Bahçeli’nin konuşmasının satır başları şöyle:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Güya kurultay yapacaklardı. Güya 15 Mayıs’ta MHP’yi denetim altına alacaklardı. Başaramadılar. 10 Temmuz’da demokratik şölenimizi yapacağımızı açıklamamıza rağmen bu kez de geçen hafta otel salonlarına tıkıştılar. Bu zamana kadar görülmemiş çirkeflik ve pervasızlıkla parti tüzüğümüzde 13 maddelik değişiklik yaptılar. Vay zavallılar var, bu kadar mı küçüldünüz? Bu kararmış aklı, bu ucube hakkı size hangi MHP düşmanı verdi?" dedi.
Her ülkenin kendi çıkarını gözetmesi normaldir. Bunun aksini düşünmek saflık göstergesidir. Bu itibarla Türkiye’nin bölgesinde yalnızlık çekmesi, buna gönüllü olması hem akılcı, hem de coğrafyamızın getirdiği zorunluluklar göz önüne alındığında doğru değildir. Ultra küreselleşmenin yaşandığı bir dünyada, milli ve manevi değerlerden uzaklaşmadan atılım yapmak gerekmektedir.
"DEĞERLİ YALNIZLIKTAN BİLE MEDET UMULMUŞTUR"
Türkiye’nin dış politikasında pek çok açmazı vardır. Değerli yalnızlıktan bile medet umulmuştur. Haklı olduğumuz konularda haksız sayılmamız, hatalı ve hamasi dış tasavvurun sonucudur. Ülke olarak ön alacaktık, önü alınan olduk. Sözümüz gerçekleşecekti, sözü kesilen olduk. Parlayan bir yıldız olacaktık ancak ortada ne bir yıldız ne de parlama kaldı. Sadece dumanı tüten sönmüş bir volkana döndük. Türkiye Ortadoğu’da model olacaktı, bizden habersiz yaprak kımıldamayacaktı. Ancak bunların hepsi hayal oldu. Hükümet bunu görememiş, 14 yıl boyunca havanda su dövmüştür.
Sayın Binali Yıldırım başbakan olduktan sonra bir ihtimal dış politikadaki durumun farkına varmıştır ki, ‘dostlarımızı çoğaltacağız’ demiştir. Bu sözler tabi olarak olumlu ve pozitif niteliktedir. Buna karşın Cumhurbaşkanının, ‘kendimizden başka dostumuz yok’ sözleri, başbakanın sözlerini açığa düşürmektedir. ‘Kardeş Esad’tan ‘katil Eset’e nasıl gelinmiştir? Başbakanın açıklamaları önemlidir, bundan sonraki adımlar için bağlayıcıdır. AKP’nin Suriye politikası başta olmak üzere komşu ülkelerle arasındaki soğuk ilişkilerin seyri de değişecek demektir. Başka çare de yoktur.
"PUTİN'E MEKTUP OLUMLU BİR ADIM"
Türkiye ile Rusya arasında soğuk savaş yıllarını aratmayan gerilimler yaşanmıştır. Haklı olarak düşürülen Rus uçağı ilişkileri donma noktasına getirmiştir. Rusya’nın devreye soktuğu yaptırımlar seti Türkiye’yi can evinden vurmuştur. Turizmcilerimizin şikayetleri haddinden fazladır. Çıkan fatura hem ülke ekonomisine hem de turizmcilerimize yansımıştır. Cumhurbaşkanı’nın Putin’e yazdığı mektup iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi için atılan olumlu bir adımdır.
Türkiye, Avrupa’nın sınır bekçisi olarak görülmüştür. Avrupa Birliği, Türkiye’ye vize muafiyeti için ilave şartlar getirmiş ve terörle mücadeleyi kösteklemeye çalışmıştır. Avrupa Birliği verdiği sözleri tutmadı. AB’nin bu PKK sevdasının, YPG tutkusunun kaynağı nedir? Avrupa Parlamentosu’na asılan YPG flamalarının altında poz veren HDP Eşbaşkanı artık çok olmuştur.
Teknolojide ilerlemek gelişme değildir. Nitekim robot da gelişmiştir ama vicdanı ve duyguları yoktur. Biz vize muafiyetiniz başınızda paralansın diyoruz, vize kadar başınıza taş yağsın. Türkiye Avrupa Birliği’ne mecbur ve mahkum değildir. Kendi söküğümüzü kendimiz dikebiliriz.
"VAY ZAVALLILAR VAY"
MHP imanlı ve ihlaslı kadrolarıyla hiçbir oyuna gelmez, tuzağa düşmez. Paralel yuvalarda pışpışlanıp MHP’ye yuvalanmak isteyenler olduğunun farkındayız. Güya kurultay yapacaklardı. Güya 15 Mayıs’ta MHP’yi denetim altına alacaklardı. Başaramadılar. 10 Temmuz’da demokratik şölenimizi yapacağımızı açıklamamıza rağmen bu kez de geçen hafta otel salonlarına tıkıştılar. Bu zamana kadar görülmemiş çirkeflik ve pervasızlıkla parti tüzüğümüzde 13 maddelik değişiklik yaptılar. Vay zavallılar var, bu kadar mı küçüldünüz? Bu kararmış aklı, bu ucube hakkı size hangi MHP düşmanı verdi? Allah inandırsın Turist Ömer olsa hızına yetişemezdi. Korsan kurultaya kaç kişi katıldı, neye oy verdi anlayamadan tüzüğün 13 maddesi değişti.