MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ülkedeki şartların oldukça ağırlaştığını ve gelişmelerin vahim bir sınıra dayandığını belirterek, “Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür” dedi.MHP Lideri, dün “AKP ile CHP Arasında Yapılan Koalisyon Görüşmeleri” başlığıyla yaptığı yazılı açıklamasında şu önemli mesajları verdi:
KAÇAK GÜREŞME SİYASİ SORUMSUZLUK
“Seçimlerin üzerinden 65 uzun gün geçmesine rağmen demokratik normalleşme, siyasi uzlaşma ve istikrar özlemleri henüz vasat bulamamıştır. Ekonomik dengelerdeki bozulma, sosyal gerilim ve siyasal cepheleşmelerdeki yoğunlaşma bölücü terör örgütünün hain saldırılarına eş zamanlı mesafe almaktadır.
Olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye’miz tam bir istikrarsızlık ve belirsizlik sarmalındadır. Şartlar oldukça ağırlaşmış, gelişmeler vahim bir sınıra dayanmıştır. Türk milleti her yönden ateş altına alınmıştır. Bugün Sayın Davutoğlu ile Sayın Kılıçdaroğlu günlerdir sürüncemede bırakılan koalisyon görüşmelerinin seyrini belirleyeceklerdir. Anlaşılmaktadır ki, AKP’nin kafası karışık, onlarca saat görüşmesine rağmen CHP’yle ortaklığa soğuktur. Türkiye’nin bu denli sıcak ve sorunlu bir gündemi varken; AKP ile CHP’nin kaçak güreşmesi, birlikteliğe yanaşmaması, masayı devirmek için bahane arayışları bir defa siyasi sorumsuzluk örneğidir.
TÜRKİYE ADINA MÜESSİR BİR KAYIP
Bugüne kadar heyetler arasındaki görüşmelerin verimli ve yararlı geçtiği ısrarla vurgulanmış, beklentiler hep canlı tutulmuştur. AKP’nin açıkladığı 10 maddelik koalisyon ilkeleriyle CHP’nin kamuoyuyla paylaştığı 14 maddelik ilkeler demetinin benzerlikler taşıdığı da taraflarca ifade ve iddia edilmiştir. Ne var ki, beş tur süren istikşafi görüşmelerin makul ve mutlu bir neticeye ulaşmak yerine, zaman geçirmek için sürdürüldüğü, zevahiri kurtarmaya hizmet ettiği kanısı oldukça yaygınlaşmıştır. AKP ile CHP’nin birbirini yoklaması, keşfe çıkması, nabzını ölçmesi günler ve saatler süren toplantılarla hala olumlu bir kanaate ulaşamamaları Türkiye adına müessir bir kayıptır. Sayın Davutoğlu, kaçak sarayın telkin ve tazyiki altında günlerdir koalisyon meselesini yokuşa sürmekte, vakit israfıyla meşgul olmaktadır. CHP’nin hükümete girme iştah ve istediği ise her seferinde akamete uğramaktadır. Bu anlamsız, izah ve tanımı çok zor olan istikşafi oyalanmaların ülkemiz aleyhine olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. AKP ile CHP Genel Başkanlarının daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelmek için fedakârlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir.
HDP’NİN ÇÜRÜMÜŞ MENSUPLARI
Türkiye’nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün olmadığı gibi doğru da değildir. PKK terör örgütünün kanlı saldırıları, artan şehadetler tahammül eşiklerini aşmış, milli infiale yol açmıştır. Bu düşmanca ve alçakça yapılan saldırılara dayanmak, katlanmak artık söz konusu değildir. Devlet otoritesi sarsıldığı gibi, birlikte yaşama iradesi kırılmakta, kardeşlik iklimi zehirlenmektedir. PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatları azami ölçüde kullanıp, hükümetin onca ihmal ve gevşekliğini alan hakimiyetiyle derinleştirmektedir. Ülkemiz kanlı bir iç savaşa doğru hızla sürüklemektedir. Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef alan sözde kuzey Kürdistan fitnesi silah zoru, dış baskı, iç kuşatma altında temellenmektedir. Bu esnada PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapmakta, ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırmaktadır. HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ne yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir.
BU ORTAMDA HİÇBİR PARTİ SEÇİME ODAKLANMAZ
Ülkemizin şu günkü zifiri ve zillet tablosu duyarlı, milli hassasiyeti yüksek, kalbi vatan sevgisi için çarpan her insanımızı kaygılandırmaktadır. Bu nedenle AKP ve CHP koalisyon hükümeti kurmak için asılsız, afaki ve içi boş avunmalara sığınmak yerine işbirliği ve ortaklık hukukunu canlandırmalıdır.
Kısaca AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır. AKP ile CHP bir hükümet kurmak durumundadır. Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür. AKP ile CHP’den beklentimiz Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra insiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır.
ERDOĞAN DA YERİNİ BİLMELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yerini yurdunu bilmesi ve Anayasa’da tayin edilen sınırlarına tam bir sadakatle görevini ifası akla ve ahlaka uyan en doğru davranış biçimi olarak görülecektir. Erdoğan’ın Beştepe’den siyasete güzergah belirleme teşebbüsleri, dış gezilerde, uçaklarda siyasi konularda bilirkişiliğe soyunma gayretkeşliği kesinlikle gayri meşrudur. Sayın Davutoğlu’nun Erdoğan vesayetinden kurtulması, siyasetin doğasına uygun ve partisinin çizgisine bağlı hareketi koalisyon görüşmelerinin ufkunu açacaktır. Ya Türkiye paramparça olacak ya da Türk milleti topyekûn ayağa kalkarak bölücü hainleri bu kutlu vatandan temizleyecektir. Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir. Şu da unutulmamalıdır ki, Türk milleti en zor şartlarda ülkeyi yönetimsiz bırakarak azınlık hükümeti senaryosuna bel bağlayan, erken seçim planlayan, kendi kişisel çıkar ve ihtiraslarına ülkeyi kurban vermekten kaçınmayan müflis ve marazi zihniyetleri asla affetmeyecektir.”