MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında dünya ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Partisinin 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin hazırlıklarından söz eden MHP lideri Bahçeli’nin hedefinde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı.
Seçim hazırlık sürecini dolu dolu geçireceklerini ifade eden Bahçeli “Ara sıra keyfi isterse boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan büyükşehir belediye başkanlarını evine göndereceğiz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler tek ses tek yürek olacak. Belediye kaynaklarını bölücülere sevk edilenlerden milletimiz mutlaka hesap soracak” diye konuştu.
YARGITAY AYM KRİZİ
Bahçeli’nin gündemindeki konulardan biri de geçtiğimiz haftaya damga vuran Yargıtay-AYM krizi oldu.
AYM ile Yargıtay arasındaki gerilim halini hukuk güvenliği açısından arzu etmediklerini kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:
* Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında fitili tutuşan anlaşmazlık ve gerilim hali bir defa hukuk devleti ve hukuk güvenliği açısından hiç de arzu etmediğimiz bir durumdur. Ancak bir kahırdan ümit ediyorum pek çok lütufta doğacaktır. Öncelikle yüksek yargı organları arasındaki görüş ayrılıkları, yorum farkları hukuk tekniği ve demokrasi mantığı kapsamında içtihat zenginliğini takviye ve tahkim edecektir.
“KRİZ AYİNİ YAPANLAR AVUÇLARINI YALAYACAK…”
* Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında cepheleşmeye ve suç duyurusuna kadar varan süreç bir devlet veya rejim krizi değil, böyle görmek ve göstermek isteyen siyasi partilerin sefil bir uydurması, aynı şekilde kuruntusudur.
* Kriz bekleyenlere, kriz düşü kuranlara, kriz ayini yapanlara açık açık söylüyorum ki, avuçlarını yalayacaklar, hevesleri de kursaklarında kalacaktır.
* Bunun yanında var olan sorunun kaynağına inmeden, sorun üreten yargı organını nesnel ölçüler eşliğinde tespit etmeden sağlam ve sağlıklı çözüm yollarının inşası da oldukça zordur.
“MECLİS AYM2NİN VESAYETİ ALTINDA DEĞİLDİR”
* Anayasa Mahkemesi adalet ve hukuk düzenin safrası ve sancısıdır. Bu kaçınılmaz gerçeği kabul etmeden son gelişmeleri kavramak mutlak butlanla batıldır.
* Bireysel başvuru kapsamında AYM’nin görevi bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğini ve ihlal varsa nasıl ortadan kaldırılacağının belirlemesiyle sınırlıdır. Gazi meclis AYM’nin vesayeti altında değildir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
* Meclis’te oturma eylemi yapan güruhun AYM’nin yasamayı etkisiz hale getirme girişimini görmezden gelmesi küstahlıktır, hadsizliktir, seviyesizliktir. Oturanlara sesleniyorum, siz oturmaya devam edin, Türk milleti size Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart’ta kaldırmasını bilecektir.
“KARAYILAN VE GÜLENE DE HAK İHLALİ VERECEKLER”
* Şu anayasal kuralı herkesin idrakinde yarar vardır. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur, bu mahkeme süper temyiz merci sıfatına da sahip değildir. Bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesi'nin görevi, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğini, eğer ihlal varsa bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesiyle sınırlıdır.
* Nerede bir suçlu varsa, nerede Türkiye'ye nefret kusan, ihanet eden, silah doğrultan, milli güvenliğimizi, milli birlik ve kardeşlik ruhumuzu bozmayı amaçlayan bir hain bulunuyorsa Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali kararıyla ödüllendirilmektedir. Bu olacak iş midir?
* Nitekim Anayasa Mahkemesi zulmün yanında, milletin ve devletin karşısında bir mihrak olarak sivrilmiştir. HDP'ye yapılacak Hazine yardımına bloke konulmasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın müracaatını reddeden, PKK'ya para akıtılmasının önünü açan Anayasa Mahkemesi'dir.
* Terörist Demirtaş'ın lehine hak ihlali kararı verip 50 bin lira tazminat ödenmesine hükmeden Anayasa Mahkemesi'dir. Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Figen Yüksekdağ, Can Dündar başta olmak üzere PKK'lı ve FETÖ'cülere hak ihlali kararıyla can simidi uzatan Anayasa Mahkemesi'dir. Dağda, ovada, sınır içinde, sınır ötesinde başını ezdiğimiz hainlerin sırtını sıvazlayan Anayasa Mahkemesi'dir.
* Türkiye'nin ve Türk milletinin helal haklarını alenen ihlal eden bu muhkeme, muhtemeldir ki, böyle giderse Fetullah Gülen ile Murat Karayılan'a bile hak ihlali kararıyla kucak açacaktır. Bize göre Yargıtay 3.Ceza Dairesi görevinin gereğini eksiksiz yapmıştır.