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının bütünlük içinde çalışmasının önemi vurgulanırken, "Konu ile ilgili gelişmelerin doğru, zamanlı ve şeffaf bir biçimde halkımızla paylaşılması önemlidir" denildi.
Çalışmada, Koronavirüs salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla gerekli önlemlerin katılımcı ve bütüncül bir yaklaşımla 'acilen' belirlenilmesi ve uygulanması gerektiği savunuldu.
Bu çerçevede kısa çalışma ödeneğinin ve işsizlik fonunun devreye sokulmasının gerektiği kaydedilen çalışmada şu öneriler yer aldı:
-Krizden yoğun olarak etkilenecek firmalarda çalışanların işlerini kaybetmelerinin önüne geçilmelidir. Kısa çalışma ödeneği devreye sokulmalıdır. İstihdamla ilgili vergi ve primlerde muafiyet, indirim veya ertelem uygulamasına gidilmelidir.
-Her türlü istihdam teşviki acilen devreye sokulmalıdır. İşsizlik fonu bugünler içindir.
-Uzaktan çalışmaya imkan sağlayacak iletişim altyapısı güçlendirilmeli ve ucuzlatılmalıdır.
-Uzaktan çalışanlar için sosyal güvenlik uygulamaları geliştirilmelidir.
-Krizin etkileri azalıncaya kadar vergi ve diğer kamusal mali yüklerde muafiyet, indirim ve ertleme gibi yöntemler uygulanmalıdır.
-Elektrik, su ve doğalgaz ödemeleri belirli sürelerle ertelenmedir. Bu sebeple finansman ihtiyacı doğan dağıtım şirketlerine gereken destek verilmelidir.
-Kredi kartı kullanımında ve tüketici kredilerinde kolaylaştırıcı önlemler alınmalıdır.
-Bankaların, geçici ödeme sıkıntısı yaşayan firma kredilerini geri çağırmaları önlenmelidir.
-Krizden yoğun olarak etkilenen sektör ve firmalara yönelik özel kredi destek programları acilen geliştirilmeli, Bankalar Birliği bu programların geliştirilmesinde öncü rol oynamalıdır.
-Ödeme sisteminde ve likiditeye erişimde herhangi bir tıkanma oluşmaması için Merkez Bankası ile bankalar arasında ve bankaların kendi aralarında likiditeye erişim kanalları açık tutulmalıdır.
-Merkez Bankası, döviz likidite yönetimini etkin bir şekilde yapmalıdır.
-Korona salgını küresel bir risktir. 2008 krizinden sonra olduğu gibi, uluslararası kuruluşlar ve merkez bankaları başta olmak üzere, swap pencereleri gibi döviz likiditesine erişim imkanlarındaki gelişmeler yakından takip edilmeli, bu yöndeki çalışmaların içinde aktif bir biçinde yer alınmalı ve oluşturulacak imkanlardan azami ölçüde yararlanılmalıdır.
-Kamu harcamalarının kompozisyonu, halkımızın sağlığına öncelik veren ve krizden etkilenen sektörlerde iş ve istihdam kaybını önleyecek bir anlayışla gözden geçirilmeli ve bu tür harcamalara öncelik verilmelidir.
-Temel gıda ve tarım ürünlerindeki tedarik zincirini zayıflatacak kısıtlayıcı uygulamalardan kaçınılmalıdır.